Herkese Merhabalar.
Medya da MÜGE BURCU ve ALİ EGEMEN var.
İyi Okumalar.
*****
.19.
...Silinmeyeceklerin Silsilesi...1 Hafta Sonra
11 KASIM 2004
Kırlangıcın son haresini de sana sunayım.Sende o kırlangıcı toprağa bağışla.Kırlangıç bizim gönlümüzdeki yürüyen filizlerimizde büyüsün.Ali...Küçük defteri kapattığı o vakit kalp ritmi hızlandıkça yukarıya doğru gelen bir sızıya çeviriyordu.Acıyla buruşturdu yüzünü.Elindeki fincanı masaya bıraktı ve ayağa kalktı.
'Onda ki ben bu kadar kutsalken ben nasıl oluyor da onu kutsamak istiyorum.'
Dudaklarından çıkan her kelime sanki yasakmış gibiydi.Sessiz ve bir o kadar da yalnız.Onca yıl imkansız gibi sevmişti onu.Halbuki böyle bir aşkı hak eden biri değildi.Bir insan sadece uzaktan ilk defa gördüğü birine nasıl yıllarca aşık olabilirdi ki?Asıl diğer soru şuydu,nasıl bu kadar savunmasız sevebiliyordu onu bilemiyordu.Cevap veremeyecek kadar korku doluyordu.Balayından geldiklerinden sonra ev arayışına girmişler ve bir haftadan kısa bir süre sonra güzel bir ev bulmuşlardı.Hem Müge'ye hem de Ali Egemen iş yerlerine yakın,iki katlı müstakil,büyük bahçeli,garajlı ve küçük bir havuzu olan güzel bir evdi.Şuan yaptığı tek şey sekreterinin getirdiği ev dekorasyonu kataloglarından seçmeye çalışıyordu.Ev beş odalı olduğu için her odayı farklı düşünüyordu.En başta kendi odaları bordo,beyaz ve siyah detaylı olacaktı.Diğer iki oda bahar esintisinin süpürüldüğü cıvıl cıvıl olacak,kalan iki oda ise çalışma odası olup kışın esintisini taşıyacaktı.Salonda lacivert,turkuaz,mavi ve füme kullanacak ve ağır bir hava katacaktı.Mutfak lacivert,mavi olacaktı.Banyo ve lavabo ise füme tonlarıyla son bulacaktı.Tabi bunu düşünmek oldukça kolaydı.Fakat işleme aldığında her odanın aksesuarlarından perdesine her şeyi düşünülmesi gerekiyordu.Bu kataloglara bakmaya devam ederse de aslında daha uzun saatleri olsa da sıkılmıştı.Dün fayans,kalebodurları,tezgah arası yapılmaya başlanması,yarın gelecek olan boyacılara rengini ayarlamıştı ve usta başına mesaj atmıştı.Şimdi ise mutfak dolabı,banyo ve lavabo dolabının desenine karar vermeye çalışıyordu.Tabi ki de Ali Egemen küçük defterindeki satırları okumaktan da kendini alamamıştı.
'Müge Karaca nerede?Kesin odasındadır.Müge Karaca.'
Kapının ardından gelen yüksek sesle oturduğu yerden duruşunu dikleştirerek sesin sahibinin odasına girmesini bekledi.Önündeki katalogun sayfasına kalemini koyup masanın ara bölmesini koyduğunda kapının açılma sesi duyuldu.Başını kaldırdığında sinirden gözü dönmüş Servet'i gördü.Servet büyük ihtimalle iki gün önce gönderilen faksın yeni haberciydi.Ellerini çenesini altından yumruk yaparak birleştirdi ve gülümseyerek konuşmaya başladı.
'Sana da merhaba Servet.Nasılsın,bakalım?'diye sakince gülümseyerek Servet'in damarına basmanın haklı gurunu yaşamaktaydı.
'Zırvalamayı kes Müge.Bunca yıl boyunca iş yaptığınız bir şirketi hiç toplantı yapmadan hissesini satmak da ne demek oluyor.'
'Ama Servet senin geç haberin olmuş olsa gerek. Ben bizzat kendim faksı gönderdim.Eğer senin sekreterde bir sıkıntı varsa işte bu beni bağlamıyor.Bu arada oturmak ister misin?Ayakta oldukça kötü bir görüntü sunuyorsun.'dedi ve dudaklarından bir gülümseme peydah oldu.Karşındaki adamın aslında nasıl damarına basabileceğini gayet iyi biliyordu.Burnundan solan Servet,kendine en yakın koltuğa bıraktı.Dirseklerini koltuğun kollarını koyarak genç kadının gözlerini buldu gözleri.
'Bu kararı vermendeki etkenin ne olduğunu anlamak istiyorum ama olmuyor.Onca yıldır beraberiz Müge.Ne oldu da yılların hatırını bir tarafa atıp hisselerimizi sattın.Hem de bu kadar saygımızı çöpe atıp da!'belini dikleştirip ciddiyetini normal seviyede tutmaya çabaladı.
'Önce bir kahveye ne dersin?Karşılıklı kahve içmeyeli uzun zaman oldu.'dediğinde umursamaz tavrı Servet'in damarına bastığını gayet iyi biliyordu.Derin bir nefes alan Servet,'Olur sade olsun.'diye mırıldandı ve elini çenesine götürdü.Dalgındı ve oldukça gerilmişti şu bir buçuk ayda.Olmaması gerekenlerden biriydi ki olmuştu.Akman Şirketler Grubu bünyesine bağlı iki hisseleri vardı.Fakat iki gün önce gelen faksta hissenin birinin satıldığını öğrenmişti.İki gün boyunca babasıyla etraflıca konuştuğunda Müge'in bir bildiği olmasa satmazdı.demiş pek de sorun çıkarmamıştı.Servet maneviyattan çok maddi yönüyle ilgilendiği Akman ailesi kanadı kırılmış kuş gibi çırpınmaya yüz tutmuştu.Babası eğer Burcu Karaca ile çalıştığını öğrenirse sonucunda ne olacağını az çok tahmin edebiliyordu.Ama özellikle de karşında oldukça sakin duran genç kadının elinden çekeceklerini düşündüğünde işte o an aklına Loya da geliyor ve çıkmaz girdiği an kaçması gerekeceğinin bilincine varıyordu.Kaçması için ise Akman ile yapılan anlaşma da olan iki hissenin payının kendinden kalmasıydı.Eğer finansalın yarısı giderse ileri de başına gelecek olan bir sorunda kaçması zorlaşabilirdi.Önüne konan kahve fincanıyla düşüncelerinden sıyrıldı ve kahvesini eline aldı.Bir yudum alıp karşısındaki genç kadına bakışlarını kaldırdı ve oldukça ciddi olan suretiyle karşılaştı.
O gece intikam için Ali Egemen Karaca ile evleneceğini öğrendikten sonra diken üstündeydi.Dikenler bir gün geldiğinde en derinlerine batacak ve canını çıkartacaktı.Bunu fiziksel algılamadan önce psikolojik algılıyordu.Acısı oldukça derin ve öldürücü darbelerle olacaktı.
Derin bir nefes alıp konuşmadan önce kahvesinden bir yudum daha alıp konuşmak için genç kadına baktı.
'Evet bir açıklama bekliyorum!'dediğinde genç kadının gülümseyerek ayağa kalktı ve konuşmaya başladı.
'Sana önceden haber vermek isterdim fakat sizin şirkete verdiğimiz %18'lik hisseyi yarıya indirdik.Prensiplerimizi değiştirdik desek daha açık olur.Diğer hisse sahiplerinin de hisselerinde oranına göre düşüşler yaptık.Sizinki diğerlerine göre biraz daha fazla oldu.Çünkü %18'lik dışında Akman Yapı'da da %7'lik hisse de olunca düz hesap olsun dedik ve oldu.Akman Yapı'dan %3'lük,genel toplamdan da %12 alındı ve satışı yapıldı.%9'luk hisseyle Akman Şirketler Grubunun %10'luk hisse kaldı.Bu da hissenin %15'nin elden çıktığını gösterir.Olan bu Servet!'sesindeki ima oldukça yerinde olmasa da gerilmişti Servet'in karşındayken.
'Öyleyse öyle olsun bakalım.O zaman bu soru onca yılın hatırına soruyorum o vakit.%15'lik hisseyi kime sattınız?'dediğinden sorunun cevabını beklediğini belli edercesine kararlılıkla oturuşunu dikleştirdi.
Müge,böyle bir soru geleceğini adı gibi iyi biliyordu.Bu sorunun cevabını verecek miydi işte onda bir ikilemde kalıyordu.Aslında bu kararı verdiğinde de ağabeyinden de oldukça bağırtılarını duymuştu.Pek umursamadan imzasını atmıştı.
'Sana bu konu hakkından bilgi vermemem gerek bilirsin müşteri gizliliği.'
'Hadi ama Müge.Yeter söyle gitsin.En fazla kendin almışsındır.'
'Aslında pek uzak olmayan birine sattık.Hım nasıl söylesem birlemedim.Bu ben değil de Loya istedi.'dediğinde gerginlikten elleri titreyen Servet'e gülümseyerek karşılık verdi
'Kim desem cevap verecek misin?'dediğinde asıl gerginliğinin hissenin gidişi olduğunu aldı genç kadın.
'Emir Çelik.'dediğinde genç adam elindeki kahveyi takımına döktüğünde asıl eğlenceyi genç kadını yaşıyordu.Endişeli yüz ifadesi takınarak Servet'e doğru ilerledi ve sehpanın üstündeki peçeteyi takımını silmeye çalıştı.
'Hey hey sende alt tarafı bir hisse Servet.Neyse şu takımda leke kalmadan temizlesek iyi olacak.'dediğinde masana yönelmiş ıslak mendilini eline almaya yeltenmişti.
'Önemi yok.Sadece bir savcının sizin hissenizi alması biraz şaşkınlık uyandırdı.Neyse ben gideyim artık.Akşama Mersin de olmam lazım.'
'Peki sana iyi yolculuklar.'dedi ve takımın üstündeki kalan küçük kahve parçacığını aldı ve Servet'in önünden çekildi.Bakışlarını keskinleştirerek şunları söylemekten çekinmedi.
'Aslında,sen hak ettiğini anlayacak gibi görünüyorsun.'
Arkasını dönüp odasının kapısına doğru ilerledi ve kapıyı açtı.Servet'e bakıp odasından çıktı.Sekreterinin ona bakışını yakalayarak onun yanından geçti ve Deniz'in odasına doğru koridorun sonuna doğru ilerledi.Kapıyı tıklattı ve odaya girdi.Masadaki bazı kağıtlara bakan genç adamın başını kaldırmasıyla gülümseyerek odaya girdi,kapıyı kapattı.
'Merhabalar çizim canavarı.'gülümseyerek masaya doğru ilerledi.
'Merhaba yeni gelin.'dediğinde kollarını Müge'in beline sardı.Uzun zamandır beraber değiller gibiydiler fakat sadece dört saat önce beraber öğle yemeği yemiştiler.
Kollarından ayrıldığı adamın yanağını öperek ve masanın dibindeki kısa tabureye oturdu.'Nasıl gidiyor bakalım tasarımlar?'diye sormadan da edemedi.
Düşünceli bir ifade takınarak elini çenesine doydu ve Müge'ye döndü.'Aslında biraz daha zamana ihtiyacım var.Bir kaçı zorladı beni.Dikkatimi toparladığım an halledeceğim ortak.'
'Yani benlik bir sıkıntı yok ortak.Birazcık dinlenip tekrar işinin başına dönebilirsin.Mesela Selen'in yanına gidip nefes alabilirsin.Üç maymunu oynayabilirim.'
'Bir sen kalmıştı dalga geçmeyecek,sen de gel Müge sen de gel.'diye mırıldandı.Sesindeki bıkkınlıktan çok endişe vardı.Herkesin anlayabileceği gibi mi davranıyordu.Dışarıdan bakıldığında nasıl bir kalıbın içine girdiğini merak etmiyor değildi.
'Hadi ama dalga geçmiyorum.Sen benim için değerlisin ve Selen'de o güzergaha doğru giriş yaptı.Aranızda ne olursa olsun sizin arkanızdayım.Tek ve temel ricam birbirinizi üzmeden,kırmadan,yaralamadan birbirinizi tanıyın.Ah hadi kalk dün akşam Selen ile sözleştik.Bir saat içinde Defne'nin mekanında buluşacağım ve sende geliyorsun.Hem Ali de gelecek.'
'Hım bilemedim şimdi gelsem mi acaba?'eline çenesini koyacağı sırada koluna vuran Müge'ye kahkahasıyla karşılık verip konuştu.'Olur hadi çıkalım ortak.'dediğinde oturduğu yerden kalktı ve masasındaki telefon ve cüzdanını aldı. Sırada konuşmadan bakan Müge'ye kaçamak bir bakış atmayı ihmal etmedi.
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERDELER
General FictionİNTİKAM İLE AŞK ARASINDA KARMAŞIK DUYGULAR BESLEYEN BİR KADIN... SAVUNMASIZ,HİÇBİR KELİMEYLE TARİF EDİLEMEYEN AŞKI İÇİN SAVAŞAN BİR ADAM... ADAM KELEBEĞİNİN SAKLADIĞI SIRLARDAN HABERSİZ HAYATINI SÜRDÜRÜRKEN SON DARBELERDEN KURTULABİLECEK Mİ? Ali Ege...