Kayıp Hikaye

5. Bölüm

İşte gidiyordu cehennemin kollarına. Trene bindi. Evine dönmek için heyecanlı olduğu sayılmazdı. Artık ağlamıyordu. Neden insanlara güçsüz olduğunu göstersindi ki? Demek ki kader bu adamla bağlamıştı onu yapacak bir şeyi yoktu.

     Yanına kimseyi almamıştı. Draco'da dahil hiç kimseyi istememişti yanında. Zaten kimseye ihtiyacı yoktu. Onun düğünü şerefine herkes malikanede olacaktı. Herkes onu görecekti.

      Eve vardığında şenlik yeri gibi olduğunu gördü. Her yer her yerdeydi. Asasının yardımı ile tek harekette topladı her yeri. Bellatrix aşağıya inip toplu salonu görünce sevindi ve hemen druellanın yanına gitti.

"Benim minik kır çiçeğim evine döndü."

      Kızına sarıldı. Sonuçta kızı Lord ile evleniyordu. Daha ne isteyebilirdi ki?

"Babam nerede?"
"Lord'un yanında"
"Ne için?"
"Gelinliğini lord hazırlattı."
"Oda onu almaya gitti."
"Aynen öyle. Yarın için herşey hazır olmalı ama değil mi?"
"Öyle tabi"

    Annesinden izin isteyip odasına çıktı. Yarına ait olmak istemiyordu. Bu gün uyuduğu anda zaman donsun istiyordu. Bu asla olmayacak olsa bile.
                            ***

    Teyzesi o akşam druella ile birlikte kalmak istediği için lestrange malikanesine uğramıştı. Annesi ile teyzesi bir olup onunla konuşmak istemişti. Bu konuşmanın ne için olduğunu anlamamak ne mümkündü oysa. Annesi ve teyzesi ateş viskisi ile yanına geldiğinde ters giden şeyler olduğunu anlamıştı.

    "Ell seninle konuşmak istiyorum."

  Annesinin konuşmasına bakılırsa o içmeye erken başlamıştı.

"Benim minik meleğim evleniyor. Bunun olacağını biliyordum ama bu kadar erken..."

    Teyzesi ona bir kadeh uzattı. Druella bu konuşmayı kaldırabilmek için hepsini içti. Teyzesi ona sırıttı. Ve aynı annen gibisin diye başladı söze.

     "Aynı annen gibisin. Annem de onunla bu konuşmayı yaptığı sırada aynen böyle yapmıştı. Ama sana sonraki kadehi konuşma bitince vereceğim. Çünki annen kusmuştu"

    "O kadar kötü bir konuşmamı olacak"

    "Canım yaşın büyük. Ve bizim gibi yetişmedin ikili ilişkilerde ne halatlar döndüğünü biliyorsundur. Sana annemin bize yaptığı konuşmadan yapmayacağız."

    "Annanemi severdim."

    "Şimdi sana şunu söyleyeceğim. Seni neden seçtiği hakkında hiçbir fikrim olmasa da Lord seni seçti. Ona bir çocuk vermeni istiyor. Hogwarts'a dönüp dönmeyeceğini bilmiyorum ama muhtemelen dönmeyeceksin. Sana bunu yaptığımız için üzgünüm ama zaten Lord sana orada öğreneceğin şeyin on katını sunar."

     "Biliyorum"

"Ell  aslında senin hiç güçsüz bir kadın olacağını düşünmedim. Ama böyle bir fırsat elde edeceğini de düşünmezdim. Benim gün ışığım sen çok değerli bir mücevhersin ve artık başkasının oluyorsun. Bu beni çok üzse de iyi olacağından eminim."

     "Tamam bu kadar konuşma yeter bayanlar şişeyi alabilir miyim?"

    "Ne? Neden?"

    "Teyze annemin şu haline bak neredeyse ağlayacak. Bunu kabul edemem. Ve şişeyi kendim için istiyorum. Sizin için değil."

     "Pekâlâ ama sırf yarın düğün var diye."

     Onlar druellanın odasından çıktıktan sonra şişeyi kafasına dikti. Zaten az kalmıştı ama druella hiçbir zaman çok içmesede içki istifi yapardı. Dolabının ardındaki kasayı açıp şişelerini çıkardı 10'a yakın şişe vardı. Viskiler muggle içkileri falan filan...