Duaları her zaman kabul olur mu insanın? En azından bi isteği kabul olmaz mı insanın ? Birilerinin her istediğine elini kolunu sallayarak ulaştığı bu dünyada , birilerinin çok ufak bi duası kabul olmaz mı?
Hayat uçurumundan korkan bu gencin bu çok içten duası kabul olsun nolur diye yalvarırken istemsizce sol gözünden bir damla yaş süzüldü.Gözyaşını silmeye vakit bile bulamamıştı ki içeriye dalan kız kardeşi merakla yanında sokuldu . HÂLÂ mı be abicim diye yakındı. Kısık bi sesle HEP diyebildi sadece ve gözündeki tek damla yaşı sildi . O gece uyku tutmamıştı . Yine gece uyumadan sabah etmişti . Hazırlanıp okula gitmek için yola koyuldu . Yine de heyecanlıydı okula gitmek için . Kalabalık bi yalnızlık onu bekliyordu. Yalnız görünmemek için bugün neler yapacaktı bunu hayaliyle yürüdü durdu. Okula girdi bekçiyle ufak bir merabalaşma , alt sınıftan çocukların oyunlarına karışır bi vaziyette yavaş yavaş sınıfına yürüdü ve sınıfın kapısını araladı içeri güleryüzle adımını attı. Mutlu görünebilmek için türlü şebeklikler yapıyodu . Birden dikkatini sınıfa yeni gelen iki çocuk çekti. İkisini hoşgeldiniz beyler diyerek tokalaştı . Düşünmeden edemedi dün ettiği duayı . Acaba diye düşündü , bu sefer kabul olcak mıydı ? Bu sefer o uçuruma giderken tutacağı elleri bulmuş muydu? Ders başladı ama aklında bu vardı bu yalnızlıktan onu kurtaracak dostları bu çocuklar mıydı ? İçinde tarifsiz bi mutlulukla hop otutup hop kalkıyordu. Çocukların biri uzun boylu sakallı zayıf bi çocuktu ismi Yusuf , diğeriyse biraz daha kısa Sarışındı Deniz. Denizle Yusuf ilk tenefüsten kaynaşmışlar ve tenefüste arka bahçenin yolunu tutmuşlardı çünkü bu iki gencin sigara gibi çok güzel bi alışkanlıkları vardı. Arka bahçede öğle tenefüsü nedeniyle izdiham denilebilcek derecede bi kalabalık vardı. Denizle Yusuf kalabalığın arasına karışıverdiler. İkinci sigaralarını yakacaklardı ki ikisinin de çakmalarının gazı bitmişti . Tesadüf müdür , işaret midir bilinmez onlarla aynı gün okula gelen Nazlıcan yanlarında belirivermişti. Yusuf biraz daha girişken Deniz biraz daha pasif olduğundan Yusuf hemen çakmağınızı kullanabilir miyiz ? diye sordu Nazlıcana . Nazlıcan çok sıcak bi tavırla tabi ki diyerek çakmağı uzattı sigarasını içtiği sağ eliyle ve yüzüne çok yakışan tebessümünü de eksik etmedi . Ve Yusuf teşekkür ederiz diyerek tebessümüne karşılık verdi .Unutmadan, Yusuf ve Denize arka bahçenin ve okulun rehberliğini yapan Kemal vardı esmer kısa boylu çocuk . Adeta bir rap manyağı bu çocuk sürekli bir rapçi gibi takılır şarkı yazmaya çalışır ve sürekli kendi kendine şarkı mırıldanırdı . Tesadüftür ya Nazlıcan da bi o kadar rap sever bir kızdı. Sigaralarını içerlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamışlar ve ders ziliyle kendilerine gelmişlerdi . Ve derse gitmek için yürümeye başladılar . Sınıfa vardıklarında kendilerine garip bi şekilde umutla bakan birini fark ettiler. Evet ikisine de hoşgeldiniz diyen kısa boylu sakallı çocuktu bu. Kalorifere yaslanmış sınıfta olan biteni anlamaya çalışıyordu. Deniz ve Yusuf onun yanına gittiler selamın aleyküm kardeşim diyerek atıldı hemen Yusuf . Yusufun bu hareketiyle adeta dünya kupası kazanmış Türkiyeye dönmüştü bu çocuk .Hemen kısık bi sesle aleyküm selam diyebilmişti sadece . Ve tekrardan aklından geçirdi , acaba olucak mıydı ? Kısa bi sohbetle tanıştılar. Yusuf ve Deniz kendini tanıttı . ve ardından sıra ona gelmişti . ne diyecekti adeta adrenalinden bir patlama yaşayacaktı . Sevinci arkadaş bulduğuna değildi aslında . Belki de hayatta ilk defa bir duası kabul olmuştu , bunun için bu kadar sevinçliydi. Ve kendini tanıtmaya başladı . Adım Umut dedi heyecanla . Ama , ama sonra ne diyeceğine dair en ufak bi fikri yoktu , derken içeri giren matematik hocası resmen hayatını kurtarmıştı. Yarıda kesilen sohbetin ardında üç genç de yerlerine geçtiler . Deniz sol arka köşede,Yusuf sağ arka köşede Umut ise tam ortada oturuyordu. Umut derste bir sağ arkasına dönüp Denizi , bir de sol arkasına dönüp Yusuf'u kesti ve türlü düşüncelere daldı . "Acaba bir derdim olduğunda kendi dertleriymiş gibi kederlenecek , kavgam olduğunda kendi mevzularıymış gibi en önden gidecek , uçurumdan yuvarlanırken elimden tutacak dostlarım bunlar mı ? " diye aklından geçirdi. İkisinin de bakışlarında saflık , temizlik vardı . Bunu ta kalninin en derinliklerinde hissetti. Zaman geçmiş ve ders bitmişti . Deniz , Yusuf ve Umut yürümeye başladılar okullarının önündeki dik yokuşa doğru . Ve sonunda hepsi dağılmıştı evlerine . Kapıyı çaldı , annesi açmıştı . girer girmez annesinin yanağına bir öpücük kondurdu . Annesi Selma Sultan Hayırdır yavrum ne bu mutluluk , piyango mu tutturdun ? dedi, mutlu bir ses tonuyla. Piyango tuttursam bu kadar mutlu olamazdım annecim dedi ve odasına geçti ve önceki günün yorgunluğuyla uykuya daldı .