-23- (Seni Öldürmek Zorundayım)

18 7 0
                                    

Gezegene varmamıza 12 gün kaldı. Bizim antony ile ufo yu gezme işi yarına ertelendi. Bu gün niki''nin cenzazesini yapacakmışız. Tabi cenaze dediğim bizimki gibi değil; yakıyorlar uzaylıları. Yazık günah ya... Neyse...

"Thad, hadi gel de pazardan kıyafet alalım."dedi mia.

"Tamam. Hadi gidelim." dedim. Beraber gittik pazara. Herşeyin en küçüğüne baktık. Bana biraz büyüğünü aldık ama mia ya büyük olduğu için terziye götürmek zorunda kaldık. Kızın işini de halledince koşma yarışı yaparak bizim dairenin önüne geldik. Yere çöküp az soluklandıktan sonra içeri girdik. Mia giyinme odasına girince ben de yatak odasında giyinmek zorunda kaldım. Mia daha çıkamadan hemen üzerimi giydim. Siyah jean ve üzerine siyah kısa kollu bir t-shirt giydim. Yine aynı renkte bir ceket giydim. Siyah bir spor ayakkabı ile giyinmeyi sonunda bitirdim. Bağcıklarımı bağlarken mia odadan çıktı. Siyah bol bir t-shirt ve altına mini siyah bir kot şort. Üstüne de aynı benim gibi bir ceket almış. Yani kısacası... Kız... Çok... Güzel olmuş...

"Thad... Ama ben seni böyle çıkaramam ki..0."

"Neden mia." dedim.

"Çünkü..." yanakları kızardı. Bakışlarını kaçırdı ve sağ elini ensesine götürüp kaşırken "Çünkü çok yakışıklı olmuşsun." dedi.

"Sen de az değilsin... Ben de seni böyle dışarı çıkaramam." dedim ensemi kaşırken. Ayağa kalkıp mia'nın yanına gittim.

"Eee, nasıl çıkacağız o zaman?"

"kimseye göz ucu ile bile olsa asla bakmayacağız." dedi.

"Tamam. Kabul."dedim. Birbirimize sarıldık. Zor da olsa sarılmayı kestik. Dışarı çıktık ve kapıyı kilitledik. Antony bizi kapıda bekliyordu. Mia'yı görünce ıslık çaldı.

"Ooooo... Mia... Güzel olmuşsun." dedi.

"Antony?!" dedim uyarırcasına. Mia da hemen onun omzuna şakadan yumruk attı. Güldük hepberaber. Sonra da antony ile ufo'nun meydanına doğru yürüdük. Kimseden ses çıkmıyordu. Sessizliği Mia bozdu...

"Onu seviyor muydun antony? Hani üzüldün ya." dedi.

"Evet Mia... Evet...  Ben bu ufoya ilk bindirildiğimde virüs bana bulaşmıştı. Benim ve arkadaşlarımdan işe yarayacakları aldılar ve iyilestirdiler. Benim virüsümü de güvendiğim niki temizlemişti." dedi antony. Titrek derin bir nefes aldı.

"Şey... Özür dilerim... Bu konuyu açmamam gerekirdi... Gerçekten çok özür dilerim... Antony..."dedi mia. Ben de bir şey desem n'olur ki?

"Antony... Ama niki bıçaklandığında beni suçlamıştı. Peki neden? Ben ona hiç bir şey yapmamıştım." dedim.

"Kamera kayıtlarına göre niki sana 'dur, oraya gidemezsin... Çünkü yasak' demiş. Ama sen de sinirlenip ' her şey zaten yasak!' anlamında sözler söylemişsin. O da intikam almaktan bahsetmiş. Doğrusu ben de ne olduğunu anlamadım. Sen endişeliydin mia için. Ama o? Yani kısacası açıklanamayan bir durum." diye açıkladı antony.

"Yani diyorsun ki 'niki haksız yere sinirlendi.' öyle mi?"diye sordu mia.

"Tam olarak öyle değil ama... Öyle de denebilir. Bence o -yani niki- boşuna öldü. Çünkü eğer sizin yanınızdan gelseydi ve geride durmasaydı o zaman ölmezdi belki... Ama sizi öldürebilirdi."dedi antony. Bu aralar antony çok suslunlaştı, bi efendileşti ama neden?

"Son bir soru... Neden uzaylıların cenazesini yakıyorsunuz da gömmüyorsunuz?" dedim ben.

"Evet. Neden? Yazık değil mi?" diye destekledi mia.

Seçilmiş Kişi... (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin