2. Bölüm " BENİM HAYATIM"

291 37 15
                                    


Kanadı kırık bir karga düşünün hem çirkin hem tutsak.


Kimsenin hayatı mükemmel değildi bunun en büyük örneği bendim. Herşey mükemmel ilerlerken  bir anda ayağıma takılan engel beni mahvetmişti , sonra toparlayamadım zaten..

Benim tanıdığım Affan böyle yapmazdı  bırak endişe etmeyi beni görünce başını eğip geçerdi.   Okulun ilk günü olarak bir garipti.  Nil hocanın gelmesi diğerleri gibi benimde işime gelmemişti.  Kadın yüzünden görünmezliğim elimden kayıyordu.

Bizim liseden mezun olan neredeyse 40 doktor  10 mühendis,  15 avukat olmuştu.  Müdür beyimiz olmazsa olmazıydı.  Her yıl kim nereyi kazanmış hangisi hangi mesleği seçmiş anlatırdı.  Yani bu yüzden  40 dakika konuşma yapardı.  Tabii ki ben uyuya kalıp geç kalmamıştım (!)  İstanbulda sıralamaya girdiğimiz için gösteriş yapmayı çok severlerdi.  Bu yüzden ders hariç pek sosyal aktivitemiz yoktu.

Bizim mahalleye gelince Karan üzerime atladı.

  " Dur oğlum! " dedim gülerek.  

Bana da en iyi isim Karan gelmişti. " Oğluş hayırdır niye bu kadar sevindin?  " diyince inilti gibi bir ses çıkardı.  Köpeğin ismini ben vermiş olabilirim fakat köpek Ebu Bekir'e aitti..  Karan onu çok özlüyordu bunu farkediyordum..  Bekir'i kim özlemezdi ki? 

" Hadi oğluş Leyla teyze merak etmiş seni. " diyerek Bekir'lerin evine baktım.  Dediğim gibi başörtüsünü düzeltirken " Karan! " diye bağırıyordu.  Tek evladından kalan bir hatıra olunca gözü gibi bakıyordu.  Benim okul dönüş saatimi bildiği için hep aynı saatte sokağın başında oluyordu.  " Burda Leyla teyze. " dedim sesim oldukça kısık çıkmıştı. Onunla göz göze gelmeye yüzüm yoktu.  " Sağol kızım biliyorum her seferinde senin önüne geldiğini ama korkuyorum. " dedi Karan'ın başını severken.  " En iyisini yapıyosun. " diyerek başımı eğerek önünden geçtim.

Benim omzumda çok yük vardı kimse görmesede o yükler beni tüketiyordu.. 

" Sen mi geldin Ümran?  " diyince göz devirdim.  " Yok anne yoldayım daha. " diyerek iğrençliğin daniskası olan bir espiri yaptım.

" Geliyor terlik !" diye tehdit etti. 

" Benim bu saatte kim gelebilir?  Çağlanın dersi benimkinden sonra bitiyor. " gözlerimi devirdim. Kadın  3 yıldır kızının dersinin ne zaman bittiğini bilmiyordu.  Çağla hep saatinde gelir arkadaşları ile dışarıda olacaksa arardı ne diye bu kadar evham ediyor ki?

" Dilde pabuç kadar. " diye bağırdı mutfaktan,
" Üstünü değiştir sofrayı kur Çağla gelir şimdi açıkmıştır benim doktorum.  "  derin nefes alıp verdim,  ne demek istediğimi anladınız umarım. Çağla 3 yıl önce İstanbul Üniversitesi Tıb bölümünü kazanıp ailenin gururu olmuştu.  Ben iki yıl önce okula ara verip evin yüz karası.

Çağla annemin birtanesiydi şükür ben babadan kurtarmıştım.  Babam pek sevgisini belli etmesede anneme karşı her zaman savunmuştu.  Babam eski bir boksör olduğu için fazlasıyla uzun boylu ve kalıplıydı.  Ben babamın kızıydım tüm güzelliği ile Çağla ise annemin.

Üzerime rahat birşeyler giyerek sofrayı kurmaya başladım.  Kendime tabak yapıp balkona çıktım.  Evimiz dubleks daire olduğu için rahattım.  Komple aleye ait br abartmandı fakat amcalarım buraya taşınmak yerine kiraya vermişti. Bu oda yüzünden Çağla ile çok kavga etmiştik. Ailem ilk defa ben çok istediğim için bu odayı bana vermişlerdi,  diğer odaya göre daha küçük bir odaya sahip olmuş olabilirim ama bu oda bana göre geniş ve terası var.  Teras ise Bekir'in odasına bakıyordu. Eskiden burdan saatlerce dans eder film izler konuşurduk şimdi sadece dans ederken kullandığım bir yer. O'ndan başka arkadaş edinmemiştim lisede benim gibi sonuncu olan biri ile pek arkadaş olmak isteyen yoktu.  Herkes geleceği için çalışırken şu anların bir daha gelmeyeceklerinden bir haberlerdi.  Odamı seviyordum küçük ve sıcacıktı.  Gri rengi güneş vurdukça dahada açılıyordu. 

KARGA GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin