MULTIMEDIA: Jeremy (Justin Bieber)
Sabah birileri bağırıyordu. O bağırmalar ile uyandım. Hemen mia ya baktım. Yanımda değildi. Hemen jeremy nin yanına gittim.
"Jeremy mia yok!!!!! "Dedim. Sıçradı ve yataktan yere düştü.
"Ne demek mia yok? Oğlum senin yanındaydı ya lan! Nerede lan o kız!!!" dedi. Üstümü değiştirip hemen mia yi arayacaktım. İlk özel ihtiyaçlarımı gidermek için tuvalete giderken kapı açılmadı.
"Thad ben tuvaletteyim ne diye bağırıyor sunuz lan siz?"dedi mia. Fuck!!!
"Jeremy uyu uyu. Mia lavaboda imiş."dedim.
"Tmm."dedi. Uykulu uykulu. Yatağa gidiyordu. Bu sırada birine çarptı. Ve yere düştü. Kahkaha atmamak için dudaklarımı ısırdım. Çarptığı Adam antony idi. Ve o da cebinden garip bir alet çıkarıp jeremy nin koluna bastırdı.
"Bu sana uyarı. Bir daha yap da sana ne yapıyorum!" dedi. Sonra yaslandığım kapı birden açıldı. Yere sırt üstü düştüm. Mia da nasıl yaptıysa üstüme düştü. Yetmezmiş gibi de burnuma kafa attı.
"Ay thad!! Kafa attığım için özür dilerim. Acıdı mı? Yani burnun acıdı mı?" dedi. Yüzü kızarmaya başladı.
"Yooo."dedim. Keyfim yerindeydi. Onunda kalkma gibi bir niyeti yoktu galiba.
"Hop hop!! Aile var lan burada. Ne oluyor size kaç gündür?"diye söylendi jeremy.
"Of tmm jeremy sen git yat. Yalnız bırakalım şunları" dedi antony. Allah razı olsun yaf.
"Offf" dedi jeremy. Sonra da kalkıp gitti. Antony de 'ne haliniz varsa görün.' bakışı attı ve gitti.
"Mia... Yaramaz kedim benim." dedim. Dudağımın kenarı yukarı kıvrıldı.hiç bir şey demedi. Ben de hemen oturur pozisyona geldim. Bana ağaç bulmuş koala misali sarıldı. Anladım inmeyecek kucağımdan. Kalktım ayağa. Düşecek kadar aşağıya kaydı. Ama mübarek çok ağır. Neyse ben de onun bacaklarından tuttum. O da tekrar kafasını omuzuma koydu. Ben de onunla beraber yatağa oturdum.
"Canım benim. İyisin, hoşsun, guzelsin ama hala kucağımdan inmedin. Bir insen mi?"diyorum. O da üzgün duruyor.
"Ya öyle demek istemedim mia. Uykum var Hadi yat... Zıbar."dedim.
"Öyle olsun. Sen görürsün thad efendi." dedi.
"Offf mia. Bir şey söyleyeceğim. Sen galiba yine y yönetiliyorsun. Çünkü boynundaki şeyde -yani metal olan var ya- o ışıldıyor." dedim.
"Sana ne be!"dedi. Kesin yönetiliyor.Mia yönetilirken onu korkutmuştum. O da hemen uyarmıştı. Demek ki onu korkutunca uyanıyor simülasyon. O zaman parti başlasın!!!!!!
Önce mia 'nın yanından kalktım. Sonra da mia yi uyuyana kadar bir yerden izledim. Uyuyunca lavaboya gidip yüzümü gözümü boyadim. Yani bildiğin zombi gibi oldum. Onu korkutup simülasyondan kurtarabilirim. Tekrar sert bir tokat attım.
"Teşekkür ederim thad. Ama biraz daha yumuşak vursyadın olmaz mıydı?" dedi mia yanağını tutarken. Ben de onun elini tuttum ve onu yanağından öptüm. Sonra geriye çekildim. mia elimi bıraktı. Elini tekrar yanağına koydu. Bana doğru iki elini de uzattı. Ensemde birleştirdi. Kendini bana yaklaşıtırdı. Sonra da ondan önce davranıp dudaklarına yapıştım. O da ilk şaşırdı. Sonra gözlerini kapattı. Geri çekildi.
"Uykum var hadi uyuyalim."dedi mia.
"Sen uyu. Ben biraz kitap okuyacağım."dedim mia ya.
Uyudu güzel kız. Ama öyle tatlı, öyle masum duruyor kii. Uğruna ölünebilecek kadar korumasız ve şirin... Neyse ben kitap okuyayım.
***
Şu an okuduğum kitabın adı Ada: Sırlar çözülüyor...
Bence harika bir kitap. 2 genç var olmayan bir adadan kaçmaya çalışıyor. Ama var olmayan bir adadan nasıl kurtulursun? O kitap aynı mia ile beni anlatıyor. Ama biz bir labirent ten kaçmaya çalıştık. Ve kaçtık. Bu kitabın sonunu merak ediyorum. Erkek karakterin yerine kendimi, kız karakterin yerine ise mia yı koydum.
***
Tanrım oku oku bitmek bilmiyordu. Ama artık bitirdim. Sonunda adada olan insanların hepsi bir kapı buluyup oradan kaçıyorlar. Ne şanslılar ama o kadar da değiller...Uykusuzluktan ölecem aq. Neyse ne yani. Kitapmış değilmiş kimin umurunda. Olamaz... Galiba yönetilmeye başlıyorum. Hemen mia yi uyandırmalıyım. Onu dürtmeye başladım.
"Ne var ya aq. Uyuyordum..." dedi Mia. Bu kız ne içti ya...
"Mia... Bak erkenden halledelim... Yönetil... Galiba yönetiliyorum..." dedim. Neden kekeledim ki? Mia hemen kalktı. Omuzlarımı kontrol etti.
"Antony... Jeremy... Buraya gelin..." diye bağırdı.
"Noldu?" dedi ilk gelen antony. Sonra da jeremy de geldi ve o da aynı tepkiyi verdi.
"Buldum... Bakın... Thad de yönetiliyor. Ama nasıl." dedi... Lan o değil kendimi kontrol edemiyorum. Sesler kulaklarımda yankılanıyor. Sanki kimseyi duymadım.
"Thad cevap ver!!!" diye bağırdı antony. Ama... Cevap veremedim...
***
Yazardan...
Thad kendine hakim olamadı. Omuzlarını kontrol eden sevdiği kadının bileklerini tuttu ve onu yere fırlattı. Kız acıyla tostop oldu ama yerde kalmaması gerektiğini biliyordu. Hemen ayağa kalktı. Thad'in yüzüne bir yumruk attı. Thad de pek bir farklılık olmadı. Thad biraz geriledi.
O sırada antony jeremy'i geride tuttu ve onların yanına gitmesini engelledi.
Thad piç bir gülücük ile döndü mia yı görünce birden öfke ile doldu. Ama içten içe bu olaydan kurtulmak için savaşıyordu. Birden mia yi duvara fırlattı. Kız acı ile inledi. Yere çöktü. Kalkamadı. Thad yumruğunu havaya kaldırdı.
"Thad..." dedi mia. Çok çaresiz bir şekilde. Thad onu duymadı.
"Thad... Oradasın biliyorum. N'olur yapma... N'olur... Hani birbirimizi üzmeyecektik... Hani ne olursa olsun biz..." devamını getiremedi. Ağlamaya başladı. Sessiz bir şekilde... Sadece gözlerinden yaş akmaya başladı.
"Thad... Biraz düşün..." dedi. Dudaklarından bir hıçkırık koptu. Artık thad in elini tutamayacak kadar yorulmuştu. Ne olursa olsun dedi o an. Ve birden thad onun dudaklarına yapıştı. Ne oldu? Niye oldu? Bilinmez. Thad de mia 'nın hemen önüne çöktü.
"Üzgünüm... Durmak istedim ama imkanı yoktu. Kendimi kontrol edemedim... Sana zarar verdim mi?" dedi thad mia'nın yüzünü kontrol etmeye başladı.
"Hayır... Ama uyanmasaydın şu an ölmüş olarak yerde kanlar içinde görürdün beni." dedi. Mia... Ağlamak üzere idi. Tekrar...___Thad___
Tanrım çok teşekkürler. Ama neden oldu bu?
"Thad... Gel.. Bir revire gidelim." dedi jeremy. ayağa kalktım. Jeremy nin yanına gittim. Arkamda mia ile revire gittik. Doktor beni kontrol etti ve bir sorun olmadığını söyledi. Hadi ama ya... Yalan söyleme. O zaman neden ikide bir kontrol ediliyoruz biz? B planı işte devreye girecek. Ama B planımız yok ki?
***
İşte buldum! Tamam işte plan;
© antony' den bizi gezdirmesini isteyeceğiz. O da herhalde kırmaz da gezdirir bizi. Biz de unutmamak için kağıda bir alırız.
© Bir gün dolaşma bahanesi ile bize şüpheli gelen yerleri tekrar kontrol edeceğiz. Ve en son 13 gün boyunca başka bir gezegene gidene kadar bizi kontrol edenleri bulmalıyız. ama... nasıl?
© Bulduktan sonra da bir şekilde onları ifşa ederiz. Sonra da... Tamam tamam o da sürpriz olarak kalsın.#ykt...
Sevgili arkadaşlar... Biliyorum Bu bölüm hem kısa hem de biraz saçma. Hangi ruh halimle yazdım? Bilemiyorum. Ama ne olur vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
Öpüldünüzzz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seçilmiş Kişi... (Düzenleniyor)
Science-FictionHava karanlıktı. Bir sürü ses ve fener ışığı vardı. Yatağımda kıpırdandığımda biri yanıma Midori'yi koydu. Tam doğrulacakken beni yatağa geri itti. Ona baktım. İnsana benzemiyordu. Bana... Bana şey dedi... "Üzgünüm, siz bizim için bir tehtitsini...