Gözlerine bakmak

1.4K 86 20
                                    


Hayatın her dönemecinde bizler sıkılarak, eğlenerek, hüzünlenerek, sevinerek bir şekilde yola devam ediyoruz. Sevmenin sınırlarını zorluyor, hayatın kıyısında yaşıyoruz. Bu zamanları ve hatıralarımızda kalan güzel anıları kalbimizin taşlara vuran dalgalarına alıyoruz. Kimi dalgalar o kadar büyüyor ki can telimize vuruyor kalbimizin kıyısındaki taşlara vurur gibi kimide o kadar yavaşlıyor ki unutuyoruz. Bedenimiz alışık değil mi zaten unutmaya? O zaman unutana kadar beklemeli mi insan yoksa ayağa kalkıp direnmeli mi dalgalara?

      Druella o kadar sakin bir şekilde nefes alıp veriyordu ki Lord onun küçük göğüs kafesinin iniş kalkışlarını görmese minik hanımefendinin öldüğünü bile düşünebilirdi. Geceleri görebildiği kadının bu kocaman yatakta minicik görünmesi adamın ruhuna hitap ediyordu. Hakkı var mıydı şimdi artık canından bir parça olmuş bu kadının yanına sokulmaya? Kadının kalbindeki cenneti yıkıp cehenneme çevirmişken geçirmek istediği bir ömür kadın için önemli miydi? Hayır! Hayır değildi.  

Kadının gözleri yine yaşlıydı. olgun olması onu 18 yaşında yeni genç kız olmaktan soyutluyor muydu yani? gündüzleri 30 yaşında yaşar iken geceleri 18 yaşına acılar ile boğuluyordu kalbi. Sesi çıkmıyor ağlayıp bağırmıyor diye suçlu muydu yada bunca şeye katlanırken sen artık büyüdün denince geçiyor muydu her şey?  Adamın elleri kadının yüzünde gezindi ve arık kendine yer edinmiş gözyaşlarını sildi gecenin parlayan yüzünden. Kalbi bir kuş kadar hafif vicdansız hallerinden eser yoktu şimdi adamın hatta artık hayatta olmayan çocuğu için çok hayal de kurmuştu. Biliyordu ki eğer Druella'ya  güzelce olabilecekleri açıklasaydı azda olsa kadını onu anlayabilir içindeki nefret tohumlarını dizginlerdi. Lord bunu yapmak istemedi nede olsa artık o bir evlat katiliydi. 

    Gece güne karıştı. Lord'un Druella'nın yanındaki varlışı kendini yokluğa bıraktı. Kadın hayatında alabileceği en mükemmel hediyeyi kaybettiği yatakta uyandı. Gözleri doldu ama yemin ettiği intikam yüzünden kadın ağlamadı. Bir yenin etmişti sesini bile çıkaramadan veda ettiği evladına. İntikam alacaktı, kan dökecekti, zalim olacaktı tıpkı evladına acımadan onu yok ettikleri gibi yok edecekti katilleri. 

    Gözler yorgundu fakat bedeni cayır cayır yanıyordu. Kalkıp toparlandı her gün aynı nedenle kalkıyordu artık. Giyindi ve evden ayrıldı. Malfoy malikanesine girdiğinde kadının nefesi hızlandı. Yaptığı ve yağacağı hiç bir şeyden pişman olmak istemiyordu. Önce teyzesi ile karşılaştı konuşmak istemedi. "Draco ile görüşmem gerek. Konuşmak istediğim bazı şeyler var!" dedi. Kadın kafasını hafifçe sallayıp onay verdi ve Druella şapşal kuzeninin odasına çıkan merdivenleri bir bir izledi. Draco yatağın kenarında oturmuş hayatı sorgular gibi boşluğa gözlerini dikmiş öylece bakınıyordu. Druella hafifçe öksürdü ve Draco toparlanıp ona döndü.

"Hoş geldin. Seni buralar getiren bu zalim duygunun sebebi ne?"

"Anlatacağım. fakat burada annenin biri bariz bir şekilde dinlediği belli olan yerde değil Draco!" 

     Druella önden gitti Draco da ardından. Druella muggle kasabalarından birine getirmişti onu. Öylesine bir mekana girdiler. 

"Sana anlatacakların büyücülerin dünyasında konuşulacak şeylerden değil Draco. Bana yapılanları bilmeni istiyorum ve intikam arayışımda dostum olmanı."

"Sen ne diyorsun hiç bir şey anlamıyorum Druella. Bana en baştan ve tane tane anlat olayları."

     Druella bu aralar güveneceği insanları iyi seçmek zorundaydı bu nedenle anlatıp anlatmamak konusunda oldukça kararsızdı. Eğer bir şeyler ters giderse onun başını da yakmamak için bir an vazgeçecek gibi oldu. Daha sonra Draco için her şeyi yapacağını ve eğer bir gün ona yardım lazım olursa Draco'nunda kendisi için her şeyi yapacağına dair verdikleri sözleri hatırladı. En baştan tane tane her şeyi anlattı kuzenine. Draco sanki bunca şeyin altında ezilmiş gibi sessizce onu dinleyip mimikleri ile her duygudan biraz yaşadığını  belli eden ifadelerle kuzenine eşlik ediyordu. 

"Bana anlatman gerekirdi. Daha öncesinde bilmem gerekirdi!"

"Uzatma zaten nefes aldığım her dakika onların ilerlemesine bir adım daha yardımcı oluyorum."

"Benden istediğin nedir?"

"Biz hep ne deriz Draco? Düşmanın düşmanı dosttur. "

       Druella gözlerini kapattı. Kuzenine planını bir çırpıda anlatıp daha sonra bu aşırı zekice ve iyi hazırlanmış plan sanki ondan çıkmamış gibi garsondan ağır bir kahve istemişti. Draco kuzeninin gözlerinde ilk defa saf öfkeyi görüyordu. elbette kuzenine yardım edecekti. Ama bu plan için o adamla konuşacağına ittifak kuracağına değer mi bilmiyordu. Ve en önemlisi de bu ittifak kurmak kızın anlattığı kadar kolay olacak mıydı?

"Biliyorum. Bu kolay olmaz. Ama senden benim için konuşmanı değil bana bir konuşma hazırlamanı istiyorum. beni anlıyorsun değil mi?"

"Yapmaya çalışacağım ve merak etme istediğini yaparım."

    Druella Draco'nun gözlerine baktı. 

"Bu intikam yüzyıllarca akıllarda kalacak bir batışın mümessili olacak Draco! Bir kadının yükselişi ve bir adamın batışının hikayesi olacak!"


       HARİKA YORUMLAR ALDIM. YAZMA İSTEĞİMİ GERİ GETİRDİNİZ VE LİSE 1 DE BAŞLADIĞIM HİKAYELERİMİN HEPSİNİ LİSE SONDA YENİDEN OKUTTUNUZ. BEĞENİ VE YORUMLARINIZ İLE BANA DESTEK OLMAYI UNUTMAYIN. SİZİ SEVİYORUM ^-^

Kayıp HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin