Final Part 2: Mutlak Son

1.6K 74 14
                                    

"Druella Lestrange, Druella Riddle ve Hermione Granger. Hayatım boyunca aldığım her isim başka bir hayatın başlangıcını simgeliyordu... Druella lestrange çocukluğumu, cehaletimi ve yenilgilerimi kabullendiğim hayatımdaydı. Druella Riddle gençliğimi acılarımı ve soğumayan intikam ateşimi kabullendiğim hayatımdaydı. Fakat Hermione Granger yetişkinliğimi, pişmanlığımı ve aptallığımı kabullendiğim hayatım.

      Pişmanım Lordum. Deli gibi..."

  Hermione karşısındaki çocuğa baktı. Sevimli oğlu parlak gözleri ile ona bakıyordu. İçeriden Draco Malfoy deli gibi ona sesleniyordu...

                      *12 yıl önce*

       "Druella! Neredesin?"

   Kendi kendine zaferini kutlarken lord uyanmış druellanın odasında bitmişti.  Kapıyı yumrukluyor ve kızın yüzünü görmek için üstün bir çaba sarf ediyordu. Druella kapıyı açtı ve o bitik adamı buldu. Lord yere çökmüştü. Hiç iyi görünmüyordu...

    "Lordum neyiniz var?"

    "Hortkuluk. O yok oldu. Savaşa az kaldı. Artık biliyoruz."

      Adam gözlerinin önünde kendini bir iki dakika içinde toplayıp ayaklanmış ve kızın karşısında dikilmeye başlamıştı.

    "Hogwarts'a gidiyoruz. Hazırlan!"

    Böyle başlayıp bitecek olması üzücüydü... Genç kadın yüzüne sinsi bir gülümseme iliştirmişti. Bitmeye ve mutlak sona o kadar az kalmıştı ki...

                      *Günümüz*

    "Hermione Granger!"

    Draco Hermione'ye bağırıyordu. Hermione pek oralı değildi oysa...

    "Vitae hemen çık ve baykuşunu alıp gel oğlum hızlı ol."

      "Hermione! Deli gibi bağırıyorum. Nerede kaldınız. Geç kalacağız."

     Hermione ona dönüp sinirle baktı ve draco aniden tüm sinirini kaybedip uslu bir kedicik gibi arabasına döndü.

                      *12 yıl önce*

   
        Druella okuduğu yıllarda harırladığı Hogwarts ile şu an karşısında duran bina yığınının alakası olmadığına adı kadar emindi. Hagrid kucağında harry potter ile yürürken, Druella bu şeyin nasıl biteceği ile ilgili derin bir endişe duyuyordu.  Yıkık dökük köprüyü geçip sakince ilerlediklerinde druellanın yumrukları sıkılı duruyordu.

      Neville Hogwarts'ın yıkık duvarından dışarı fırladı. Lord önden ilerliyordu. Neville'ın arkasında ginny ve babası vardı. Ginny büyük bir hız ve dehşet ile babasına döndü.

    "Hagrid'in kucağındaki kim? Hagrid kimi taşıyor?!"

     Lord yüzündeki korkutucu gülümsemesi ile etrafında dönüp önündeki herkese selam verdi.

    "Harry Potter Öldü! "

     Ginny haykırdı ve ona doğru koşmaya çalıştı. Druella artık aşkı saçma buluyordu. Bellatrix'e kusarmış gibi yaptı ve kahkaha attılar. Lucius ve Narcissa karşı tarafta bekleyen draco ile ilgileniyorlardı.

        "Harry Potter Öldü! Bu günden sonra itaat edeceğiniz kişi benim. "

     Lord bize doğru yürüyüp kahkaha attı.

      "Artık bana itaat etme zamanı geldi. Öne çıkın ve bize katılın...    Yada ölün"

       Narcissa ve lucius hafifçe draco'ya seslendi. Draco yüzünde ağlamaklı bir ifade ile bize doğru yürürken onun acısını hissetmiştim bir an için... Bu sırada bir iki adım öne çıkan Neville dikkatleri dağıtmış ve herkesin gülmesini sağlamıştı.

Kayıp HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin