Bahadır

1K 56 2
                                    

İyi okumalar..
Bahadır》Luke Powell
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Geldiğimiz yere bakıp kaşlarımı çattım. E burası bildiğin ormandı. Hemde ırmaklı bir orman..
"Bahadır burda mı yaşıyor?"
Dedim yengemi dürterek.
"Olir mi bacum? Bahadur buraya öylesune gelur. O yüzden gelduk bura"
Kaşlarımı kaldırıp anneme baktım. Dümdüz Durmuş tam karşısına bakıyordu.
"Anne? Noldu?"
Diye sorunca
"Ari vardir da! Şimdu sokacaklar biyerlerumuzu!"
Güldüm ve annemin baktığı yere baktım. Bu çocuk Bahadır'mıydı yani? Niye bu kadar yakışıklıydı!
Evet,gerçekten yakışıklıydı. Fakat içimde hiç kelebek falan uçmamıştı. Niye? Bakıştığım çocuk değil miydi bu?  Yine yengemi dürtüp başımla çocuğu gösterdim.
"Bu mu Bahadır?"
Bana bakıp kıs kıs güldü. Sonrada koluyla beni dürttü. İlk önce ona baktım,sonra da koluna.
"Kıııız" diyip başını salladı. "Hı?" Diyip tek kaşımı kaldırdım. "Git yanuna öpsun senu" diyince gözlerimi kocaman açtım. "Oha yenge Oha!" diyince kaşlarını çattı. Enseme yediğim tokatla gözlerimi sinirle kapattım. Arkamı dönüp anneme baktım. Dişlerimi sıkıp ağzımı değişik bir şekle soktum.
"Oha denmez daa! Çok ayip" diyip gözlerini kırpıştırdı. Sinirle gözlerimi kapatıp açtım. Annem eski haline döndüğünde "Hadu kizum sen sağ biz selamet" diyip eliyle bana kışkış yaptı. "Aaa!" Diyip kaşlarımı çattım. Bahadır'ın yanına yavaş yavaş yürürken Bahadır beni fark etti. Gözlerini kocaman açıp ayağa kalktığında gülümsedim. Aniden koşup bana sarıldığında bi iki adım geriledim. Dengemi sağlayamayıp yere kıçımın üstüne düştüğümde o da üstüme düştü. "Ayhh!" Diye çığlık attığımda Bahadır aniden ağzımı kapattı. Ne oldu Dercesine kafamı salladım. "Burda çığlık atınca başka şeyler düşünülüyor" diyip sırıttı. Gözlerimi şaşkınlıkla kocaman açtım. Gülüp geri çekildiğinde yerde sürünerek geriye gittim. Ayağa kalktığında elini uzattı. Bir süre eline bakıp durdum. En sonunda sesli bir nefes verince sırıtıp elini tutarak ayağa kalktım. Gülümseyip elimden çekiştirmeye başladı. "Hey! Nereye gidiyoruz? Yaani ben buraları pek bilmiyorum. Kaybolabilirz öyle değil mi? Bahadır! Artık cevap versen diyoru-" Birden bana döndüğünde durdum. "Sabredebilir misin Seray?" Diyip kaşlarını kaldırdı. Başımı sallayıp yürümesine eşlik ettim.

Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes verip zili çaldım. Kapı açılınca arkamı dönüp merdivenlerin başında bekleyen Bahadır'a el salladım ve içeriye girdim. Ozan sırıtırken tek kaşımı kaldırarak ters ters baktım. "Mutlusun bakıyorum" Göz devirip ayakkabılarımı çıkardım ve içeriye girdim. "Yengem nerde?" Kapıyı kapatıp bana döndü. "Balkonda dedeyle oturuyorlar" diyince hemen balkona yürüdüm. Açık kapıdan yavaşça gireceğim sırada Dedemin söylediği şey duraksamama sebep oldu. Kapının arkasına geçip dinlemeye başladım. "Bu kız Seray değul fatma. Bu kız istanbullu bi kizdir daa! Ozan kaçurdu kizu" Kaşlarımı çatıp balkona girdim bi hışımla. Yengemin gözleri endişeyle bana kayınca tek kaşımı kaldırdım. "Her şeyi anlatacak mısınız? Dede?" Haşmet dedeye bakıp başımı salladım. Masanın diğer köşesindeki sandalyeyi işaret ettiğinde hemen sandalyeye attım kendimi. Bir kaç dakika sustuklarında "Hadi amaa!" Diye mırıldandım. Haşmet dede derin bir nefes verip boğazını temizledi öksürerek.
"Kizum, sen Seray değulsun. Bu ozan senu Seray sanmuş. Gazeteye çikmuşsun. Senun gerçek adun ılgınmış. Senu istanbul'a göndereyum. Böyle olmaz" dediğinde şaşkınca gözlerimi kapattım. Ellerim titremeye başladığında gözlerimi açıp yavaşça başımı salladım. "Hemen şimdi  gitmek istiyorum dede" diyip ayağa kalktım. Başını sallayıp o da ayağa kalktığında Yengem de ayağa kalktı. Ya da sahte Yengem mi demeliyim?
Yengemin yanından geçip hemen odama çıktım. Burada Uyandığımda üstümde ne varsa onları giydim. Saçımdaki bandanayı çıkarıp yatağa fırlattım ve odayı gözlerimle taradım. Spor bi çanta var mı diye. Yatağın kenarında Sıkıştırılmış siyah bi spor çanta gördüğümde hemen alıp içine bugün giydigim kıyafetleri koydum. Sevmiştim bunları. Yürütmek suç değildir bence.
Çantamı takıp yavaşça odadan çıktım. Haşmet dedeyi kapının önünde gördüğümde hızla yanına koştum ve Sporlarımı giydim. Haşmet dedi fısıldayarak "Sen çuk evden ben de geliyirum" Dedi.  Başımı sallayıp Haşmet Dedenin açtığı kapıdan yavaşça çıktım. Bahçeden de çıktığımda Duvarın dibine çöken Bahadır'ı görmem şaşırmama sebep oldu. O da beni görünce şaşırdı. Ayağa kalktığında yavaş adımlarla yanına yürüdüm. Bugün beni gezdirmişti. Çok eğlenmiştim açıkçası.

Karşı karşıya geldiğimizde başımı kaldırıp yüzüne baktım. Kaşları çatık bir şekilde "nereye böyle?" Dedi. Başımı eğip ayakkabılarıma baktım. "Bahadır ben Seray değilmişim" Dedim kısık sesle. Ona yeniden baktığımda başını omzuna yatırdı. "O ne demek?" Koca bir nefes verip "anlatamam, Üzgünüm. İstanbullu bir kızmışım ben. Şimdi Haşmet dede beni İstanbul'a götürecek. Derin bir nefes verip geriye çekildi. Haşmet Dedenin sesini duyunca arkamı döndüm. "Bahadır?" Diye sorduğunda Bahadır Haşmet dedeye baktı. "Haşmet dede Seray'ı ben götürebilirim" diyip kaşlarını kaldırdı. Haşmet dede başını sallayıp gülümsedi. "Gel bakayum buraya " diyip kollarını açtı. Bende kollarımı açıp hemen sarıldım. "Oyy kizul kızum. Dikkat edesun. Hadu çabuk git de ozan gelmesun" diyip ayrıldı. Başımı sallayıp Bahadır'a döndüm. Elini uzatınca gülümseyip yavaşça tuttum. Arabasına doğru yürürken birden Haşmet dede "çabuk koşun uşaklar" Dedi. İkimizde koşup arabaya bindiğimizde Haşmet Dedenin yanına ozan ve annem yani annem Sandığım kadın gelmişti. Başımı eğip kapüşonu başıma geçirdim. Bahadır hızla yanlarından geçerken derin bir nefes verip gözlerimi kapattım. Ailem kimdi? İstanbul da Nerede yaşıyordum? En önemlisi de, ben kimdim?

Belalı'm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin