17« Azrail

7.2K 526 323
                                    

Mısra'nın kombini

Mısra'dan

Yatakta rahatsız bir şekilde döndüm. Yüzümde hissettiğim nefesle gözlerimi hızlıca açtım. Karan'ın yüzüyle karşı karşıya kalınca, kaşlarım çatıldı. Kafamdaki şidetli ağrı ve dünkü konuşmalarımız. Siktir! Ben tam bir boş boğazdım. Karan kollarını belime sararak kendine daha çok çekti. Uyumadığını biliyordum. "Bana sarılıyorsun."

"Biliyorum." Diye mırıldandı. Kollarını benden ayırmadan, kafasını boyun girintime sakladı.

"Dünkü dediklerimi hatırlıyorum. Unut!" Sesim sonlara doğru sertleşmişti. Karan'ın kahkahası kulaklarıma ulaştı. Rahatsız edici bir tını değildi. Kafasını kaldırarak uykulu gözlerle bana baktı. Elini yüzüme yaklaştırınca ittirdim. Yataktan doğrulduğumda, yan gözle Karan'a baktım. Sırıtarak. "Sadece gözünde çapak vardı onu alacaktım neden heyecan yaptın anlamadım."

"Senin o dilini keserim." Diye tısladım. Yataktan kalktım. Odanın kapısına doğru ilerlemeye başladım. Karan arkamdan bağırdı. "Bütün gece yatağımdaydın Mısra. Bunu unutma sen kolaysın."

Sırıtarak arkamı döndüm. Kollarımı kavuşturarak Karancık'a baktım. "Dikkat et. Hamile kalan sen olma küçük."

Yerdeki ayakkabılarımı elime alarak, çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladım.

...

"Akay Alper'i nereden tanıyorsun?" Sorgu odasında adamın tam bir saattir cevap vermesini bekliyordum. Yanaklarımı şişirdim. Çağrı adama sorusunu yine ve yine tekrar etti. "Akay Alper'le ne gibi bir bağlantın var?"

Çağrı'yı ittirdim. "Öyle sorguya çekilmez izle ve gör." Çağrı tek kaşını kaldırarak, beni izlemeye başladı. Belimdeki silahı çıkararak, adamın kafasına tuttum. Çağrı'nın "Ne yapıyorsun?" Sorularını es geçerek. Bana korkarak bakan adama. "Akay Alper'le ne gibi işler içerisindesiniz?"

Adam korkuyla hareketlerimi izlerken. Derin bir nefes aldım. "Sabırlı bir kadın değilim. Şimdi o ağzını aç ve bir iki cümle söyle adamım."

"Sadece bir kere ortaklığımız oldu. Bir iş görüşmesinde tanıştık yemin ediyorum bu kadar." Benden gözlerini kaçırmasıyla güldüm. "Yalan söylüyorsun seni öldürmek için güzel bir neden." Silahı kafasına sokarcasına bastırdım.

Acıyla gözlerini kapattı. "Avukatım gelmeden konuşmayacağım."

"Senin avukatına sokayım." Diye mırıldandım. Saçından tuttuğum gibi demir masaya kafasını geçirdim. Tok sesinden hemen sonra yere yığıldı.

Çağrı sırıtarak. "Sen delisin hayatım. Ve en çokta bu huyunu seviyorum."

...

"O elini belimden çek!" Diye sinirle soludum. Çağrı'nın tek yaptığı ise gülmek olmuştu. Sinirlenmemek için derin bir nefes aldım.

Çağrı parmak uçlarımdan tutarak. Beni büyük yuvarlak masaya ilerletmeye başladı. Bende ona eşlik ettim. Masaya geldiğimizde. Çağrı eliyle beni göstererek. "Size bayan Allaire taktim edeyim." Yalancı bir gülümsemeyle karşılık verdim. Masadakiler saygıdan ayaklanırken 35 yaşlarındaki bir adam yanıma gelerek elimi küçük bir öpücük kondurdu. "Ah hanım efendi. Zarifliğiniz."

Çağrı araya girdi. "Türkçe bilmiyor maalesef. Öncedende bahsettiğim gibi kendisi bir Fransız."

Adam bana bakarak gülümsedi. "Ah öyle mi?" Elimi bırakarak. "Je suis heureux de rencontrer dame." (Tanıştığıma memnun oldum leydi.)

Ajan 'M' ●Yeşil Serisi 1●Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin