Konferans Günü

41 10 6
                                    

Kongre günü yaklaşıyor.. Valizlerimi hazırlıyorum. 'Ben çocuklara bakmam,' dedi ya.. Şimdi de kalkmış gelmek istiyormuş... Şimdi şu halime bak.. Seni sevmek için çok çabaladım Ayhan.. Bana ilk dokunansın... Haketmediğin iyilikler bir bir yüzüme çarpılıyor. Sana yaptığım fedakarlıklarım yüzünden pişmanım...İş bu yaa iş! 2 günlüğüne uçakla gidecektim.. Ona da hayır dedi.. Şimdi de peşimden gelecekmiiş... Pehh....

Çocuklarımdan ayrılamam. Nina bu hafta bizde kalacak. Canım ya herşeyi ayarlamış... Kongre Muğlada... Memleketime uğrayabilecekmiyim acaba? Hey gidi günler.. Rahmetli annem oraya gitmemi asla istememişti. Ben garip değilim ki... Zeliş'ten etkilenip delireceğimi sanmış zavallı kadın.. Ölümden hiç korkmadım. Şimdi de yolculuk başlıyor.. Evden hızlıca çıktım.. Nasıl da bozuldu Ayhan.. Oh ona iyi oldu.. Ben ona değer verdikçe o ağzıma .... töbe töbe...

 Bizi Muğla'daki konferansın olacağı otele doğru yola çıkaracak arabaya bindim, başımı cama dayadım ve düşünmeye başladım;

Hasretle beklediğim gelecek, hüzünle anacağım bir geçmişe döndü. Hatıralarımı düşündükçe canım yanıyor. Ve şimdi gidiyorum; içim kan ağlaya ağlaya yapmak istemediğim şeyleri bana yaptıran sebeplere küs ve kırgın bir şekilde gidiyorum..

Ayhan.. Ah Ayhan...

Seni ilk gördüğümde gözlerimi kapatırken de son göreceğim insan olmanı çok isterdim. Aşk nedir hiç bilmedim ben... Bir kere bildim sandım.. Ama sevdiğimi sandığım insan beni hiç sevmemiş meğer. Benim ona baktığım gibi bana bakmamış. Ne acı; bunu sana söylemek yerine içimdeki düşünceler içinde hayaletlerimi büyüttüm ben. Hayaletlerim büyüdükçe kabuslarım oldu. Yalnız bir insanın hayali arkadaşları aşkın yerini dolduramazken zaten etten kemikten oluşan ölümlülere aşık olunamazlığımı yaşadığım acı kaderimin sonuna yaklaşıyorum..

Senden hiç ayrılmamak gerektiğini ve ayrılmak zorunda hissettiğimi düşünmediğim bu ikilem girdabında sürükleniyorum... ne sensiz olabiliyorum ne de senle yapabiliyorum.. Kendimi tanıyamıyorum...Keşke....Kovsam da gelseydin peşimden... Bana kızmasaydın hep gülseydin bana. Üzüntümle üzülen sevincimle sevinen biricik yarim olsaydın keşke... İçimdeki gönül ağacımın tahta kuruları olmasaydı acı sözlerin; belki de sana ve hayata karşı bu kadar da çürümeyecektim...

Ayhan ah Ayhan...

Sana kızamıyorum bile... Belki bundan da haberin yoktur... Seni hala seven aptal aşığın değilim ben. Sana zarar vermeyişim de Rabbime olan sorumluluklarımdandır..

Sana düşman olamayışımı bile bana karşı kullanmışken seni son nefesimde yeniden sevmek isterdim... Sevilmek kolay bence... ama asıl sevmek zor bence...

Şu halime bak... Ölüyorum ve üç çocuğum var benim. Rabbime güvenim sonsuz tabii. Beni ne kadar seviyorsa benim yetimlerimi de koruyacaktır.. o yüzden çocuktan yana içim huzurlu.. Benim canımı yakan hayatta yarım bıraktığım şeyler var ne yazık ki.. Mesela çocuklarımın büyüdüğüne şahit olamayacağım. Onlar yaramazlık yaparken onlara kızamayacağım, kızım 17 sine geldiğinde elimizde dondurmalarla parkta yürüyemeyeceğim. Aslanlarım ikizlerimin askere gittiğini göremeyeceğim... Veya görsem bile onlar bunu bilmeyecek...

Çilem bu düşüncelerle gözünü kapatıp yol boyunca uyuyakaldı.

,

ÇİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin