Herkese merhaba,
Sizlere yudumluk bir aşk, gizem ve macera dolu mini bir hikaye hazırladım. Bu tek bölümlü bir hikaye değil, yeni bölümler belli aralıklarla gelecektir.
Bölüm sayısı ne kadar uzun olur şuan bilmiyorum ama çok uzun tutmayı düşünmüyorum. Yazdıkça göreceğiz ;)Keyifli okumalar dilerim..
edageyik
~~~~~~~~~~~~
Ayvalıklı Holdingin çalışanları mesai biter bitmez ofislerini terk edip birer birer dağılmıştı evlerine. Aralık ayının kuru soğuğu, yerdeki karları toz taneleri gibi uçuran sert rüzgarla birleşince dayanılmaz bir hal almıştı. İnsanlar bu havada dışarıda kalmak yerine sıcacık evlerinde, rahat koltuklarında, ellerinde çay bardakları belki de kumandalarıyla birlikte oturmayı tercih ediyordu. Ama maalesef holding sahipleri Buğra ve Kerem'in böyle bir avantajı yoktu. Onlar üç gün sonra yapılacak olan ihale için gece geç saatlerine kadar çalışmak zorundaydılar. Koskoca holdingte bir onlar bir de giriş katta nöbet bekleyen güvenlikçi Salim amcadan başka kimse kalmamıştı. Dışarıdaki soğuk havaya tezat içerisi sıcacıktı. Kerem iki elinde kahve kupaları, koltuğunun altına da sıkıştırdığı mavi dosyayla toplantı salonununa girdiğinde Buğra'yı masasının başına gömülmüş Lanetli Konak diye bilinen Çengelli Konak'ın restorasyon dosyalarını incelerken buldu. Uzun zamandır bu konağın restore işlerini almak için uğraşıyorlardı. Ama bu kez karşılarında hem ezeli hem de güçlü bir rakipleri vardı: Sancar Holding.
" Kahve iç biraz, dayanamayacak gibi görünüyorsun. Bir aydır doğru dürüst uyuduğun yok."
" Eyvallah kardeşim. Şu ihaleyi bir kazanalım da ertesi gün 24 saat uyuyacağım bak gör."
" Sen mi Buğra? Hiç inanmam buna işte. "
Buğra , dosyadan başını kaldırıp eline kahvesini aldı. Sırtını sandalyesinin arkasına yaslarken masa altından da bacaklarını uzatıp birbirinin üzerine attı. Kahvesinden bir yudum alıp "Neden?" diye sordu.
" Söz konusu ne zaman Sancar Holding olsa uykusuz kalmayı tercih ediyorsun çünkü. İhaleleri alsak bile. "
" Nedendir bilmem ama o adamda beni tedirgin eden bir şeyler var."
" Ne o korkuyor musun yoksa?" dedi Kerem alayla.
" Bırak dalga geçmeyi. Korkmadığımı biliyorsun. "
" Biliyorum ama seni bu kez bu kadar tedirgen eden şey ne merak ediyorum doğrusu."
" İşte bunu ben de bilmiyorum tam olarak. Sancar holding büyük işlerin peşinde koşar hep. Tarihe ilgisi yoktur hazetmez bile ama bu yaşlı kurt neyin peşinde anlamış değilim. Geçen gün beni apaçık tehdit etti. ' konaktan uzak duracaksın diye.'
" Sen ciddi misin?" diye soran Kerem'in ağzı hayretle açılmıştı. Tahsin Sancar'ın tekin bir adam olmadığı gibi onun yasadışı işler yaptığı zaman zaman çalınırdı kulaklara. Kerem'in sorusunu başını olumluca sallayarak cevap verdi Buğra.
" İlginç. Tahsin Sancar ve ufak bir tarihi konak. Sence bu işin altında ne var? Acaba gömü falan mı?"
" Sanmam, boşuna heveslenme. Ama bu her neyse bile ihaleyi biz alacağız. Almak zorundayız Kerem. Hele ki geçen ihale de Sancar holdinge karşı kaybettiğimizi düşünürsek bu konak bizim onurumuzu kurtaracak. Ayrıca o konağı restore etmeyi de gerçekten çok istiyorum. "
" İkinizdeki bu konak aşkını anlamadım gitti. Kasaba halkı Lanetli Konak dedikçe acaba sizde fantazi falan mı oluyor?"
" Bence sen kafeine fazla yüklendin kardeşim. Kahveni bitir de işine dön artık." dedi Buğra kızgınlıkla. Çünkü Kerem'in haklı olduğunu biliyordu içten içe. Konakları seviyordu ve evet lanet olsun ki perili, büyülü konakları daha çok seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Gelin
Paranormal" Lanet olasıca hayalet misin nesin adam akıllı cevap versene." Buğra sinirle boş konakta bas bas bağırıyordu şimdi. O hayalet bozuntusu kendi kendine konuşmaktan vazgeçerse eğer ona yardım edecekti gerçekten ama bu koşullar altında ne yapabilirdi k...