Multide Ceren var...
Bölüm Şarkısı: Jessie Ware- Imagine It was Us
Yalanla Başlasak?- 6.Bölüm
Aptalım. Tam bir aptal.
"Sen çok aptalsın, kızım,"diyor Ceren, düşüncelerimi okumuşcasına. Yatağa yayılmış, Bulut'la arasındaki mesajlaşmaları kurcalıyor. Sanırım artık resmi bir şekilde sevgili olmak üzereler. Şu an onun otel odasındayız. Merve denen bir kızla- sınıfımızdaki kızlardan biri- paylaşıyor odasını.
Yatağın diğer ucunda oturmuş, bu geceden kaçınmak için kendimce fikirler yürütüyorum. Şimdiye denk de, elde var sıfır.
Parti neredeyse dört saat sonra başlayacak.
"Destek olduğun için sağol, kanka,"diyorum alayla. "Ne yapacağım? Levent yardım etmeyi geri çeviriyor ve ben de Kamer'e çoktan Levent'le onu tanıştıracağıma dahil söz verdim."diye sızlanıyorum, sırt üstü yatağın üzerine uzanırken.
"Ve bu da aptal olduğunun kanıtı."
Gözlerimi kapatıp, planlar kurmaya çalışıyorum. Hiçbir şey. Vücutumu sarsıyorum. "Belki de hastaymışım gibi yapabilirim. Ya da merdivenlerden aşağı düşüp, bacağımı burkabilirim!"
Ceren kafasını telefonundan kaldırıp, bana bir bakış gönderiyor. "Çok saçma."
"Biliyorum,"diyorum somurtup. "Başka hiçbir şey aklıma gelmiyor ki." Ellerimi saçlarımın arasına sokup, vahşi bir şekilde karıştırıyorum. "Yapabileceğim pek bir şey yok- zaman da hızla geçiyor."
"Levent'e git sadece. Tek bir seferlik bir iyilik falan iste,"öneriyor Ceren. "Bunun onu tamamen rahat bırakmandan önceki son birkez olduğunu söyle. Belki, seni dinler. Eğer de dinlemezse, tehdit gibi bir şey kullanırsın işte."
Söylediği şey bana mantıklı geliyor. Çok çaresizim. Güzel bir fikir olabilir aslında. Bu geceyi atlatınca, onu rahat bırakabilirim. Sadece bu gece. Tek bir gece istiyorum, doğru olduğumu gösterip daha iyi bir hayat yaşamak için. Sadece Kamer'i yenmek istiyorum- en azından bir kere.
"Şimdi geliyorum,"diye söylüyorum Ceren'e otel odasından çıkmadan. Beni duyduğunu bile sanmıyorum. Koridorun sonuna doğru yürüyüp, son kata çıkmak için asansöre biniyorum. Levent en üst katta oturuyor- tam bir züppe gibi. Dünyayı o yönetiyormuş gibi en üst katta yaşaması gerekiyordu.
Hah! Süper!
Asansör 'ding' sesi çıkararak açılıyor ve Levent tam da karşımda duruyor. En garip sahnelerden birini yaşıyorum herhalde.
El sallıyorum. "Selam." Bana bir bakış atması benim kızarmam için yetiyor. Bu çok utanç verici. O beni reddetti ve birtür ondan uzak durmamı söylemiş bulundu. Bu tür durumlarda n'apman gerekiyor?
Levent yüzünde taşıdığı soğuk ifadeyle içeri giriyor. Nefesimi titrekçe dışarı veriyorum. Bu durum, benim suçum olmasına rağmen içime acılar saptırıyor. Zengin kokan parfümü, burun deliklerime temas edince yakıyor. Peki şimdi, kabayı mı oynamak istiyor? Göreceğiz bakalım.
"Ne? Bugün duş almadın mı?Parfümün neden üzerinden taşıyor?"diyorum düz sesle. Beni aldırmaması neden bu kadar rahatsız edici, bilmiyorum... Ama acıtıyor.
"Pardon?" Gözleri beni buluyor. Bakışları alaycıl. Sanki benim onunla konuşmaya cesaret edişim bile saçmaymış gibi. "Ben mi? Senin saçının hali ne peki? Uçurumdan düşüp tuvalete mi girdin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanla Başlasak? #Wattys2017
RomanceBir yalan, Sahte bir ilişki, Bir milyon problem... Bir hırs yüzünden herkese çok ünlü bir milyonerle ilişkin olduğunu söyleyebilirsin ama... O adam seni ararsa işler değişir... -#687 Romantizm Tanıtım videosu: https://www.youtube...