Yangın

437 31 23
                                    

Meyda = Emre 😍

Hazar arabayı hızlıca sürerken, Emre ve Bora onun bu sinirini anlayamamışlardı. Evet hızı severlerdi ancak, Hazar'ın kasılmış çenesi ve sanki tecavüz etmeye yeminliymişcesine sıktığı direksiyona anlam veremiyorlardı. Aslında akıllarına geliyordu birşeyler fakat, Hazar'ı böylesi bir şeyin bu kadar sinirlendirmesi onlara garip geliyordu.

"Paraymış. Sokarım lan parasına!" Bora gülmemek için dudaklarını dişliyordu. Hazar'ı böylesine sinirlendirenin Azel olduğu kesinleşmişti ve bu durum Bora'da gülme isteği uyandırıyordu.

"Ne parası lan?" Arka koltuktan atlayan Emre, merakla Hazar'a bakıyordu. Hazar dikiz aynasından Emre'ye sert bir bakış attı.

"Bok parası" Hazar'ın söylediğiyle Emre gözlerini sonuna kadar açarak şaşkınlıkla konuştu.

"Ne yani, artık bokumuzdan da mı para alıyorlar?" Emre bakışlarını Bora ve Hazar üzerinde gezdirirken cevap bekliyordu. Bora gözlerini devirip elinin tersiyle Emre'yi geriye itti.

"Ulan otur oturduğun yerde ve sus." Emre arkasına yaslandı ve düşündü. Madem bokundan bile para alıyorlardı o zaman o da sıçmazdı. Ya da işe girer insanların bokundan para kazanırdı. Emre parlak fikriyle sırıttı ve hemen telefonundan bokcular diye aramaya başladı.

Ezgi

58..59..60..

Tamı tamına 1 dakika 2 saniyedir bakışmakta olduğumuz çocuklara kaşlarımı çattım. Daha ne kadar bu şekilde duracaktık?

"Ne işiniz var lan burada?" Azel sert sesiyle konuştu. Ortamda boğucu bir hava vardı ve kesinlikle iyi değildi. Orhan'ın adamları karşımızda duruyordu... Bu orospu çocukları bize kazık atmaya kalkmışlardı... Bir de üstüne karşımıza mı çıkıyorlardı? Hemde Serseri'de öyle mi? Eh kendileri kaşınmışlardı.

"Hesabımızı görmeye geldik." Sarışın olan Ceyhun konuştuğunda gülerek ona baktım.

"Biz sizin hesabınızı dürmemiş miydik?" Bakışları beni bulduğunda iyice süzdü ardından piç bir gülüşle gözlerime baktı.

"Bu gün ölecek olman ne kadar da üzücü. Halbuki seni yanımda istemiştim." Eskiye değindiğinde sinirle yumruklarımı sıktım.

"Boğazını keserken yanında olacağım merak etme," dediğimde "Ezgi!" Diyerek bağırdı. Dişlerimi sıktım ve bir adım öne çıktım.

"Özkan!" Azel'in bağırmasıyla Özkan öne çıktı ve sırıttı. Eslem ve Murat'da sona kalmışlardı. Önce ben ve Ceyhun dövüşecektik.

Diğerleri kafesten çıkarken öne doğru bir adım daha attım. Ceyhun sırıtarak ellerini saçlarından geçirdi.

"Bir kızla dövüşecek olmak bana kendimi kötü hissettiriyor." Dediğinde dişlerimi sıktım.

"Orospu çocuğu olduğunu bari herkesin içinde belli etme diyeceğim ama, görünen köy kılavuz istemez." Sözlerim onu sinirlendirmişe benziyordu. Vücudumu bir mutluluk dalgası sardı. İnsanlardı, -Ceyhun gibi orospu çocuğu olanları- sinirlendirmek ve alt etmek hoşuma gidiyordu. Sinirle yumruğunu bana salladığında dönerek eğildim ve yumruğumu karnına geçirdim. Acıyla iki büklüm olurken sırtına dirseğimle vurduğumda yere düşmüştü. Yüzüstü yere yapıştığında hızla sol kolunu arkasına alarak üzerine oturdum. Eğilerek suratına doğru yaklaştım. "Kim kimi alt ediyormuş?" Dediğimde seri bir hareketle arkasına döndü ve beni yere mıhladı. Hızla öne döndüğünde yüzlerimiz birbirine değmek üzereydi.

"Altımda olman her zaman hoşuma gider bebeğim." Diyerek sırıttığında, sinirle dişlerimi sıktım. Dizimi kaldırdığım gibi erkekliğine geçirdiğimde, dişlerinin arasından titrek bir nefes alarak ellerini üzerimden çekti. Yana düştüğünde, ayağa kalktım . Son ölümcül darbeyi indirmek için hazırlanırken, kulakları sağır eden bir ses duyuldu. Kaşlarımı çatıp ellerimle kulaklarımı kapatarak etrafa baktığımda, Azel ve Eslem'in hararetli bir şekilde adamlarla konuştuğunu, insanların arkalarından atlı koşturuyormuşcasına kaçıştığını gördüğümde hızla kafesin tellerine doğru ilerledim.

KIZIL ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin