Ölüm zor

1.2K 67 4
                                    

Ölüm zor,
En yakınını bir sevdiğini kaybetmek zor, onlar ölünce ağlayıp harap olmak zor,cenazesinde gitmesini izlemek zor,evine döndüğünde onların olmadığını hatırlamak zor,onsuz nasıl yaşarım diye düşünmek zor,
Her gece  uyuyacakken o soğuk mezarda o nasıl uyur diye düşünmek zor.
Ölüm zor
Ölüm acımasız ....
Yüzükleri takmıştık. Misafirler gitmişti. Ben ise annemler nişanımı göremedi diye ağlamıştım.

Son kez televizyona bakıp kapattım. Ayaklarımı koltuktan aşağı sarkıttım ve gülümsedim. Soğuk zemine basıp irkile irkile ayağa kalktım ve banyoya çıktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerimdekilerden kurtulup duşa girdim. Su soğuktan sıcağa dönerken derin bir nefes alıp verdim. Su yavaş yavaş vücudumdan akarken Şampuan 'ı alıp saçımı yıkadım. Banyodan çıktığımda hâlâ herkes uyuyordu. Odama girdiğimde Zerrin yerde kızlar ise yatakta yattığını gördüm. Dolabın kapağını yavaşça açıp iç çamaşırı ve gri eşofman altı ile beyaz boğazlı kazak çıkardım. Çorap da çıkarıp banyoma girdim. Giyinip saçlarımı kuruladım. Banyodan çıktığımda hâlâ uyuyorlardı. Tekrar aşağıya indim ve mutfağa ilerledim. Mutfaktan ses gelince hızlı adımlarla mutfağa girdim. Berk ' i görünce 'napıyosun' anlamında başımı salladım. O ise tavayı yerden kaldırıp mutfaktan çıktı. En azından mutfağı o kadar dağıtmamıştı. Göz devirdim ve mutfaktan çıktım. Yeniden koltuğa uzandım. Erken kalkmıştım. Herkes uyuyordu.
Masanın üzerinden kaç gündür heveslendiğim ve okuyamadığım kitabı aldım ve koltuğun üzerinde ki pikeyi de alıp bahçeye çıktım. Bahçe koltuklarından her hangi birine oturdum ve pikeyi üzerime örttüm. Kitabın ilk sayfasını açıp sadece göz gezdirdim. Sonra da okumaya başladım. Kitaba öyle bir dalmıştım ki burağın yanıma geldiğini bile görmedim veya hissetmedim. Burak yanağımı öpünce onu fark ettim. Gülümsedim ve sayfanın altını katlayıp kitabı masanın üzerine bıraktım. Ona dönüp sarıldım ve
-beni mezarlığa götür
Dedim. Eminim çok şasırmıştı ama ben onlar öldükten sonra cesaret edip de gidemedim.
Benden ayrılıp yanaklarımı sıktı ve sonra ciddi olup elini çenemle yanağımın arasına koydu. Gülümseyip
-gerçekten bunu benden  istiyorsan yaparım.
Dedi gülümsemesi hemen solarken..
Ayağa kalktım ve
-giyinip geliyorum
Diyip konuşmasını beklemeden eve girdim ve odama girdim. Kızlar hala uyuyordu. Dolabımı açıp siyah pantolon ve siyah kazak çıkarıp giydim. Siyah montumu ve siyah botlarımı giyip siyah beremi taktım ve koşarak bahçeye çıktım. Burak montunun fermuarını çekip elimi tuttu ve arabaya ilerledik.

Bi 10-15 dk süren yolculuğun ardından mezarlıktaydık.
Arabanın kapısını yavaşça açıp indim. Burak inip yanıma kadar geldi ve elimi tuttu yeniden. Derin derin nefesler alıp verdim. Mezarlığın demir kapısının önüne gelince burağın elini bıraktım. Bana bakınca
"Günah günah" diye fısıldadım. Geri önüne dönünce derin nefes verip kapıdan içeriye bir adım attım. İlerlemeye başlayınca arkamdan geldiğini hissediyordum. Mezarlarının önüne gelince ellerimi cebimden çıkardım. Mezar taşının yanına oturup konuşmaya çalıştım. Burak diğer tarafa oturunca yavaşça ona baktım. Gülümsedi Kırıkça..
Bana döndü ve
-konuş.-nefes verdi- seni duyacaklar
Dedi. Yeniden döndüm adları,doğum tarihleri yazan uzun gri taşa. Elimi yavaşça soğuk toprağın üstüne koyup gezdirdim. Dudağımı ıslatan göz yaşımı hemen sildim ve sessizce konuşmaya başladım.
-özledim baba. Güçsüzlüğü özledim
Diyip göz yaşlarımı umursamadan dudağımı büktüm.
-özledim anne. Bana arkadaş olmanı özledim
Gülümsedim.
-Terlikleri özledik
Dedim ve alnımı taşa yaslayıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Belimi kavrayan kolları iteleyip ağlamaya devam ettim. Başımı kaldırıp toprağa baktım. Elimi çekip yavaşça ayağa kalktım. Son bir kez bakıp arkamı döndüm. Burak gözleri dolmuş bir şekilde yavaşça gülümsedi. Gülümseyip burağın yanından geçip demir kapıya ilerledim. Arabanın önüne gelince durdum ve yavaş adımlarla gelen burağı bekledim. Gelince kapıyı açıp oturdum. Burak ' ta kendi yerine oturunca arkama yaslandım. Biraz ilerledikten sonra durunca burağa baktım. Kaşlarım çatık bir şekilde
-neden durduk?
Dedim. O ise bana dönüp yüzümü ellerinin arasına aldı.
-seni çok seviyorum güzelim
Dedi ve alnımı öpüp gözlerime tekrar baktı. Gülümseyip burağın yanağını okşadım. Ellerini belime indirip saçıma öpücük kondurdu. Çenesini öpüp önüme döndüm. Yavaş hareketlerle arabayı çalıştırdı. Montumun önünü açıp cebimden Telefonumu çıkardım. Zerrinlerin hep değiştir dediği o telefonu..  Galiba artık normal kızlar gibi davranmalıydım. Oje makyaj falan..

Düşüncelerimi geri de bırakıp rehberimden Zerrin ' in numarasını bulup aradım. Bi kaç çalıştan sonra konuştu;
-ay! Ay Karnım ağrıdı ay! Ay kız siz nerdesiniz?  Biz sahildeyiz kahvaltıya geldik hadi gelin
Dedi ve yüzüme kapattı. Çatık kaşlarımla burağa döndüm.
-açmadı mı?
Diye sordu. Bende
-açtı ama yüzüme kapattı
Dedim. Güldü ve
-sahilde kahvaltıdalar
Dedi. Başımı Evet anlamında salladım. Birden durduğumuz da yutkunup etrafıma bakındım. Sahildeydik. Burak arabadan inince bende indim ve yavaş yavaş yürümeye başladım. Burak ellerimizi kenetleyip beni restorant'a sürükledi. İçeriye girdiğimiz de restoranı gözlerimle taradım. Bi masada Zerrin, Yankı, deniz ve masal ' ı görünce burağı bu sefer ben çekiştirdim. Yanlarına geldiğimizde hepsiyle selamlaştık. Masal ve Zerrin burağın koluna girip
-ooo kankam gelmiş
Diyip aralarına oturttular. Bende deniz ve yankının arasına oturdum. Deniz bana döndü ve hafifçe gülümsedi
-Nasılsın ?
Diye sordu. Bende gülümsedim
-daha iyi
Dedim. Omzumu sıktı elini omzuma attı
-en güçlü kızsın. Ayrı zamanda kardeşimin nişanlısısın. Benim kardeşim sin
Dedi ve daha fazla uzatmadan masala baktı. Masal Burak ile bişeyler konuşuyordu. Yankı yüzünü bize yaklaştırdı ve
-Masal ' dan hoşlanıyor
Dedi bana bakarak. Kaşlarımı çattım. O ise gözleriyle denizi gösterdi. Gözlerimi kocaman açıp onların duyacağı bir şekilde
-uuuuu! Masal Hanbeyi ha??
Dedim ve güldüm. Deniz sırıtıp
-sus sus hiç sorma
Diye fısıldadı. Güldüm ve Yankı ' ya göz kırpıp zerrini gösterdim. Yankı biraz bana yanaştı ve benim duyabileceğim bi tonda konuşmaya başladı;
-hazır Zerrin demişken,  ya bu kız hiç bana yüz vermiyor ki
Dedi ve bana dudak büzerek baktı. Ellerimi bilmem anlamında kaldırdım ve buraklar a baktım. Konuştukları konu için bayağa ciddileşmişti. Gülümsedim. Ve önüme gelen kahvaltı tabağına bakıp açlıkla yemeğe başladım..

Veee Bölüm sonu
Evet normal bir bölümdü çünkü aklımda hiç birşey olmadan yazdım. Umarım beğenirsiniz ve votelemeyi unutmayın😃😃

Belalı'm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin