Giresun

1.1K 63 9
                                    

Sadece kendi adımlarımı duymam korkumu daha fazla arttırdı. Gecenin bir saati nedense dışarıya çıkmıştım. Ya da biraz evdekilere kızmıştım o kadar.  Sahile gelmiştim.
En ucdaki kayaya oturdum. Denize bakıp derin derin nefesler aldım. Yaşadığım Herşeyi düşündüm bir an. Hem mutluluk hemde üzüntüyle dolu. Neler geçmişti başımdan. Kolay şeyler değildi. Hangi kız olsa Kaldıramazdı. Ama doğru ya bende kaldıramıyordum. Yusuf olmasaydı kendimi kolayca öldürebilirdim. Ya da ben birini öldürürdüm. Zaten sonra da hapis,cezaevi,yıllar derken bakmışsın yaşlanmışsın hiç kimsen kalmamış. Eskiden vermediğin Selama hasret kalmışsın. Ilgındım ben. Yaptığım kötülüklerin ne yeri ne haddi ne de cezası vardı. Üstelik yaptığım şeyleri sadece ben yapmamıştım. Kaptığım virüs'ü en yakınımdaki insanlara da yaymıştım.
Ve şimdi de bunların acısını çekiyordum. Yıllar önce uyuşturucu kullandığım için babamdan dayak yemiştim. Yani dayak dediğim bi tokat ve canımı acıtan o bakış ve tükürüş. Zaten sonra hastane falan derken bırakmıştım uyuşturucuyu. Ama babam beni affetmemişti. Evet yakındık. Kızım diyip akıl verirdi ama bakışları hiç bir zaman eskisi gibi olmadı.. Annem ise çok büyük hayal kırıklığı yaşadı. Üniversiteye  gönderdiği kızı uyuşturucu içiyordu. Ne hissedebilirdi ki? Hatırlıyorum bi kere. Hastanede beni görmeye gelmişlerdi. Onlar kapının önünde bekletilirken ben kriz geçiriyordum. Bağırıyordum. Uyuşturucu istiyordum. Beni yatağa yatırdıklarında put gibi sadece tavanı izliyordum. Annem odaya girdiğinde gözlerimin altındaki morluğu görünce gözleri dolmuştu. Ben ise ifadesizce yüzüne boş boş bakmıştım.
İçimi acıtan bu olaylar gözlerimi dolduruyordu. Gözümdeki yaşlar istemsizce akarken zorla gülümsedim. Elimi cebime attım Telefonumu çıkarmak için. Bir anda üstüne oturduğum Kaya olduğu yerden koptu. Kayayla birlikte denize düşerken başım başka bir kayaya çarptı. Denize düştüğümde başımın ağrısından hiç bir şey yapamadım..

Buraktan (2 saat sonra);
2 saattir dışarıya boş boş baktığımı anlayıp yerimden kalktım. Ne gelen vardı ne giden. Koltuğun üzerindeki Telefonumu alıp rehberimin en başındaki ismi aradım yeniden.

♡Hatunum♡ aranıyor..

2 kere Çaldıktan sonra yine bir 'aradığınız kişiye ulaşılamıyor' bilgisi. Sinirle telefonu cebime tıkıştırdım. Hemen odadan çıkıp merdivenleri hızla indim. Hâlâ sabırsız bir şekilde ılgın'ı bekleyen insanlara baktım. Hepsi çaresiz bir şekilde bir taraflara dağılmıştı. Gözüm Yusuf'a kaydı. Başını ellerinin arasına almış derin derin nefesler veriyordu. Belki de ılgın'ı benden daha çok seviyordu. Sonuçta ablasıydı.
Çalan telefonumun sesiyle düşüncelerimden ayrılıp gözlerimi Yusuf'tan çektim. Hızla Telefonumu çıkardım. Ama yine Ilgın değildi.
Annem arıyor...
Her ne kadar moralim bozulsa da açtım telefonu.
"Efendim anne"

"Bebeğim Ilgın'dan bir haber var mı?"

Sorduğu soruyla omuzlarım çöktü. Derin bir nefes verip;

"Yok anne. Lanet olsun ki yok!"

Annem ise derin bir nefes verip;

"Tamam Burakcım bi haber olursa bizimde haberimiz olsun. Bak babanda sinirlerini bozmasın hemen ümitsizliğe kapılmasın diyor"

Ilgın kayıp ve ben sakin olacam öyle mi? Güldüm. Hatta sesli bir şekilde kahkaha attım. Sonra da cevap vermeyip telefonu kapattım. İyice sinirlerim bozuluyordu benim.
Daha fazla dayanamayıp askılıktan ceketimi aldım ve evden hızla çıktım.
Nerdesin Ilgın nerdesin?

Ilgından (4 saat sonra);
Gözlerimi yavaşça açarken sesler geliyordu. Gözlerimi tamamen açınca yavaşça doğruldum. Neresiydi burası? Kimdim ben?
Aklımda ki soruları bir kenara bırakıp yattığım koltuktan kalktım. Odayı gözlerimle süzerken bi çocuk odaya hızla girdi ve yanıma kaçtı. Arkasından bi kadın elinde terlikle çocuğa koştu. Çocuk bana sarılınca
"Abla dur Abla vurma yazıktır"
Dedim ve ayağa kalktım. Kadın ise terlikle popoma vurdu. Benim ağzım o şeklinde açılırken
"Sen karuşma! Sen karuşma"
Dedi. Bende çocuğu kucağıma alıp odadan koşarak çıktım. Bilmediğim bir tarafa koştum. Sobanın başında bir kadın,yaşlı dede ve bir çocuk vardı. Çocuk dediğime bakmayın 20 yaşlarında falan.
Kadın beni görünce
"Oy serayum kalktun mi?"

Belalı'm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin