6)KONAK

8.7K 276 15
                                    

(Multi= Konak)

  Sevmeler kolay olunca,gitmeler kolay olurmuş...

Sıla'nın ağzından

  Mirza kahveyi içerken çok komik görünüyordu.Gözünü kapatıp içtiği anı videoya çekmiştim.O halleri aklıma geldikçe gülmeden edemiyorum.Parmağımdaki alyansla oynarken yataktan doğruldum.Banyoya girip rutin işlerimi hallettim.Hayatım nasıl da değişmişti.Tatile Mardin'e geliyorum ve abim kız kaçırdığı için Ağa bozuntusuyla evlenmek zorunda kalıyorum. Gözlerimi kapatıp bu düşüncelerin aklımdan gitmesini bekledim.
"Sıla noldu"
Burağın sesiyle gözlerimi açtım.
"Hiç öylesine duruyorum"
"İyi o zaman gel de kahvaltı hazırla"
"Tamam geliyorum"
Banyodan çıkıp Burağın peşinden mutfağa girdim.Önlüğü takip krep malzemelerini çıkardım.Krebi yaparken aklıma babam geldi.Oda krebi çok seviyordu.Benle beraber yaparken sürekli bana bakıp gülüşü,'canım kızım' diyişi aklımdan gitmiyordu.Gözyaşımın aktığını daha yeni anlıyordum.Hızla göz yaşlarımı silip krebi yapmaya devam ettim.Kapı çalınca Burak kapıyı açmaya gitti.Kapıdan gelen sesler yükselince mutfaktan çıkıp kapıya doğru yürüdüm
"Gelmeyecek dediysem gelmeyecek Mirza" Burağın sert ses tonu beni korkuturken Mirza da ayni ses tonuyla cevap verdi
"Gelecek.Bu seni ilgilendirmez"
Burağın hızlı nefes almasıyla sinirlenmeye başladığını anladım.Hemen araya girdim.
"Benim hakkımda karar veriyosunuz ya hani!İsterseniz bide bana sorun?"
İkisi de ayni anda
"Sen sus" dediler.
Manyak ya bunlar vallaha manyaklar.
"Susmuyorum.Manyak mısınız siz?Benimle ilgili konuşuyosunuz ben bilmiyorum.Hakkımda karar veriyosunuz benim düşüncemi sormuyosunuz.Nesiniz siz?avukatım mı?sözcüm mü?"
Burak yine Buraklığını yapıp
"Estağfurullah senin yaninda avukatlığın lafını edemeyiz biz" diyip güldü. Manyak manyak ama seviyorum be.
"Kapıda dikilip durma ne konuşacaksan gel evde konuş"dedim soğuk ses tonumla Mirza ya.
İçeri girince kapıyı kapatıp bende salona geçtim. Koltuğa oturup konuşmalarını bekledim.Ama ikisinden de çıt çıkmıyordu.
" Kapının önünde birbirinize bağırıp duruyordunuz,şimdi niye suspus oldunuz? "
Mirza koltuktan diklesip yüzüme baktı. Bende hissiz bir şekilde ona baktım
"Konağa geliceksin Sıla"
Emir kipi en sevdiğimden!!!
"İlk olarak ağa bozuntusu bana emir verme.İkinci olarak gelmem için sebep söyle. Üçüncü olarak o konağa gelsem bile tek gelmem" diyip Burağa baktım. Tabiki de onla birlikte gidicem konağa.
"Laf çıkmış ağanın gelini bi erkekle ayni evde kalıyor diye,ki haklilarda. O yüzden düğün olana kadar konakta kalmak zorundasın"
Zaten çok istiyordum senle evlenmeyi.Bide gelip senle ayni evde,pardon konakta yaşayacam.
"Tamam ama Burak da gelecek. O gelmezse bende gelmem"
Mirza'nin yüzü kasılırken tamam anlamında kafasını salladı.Burakla ne derdi var anlamadım gitti.Burnuma yanik kokusu gelince tavada unuttuğum krep geldi aklıma.Koşarak mutfağa gittiğimde Burak ve Mirza da arkamdan geldi.
"Offf hep sizin yüzünüzden unuttum"
Burak masaya otururken Mirza'nin da oturduğunu gördüm.
"Hayırdır ağam evde yemek mi kalmadı da oturuyosun?"Mirza beni duymuyormuş gibi yapıp oturmaya devam etti.
" Te Allahım yarebbim ya akıllı beni bulmaz ki.Hepsi deli"diye kendi kendime söyledim.

    Kahvaltı bitince sofrayı toplayıp odama geçtim. Yatağın altından valizlerimi çıkarırken kapı açıldı. Mirza içeri girip kapıyı kitledi.
"Napiyosun be niye kapıyı kitledin"
Omuz silkip dolabima doğru ilerledi.
Hayır hayır. Düşündüğüm şeyi inşallah yapmaz.Askiliklara tek tek bakarak kısa olanları eline aldı.
"Bırakır mısın kiyafetlerimi"dediğimde yine tepki vermeden kısa olanları ayırıyordu.
"Lan verse ne kiyafetlerimi manyak"
Mirza yavaşca arkasına dönüp üstüme yürümeye başladı. Her ne kadar geriye gitmek istesemde yapmayıp olduğum yerde durdum.Ayakları ayaklarima değecek kadar yakınıma gelip durdu.
"Bunları artik rüyanda bile göremeyeceksin.Ve bi daha senin üzerinde diz kapağının üstünde hiçbirşey görmeyecem,anlaşıldı?" Nefesini yüzüme üfleye üfleye konuştuğu için yutkunup kafa salladım.
"Güzelll" diyip banyoya ilerledi.Merakıma yenik düşüp bende banyoya girdim.Girmez olaydım.Gitti güzelim şortlarim,eteklerim.Bir küvet dolsu kiyafetimi ateşe vermişti. Yandiklarindan iyice emin olup üstlerine su tuttu.Bi eteğimin yarısı duruyordu.Onu da alıp ortadan ikiye yırttı. Sanki yanmış eteği giyecem.Ellerini yıkarken dikkatimi parmağında yüzük olmayışı çekti. Sen benim göz bebeklerimi yakarsin ha.
"Yüzük niye yok"
Sesim olduğundan sinirli ve yüksek çıkmıştı.Mirza şaskinca eline bakıp bana baktı.
"Sabah elimi yıkarken çıkarmıştım galiba orda kaldı."
"Ne demek orda kaldı. Bende yüzümü yikadim ama bak yüzük parmağımda.Gece hayatına devam etmek için takmadin demi?"
Dediklerime ben bile şaşırmıstim. Aslında yüzüğü takıp takmamasi umrumda bile değil. Ama hıncımı anca boyle çıkartabilirim.
"Lan konuyu nerden nere bağladin.Ne alakası var gece hayatimla.Hem olsa bile seni ne ilgilendirir?"
Ovvv adam hakli beyler dağılın. Simdi ne diyeceksin bakalım Sıla hanim. Hah buldum
"Ne demek seni ne ilgilendirir?Benim kıyafetlerim seni ne ilgilendirirse beni de öyle ilgilendirir."
Oh be ucuz yırttım.
"Sana laf yetiştirmek gerçekten çok zor." diyip banyodan çıktı. Bende çıkıp karşısına dikildim.
"Kaçacağını saniyorsan yaniliyorsun ağa bozuntusu.Kafanın etini yiyip durmazsam bana da Sıla demesinler"
"Offf eve gidince takariz ne uzatiyon?"
"İyi bende çıkartıyım eve gidince takarim"
"Hayır.O yüzük parmağından hicbir zaman çıkmayacak"
Sinirle valizimi doldurmaya başladım.
İşim bitince kapıyı açıp çıktık. Burak solanda uzanmış bizi bekliyordu.Oda valizlarini alınca evden çıktık.Konak buraya baya uzakmış,uykum geldiğini hissettigimde gözlerimi kapattim.

Tepemden horul horul sesler gelince gözlerimi açtım.Kalsik Mirza&Burak kavgalarından biri yine.
"Onu kucağına alabileceğini mi düşünuyosun sen?" Mirza kıçı bana dönük bir şekilde duruyordu.Tüm kapıyı kaplamıştı. Haliyle Burağı göremiyorum.
"Asil sen Sılayı kucağına alabileceğini mi düşünüyosun?"
Mirzayi sırtından itip arabadan indim.
"Kucağınıza almanıza gerek yok.Benim ayaklarım var."
Burak göz devirip
"İyi ki dedin Sıla.Ben seni ayaksız biliyordum" dedi.Gülmemek için tırnağımi dişledim.
"Yapma"
Anlamsizca Mirza ya baktım. Napiyorum ki yapmiyim.Gözleri koyulaşırken elimi indirdi.
Ardından ellerimizi birbirine kenetleyip yürüdü.
Oha.Bildiğin elimi tutuyo.
Elimi çekmeye çalışınca iyice tuttu.
"Biraksana elimi"
"Hayır"
Kapının önüne gelince iki koruma kapıyı açtı.İçeri girince ağzım açık kaldı. Burası çok büyük bi konakti.Bahçesinde at koşturabilecek kadar.
"Konağı sonra incelersin babamgil bizi bekliyo"
Bir sürü merdiven vardı. En üst katta çıkmaya usenirdim ben.İlk kata geldiğimizde Mirza büyük kapının önünde durup bana döndü.
"Bak bizde saygı çok önemlidir. O yüzden babamgilin elini öp tamam mı"
"Söylemesen bilmiyordum sanki"
Burak arkadan kıkırdayinca ona dönüp göz kirptim.
Mirza elleri elimdeyken kapıyı açtı. Bir oda dolusu insan vardı. Tam karşıda oturan dedeleri olmalıydı. İlk ondan başlayarak büyüklerin elini öptüm.Tahminen benle yaşıt olan yakışıklı birinin önünde durunca kendini tanıtmasını bekledim.
"Ben Baran Mirza'nin kardesiyim"
Demek kardeşi ha.Baya kibar biri,keşke şu öküz yerine bunla evlensem.Düşüncelerim ile kendime sağlam bi küfür edip elimi uzattim.
"Bende Sıla"
Baran elimi sıkmak yerine bana sarılınca çok şaşırdım. Tam karşılık verecekken belimden bi hayvanın pardon bu Mirzaymış çekmesiyle ayrıldım.Mirza yanindaki koltuğa beni otutturup.
"Gelinin bu dede" dedi.İlk defa Miray'ı bu ses tonunu kullanırken duymuştum. Sanki konuşmak istemediği ama zorla konuşmak zorunda kaldığı için konuşuyormus gibi geldi.
"Kimlerdensiz kızım sen?"
Dedenin bana sorduğu soruyla
"Ben Berat Akar'in kiziyim."
Bunu dememle dedenin yüzü şekilden şekile girdi.Ardından oturduğu yerden usulca kalkıp dışarı çıktı. Ardından da Celal Bey kalktı. Baran'in bana yönelttigi soruyla ona döndüm.
"Sen Ömer abimle de tanismadin galiba?"
"Evet tanismadim abiniz mi var?"
"Var.Ama şuan İstanbul da yengemle birlikte tatildeler.Biz bu evde hep birlikte yaşıyoruz. Alnayacağın baya kalabalığız"
"Anladım."
"Kaç yaşındasin?"
Ne konuşkan biri çıktı bu ya
"Hayırdır niye sordun Baran?" Mirza'nin konuşmasıyla yüzüne baktım. Çatık kaslarla Baran'a bakıyordu.
"Hiç abi merak ettim"
"24 yaşındayım Baran"
"Öyle mi demek yaşıtız Sıla"
"Sıla değil. Yenge diyeceksin Baran" Mirza bu kelimeyi bağırarak söyleyince koltuktan sıçradım.
Reyhan Hanim (Mirza'nin annesi)
"Oğul sakin kızı korkuttun"
Mirza bana bakıp tekrar Baran'a baktı.
"Sıla dediğini duymayacam Baran" diyip elimden tutup beni odadan çıkardı. Bi üst kata çıkıp
"Fatma abla" diye seslendi.50yaslarinda kadın odadan çıktı.
"Sıla nerde kalacak?"
"Senin odanda beraber kalacaksınız oğlum. Diğer odalar dolu"
Yuh koskoca konak nasıl dolu olur.
"Teyze koskoca konak hiç mi oda yok"
Teyze gülüp
"Var da o odalar ilaclandi"
Heee canım bende yedim.

Evvvet bir bölümün sonuna geldik.Biliyorum çok geciktim ama fırsat bulamadım. Lütfen yorum ve votelerinizi eksik etmeyin.. :D

AŞK VE TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin