💫6. Bölüm 💫

17.8K 548 67
                                    

Multimedia Araf var. İyi okumalar.

Arkadaşlar bölümler ciddi değişimlere uğradı. Baştan okumanızda büyük büyük faydalar var.

Artık her bölüme sözler ile başlayacağım. Eğer sizinde çok sevdiğiniz sözler varsa bu satırlara bırakabilirsiniz😇😇

Sözümüz,

"Hergün yanımdan geçecek kadar yakın ama sana sarılamayacak kadar da uzaksın."

Araf çok hızlı yürüyordu. Daha iki sokak gitmiştik ama ben nefes nefese kalmıştım. Yerdeki çöpler ve ayakkabımın el verdiğince sessiz olmaya çalıştım. Pis kokan izbe bir sokağa döndüğünde devam edip etmeme arasında kaldım. Mantıklı davranmam gerekirse gitmeliydim. Ama benim gibi merak duygusuna yenilirseniz devam ederdiniz. Bu izbe sokaktan daha izbe bir sokağa girdi. Hadi ama buralar da ne gibi bir işi olabirdi ki. Binalar yıkık dökük, çöpler kediler tarafından delinmiş ve dağılmıştı. Tam köşenin orayı dönerken karşıma çıkan kişiye çarptım. Allahım lütfen Araf olmasın lütfen lütfen diye dua ederken kafamı kaldırdım. Yine yeniden Arafdı. Gözlerimi devirdim. Beni kolundan tuttu ve sert bir şekilde duvara itti. Duvarın sertliği ve soğukluğuyla buluşan sırtım acıdan inlememi sağladı. İki büklüm halde yere eğildim. Acımı bile tam yaşamama izin vermedi ve tekrar kolumu tutup beni ayağa kaldırdı. Yüreğim ağzımda atıyordu. Hem olağanüstü takipten dolayı hem de Araf'ın, biraz daha çabalasa alev fışkıracağı gözlerinden dolayı. Yüzüme yaklaştı yaklaştı... Nefesi nefesime karışacak kadar yaklaştı. O an aklıma derste bana öğrendikleri geldi. Karın boşluğuna bir tekme ve sırtına dirsek. Tamamdır paket!

"AHH!! Kızım kim öğretti bunları sana?" dedi yüzünü buruşturarak

"Bana kızım deme bu bir," dedim sinirle burnumdan soluyarak.

"Bana kurallarla gelme bu da iki," dedi benimki kadar öfkeli bir sesle.

"Sırtım çok acıdı senin yüzünden"  Sesim bu sefer de ağlamaklı çıkıyordu.

"Ne işin var senin burada?" dedi canımın yanmasını umursamayarak.

"Sanane," dedim.

"Pardon da burası benim bölgem. Burada benim borum öter"

"Benim bölgem derken? Baban çok zengin herhalde," dedim kollarımı göğsümde bağlayarak.

Gökyüzüne kaldırdı kafasını. Sabır çekti ve bana döndü tekrar "Son kez soruyorum. Burada ne işin var? "

Aklıma ilk gelen yalanı söyledim. "Eee...evime gidiyordum. Asıl senin ne işin var?"

Aferin Asya işleri iyice karıştırdın! Hayır yani sanane ne işi olduğundan değil mi ama?

"Senin evine buradan gidilmiyor Asya," dedi yine sorumu pas geçerek.

Hem bir dakika! O biraz önce evimi bildiğini mi ima etmişti?

"Sen nereden biliyorsun evimi?"

Bir süre cevap vermedi. Biraz daha üsteledim "Nereden biliyorsun Araf?"

"Araf soruma cevap ver nereden biliyorsun evimi?" dedim. Hâlâ cevap yok.

"Dövüş dersinden. Yani kayıt olurken yazmışsın kağıda ordan görmüştüm. Sanırım ters tarafındaydı evin," dedi.

İnanmamıştım ama neyse. "Peki tamam" dedim ve arkamı döndüm. Geldiğim yoldan geri gittim ve bu izbe yerden bir an önce kurtulmaya baktım. Her ne kadar ne işler karıştırdığını merak etsem de korkum ağır bastı. Bu iğrenç sokaktan bir an önce kurulmalıydım.

Mafyam -Askıya Alındı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin