Geçmiş...
___Thad___
Acaba anladı mı? Yani az kalsın...
"Thad... N'oldu?"
"Boşver." dedim
"Tamam." dedi. Kırıldı galiba.
"Ya şey... Üzgünüm, gerçekten..." dedim.
"Tamam. Partiye devam edelim. Boşuna üzülmeyelim." dedi. Oh.. Kafaya takmadı.
***
Acaba sevgilisi var mı?
Peki birinden hoşlanıyor mudur?"Thad, sıra sende. 'd' or 'c'?" dedi mia.
"D" dedim.
"Bir düşünelim... Mmm... Aramızda hoşlandığın birisi var mı?" dedi.
"Hı hı " dedim. Ama istemeden oldu bu.
"Peki buzlar prensi. Kimden hoşlanıyorsun?" dedi. Mm.
"Tek soru, tek cevap. Kural bu diye biliyorum ben." dedim. Aha göt oldu.
"Tamam. Çeviriyorum." dedim. Çevirdim. Ben soru, o cevap.
"D" dedi direkt.
"Sevgilin var mı" dedim.
"Hayır." dedi. O çevirdi. Yine bana soru ona cevap geldi.
"Yine 'd'" dedi.
"Peki hoşlandığın biri var mı?"dedim.
"Evet. " dedi. Acaba kim.
"Offf. Ben bir hava alıp geliyorum." dedim. Ayağa kalktım. Giydiğim smokin in iç cebinden sigara paketini çıkardım. Ve bulunduğumuz alandan çıktım. Hemen binanın terasına çıktım. Yalnız az önceki yerden çıkmadan önce bir şişe şarap aşırdım. Neyse. Şaraptan 2 yudum aldım. Sonra da en yakın duvara yaslanıp 1 sigara taktım. O sırada terasa mia girdi.
"Oooo. Beyfendi de burada imiş." dedi.
"N'oldu mia. Neden geldin? Üşüyeceksin." dedim.
"Bilmem. Ben de hava almaya çıktım." Dedi. Hemen sigarayı kül tablasında söndürdüm. Smokin in ceketini çıkarıp onun yanına gittim.
"Al. Hasta olma." dedim. Omuzlarına örttüm onu.
"İçeride bir çocuk misali oynuyorlar. Canım sıkıldı." dedi.
"Benim de." dedim. Sonra onu bir sandalyeye oturttum. Sonra da karşısına ben oturdum. Elindeki şarap şişesini bir dikişte bitirdim.
"Dur, yavaş! Boğulacaksın." dedi.
"Neden endişeleniyorsun ki?" dedim.
"Asıl sen neden benim için endişeleniyorsun? " dedi. Cevap vermedim. Daha doğrusu veremedim.
"Fransızca biliyor musun?" dedim.
"Hayır. Bilmiyorum. Neden sordun?" dedi."Je tiens à vous dire combien de fois. mais non! Je ne peux pas dire. Je ne trouve pas que le courage. mais au moins maintenant je peux dire. Je t'aime follement. Voulez-vous sortir avec moi? Je suppose que vous ne comprenez pas le sujet. Quoi qu'il en soit.(sana kaç kere söylemek istedim. ama yok!söyleyemiyorum. o cesareti bulamıyorum. ama en azından şimdi söyleyebilirim. seni delicesine seviyorum. benimle çıkar mısın? tabi anlamadin galiba. neyse.)" dedim.
"Evet hem de sonsuza kadar..." dedi fısıldıyarak.
"Ne dedin?" dedim. Çünkü kulaklarıma inanamadım.
"Bir şey demedim." dedi.
"Yalan söyleme mia. Lütfen yalan söyleme. 'Evet hem de sonsuza kadar' dedin."dedim.
"Hani fransızca bilmiyordun?" dedim.
"Bilmiyorum ama heralde bir kaç şeyin ne demek olduğunu biliyorum." dedi. Kalktı. Ve benim sağ dizime oturdu. Ceketi çıkarıp az önce oturduğu sandalyeye fırlattı.
" e yani biz şimdi... Sevgili miyiz?" dedim. Kafa salladı. Onu tam öpeceltim ki terasa benden hoşlanan "Midori" geldi.
"Ooooo. Buzlar prensi şeker prensesi seviyormuş..."dedi. Sesinde alay söz konusuydu. Herkes onun benden hoşlandığını biliyordu.
"Ama nasıl oluyorsa şeker prenses başka birini sevse de seninle öpüşüyordu." dedi. Mia kalktı dizimden.
"Ne diyorsun sen gerizekalı!? Ben sevmediğim birini neden öpeceğim ki? O kadar mı düştüm?" dedi. Midori ye doğru yürürken.
"Eğer Onu seviyorsan ve sevgiliyseniz," durakladı. Derin bir nefes aldı ve Sesli bir şekilde dışarı verdi.
"O zaman ikimizin kardeş olduğunu bilmesi olay olmaz."dedi. Piç smyle yapıyordu. Ayağa kalktım:
"Nasıl yani? Siz kardeş misiniz?" dedim.
"Thad gel sakin kafa ile konuşalım." dedi mia. kolumu tuttu. Geri çektim kolumu.
"Anlamadım ne oluyor burada." dedim sinirle.
"Sevginizin içine ettiğim için ben gideyim. Hadi by by" dedi Midori.
"Siktir git orospu!" diye bağırdı mia. Midori ellerini birbirine çırpıp çıktı.
"Bak thad, zaten ben de bu gün öğrendim. Yetimhane den çıkacakken müdür çağırdı ve söyledi. Ben de yeni öğrendim. Daha sonra soyleyecektim. "Dedi mia.
"Yeter mia... Yeter... En başından soylemen gerekiyordu. Eğer hep böyle yaparsan olmaz."dedim sakin bir şekilde.
"Ama Thad... Anlamıyor mu-"
"Tamam mia, sen sana verilen şansı elinin tersi ile ittin. O zaman bir daha soylemene gerek kalmaz"dedim. Gözünden bir damla yaş aktı.
" yani bitti mi?" dedi.
Arkamı döndüm. Yürürken;
"Bitti..." dedim. Yürüyüp oradan çıktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seçilmiş Kişi... (Düzenleniyor)
Bilim KurguHava karanlıktı. Bir sürü ses ve fener ışığı vardı. Yatağımda kıpırdandığımda biri yanıma Midori'yi koydu. Tam doğrulacakken beni yatağa geri itti. Ona baktım. İnsana benzemiyordu. Bana... Bana şey dedi... "Üzgünüm, siz bizim için bir tehtitsini...