●Önümdeki aynaya baktım. Kirli, bulanık bir aynaydı. Aynanın içindeki kıza baktım. Ruhum, bedenime sıkışmıştı ve oradan çıkmak için sabırsız bir şekilde bekliyordu. Üstümde ki kirli iki sene önce aldığım, eski ve artık bana bol gelen pijamaları incelemeye başladım. Güzel değildim, güzel değildik. Hiç kimse kusursuz değildi. Sadece bazıları bunu fark edemiyordu.
Aynada ki kızın biran da bana güldüğünü gördüm, gözlerimi kapattım.
"Anne sence ben güzel miyim?" Muzip bir tavırla anneme bakmaya başladım. Annem bu halime kıkırdadı. "Sen çok güzelsin bebeğim." Bana bir adım attı. "En güzel kız sensin, herkesten."
Kapıdan giren Şeyma'ya baktım. Beni süzerek gülümsedi. "Hadi ama kuzen, seni bekliyoruz." Yerde ki fırlatılmış çantamı aldım. Annem bu halime homurdandı. Gülümsedim. Anneme öpücük atarak, Şeyma'nın koluna girdim.
O heyecanlı bir şekilde bir şeyler anlatırken, bindiğimiz vapurdan denizi seyretmeye devam ettim. Denize baktıkça bir çocuk hatırlıyordum, güzel gülüşlü ama yüzü eksikti.
Gözümü hızlıca açtım. Kimse umurumda değildi, hiç kimse. Herkes yaşamak için bir dala tutunurdu. Bazıları para, bazıları aile bazıları ise aşk. Ve benim dalım ise intikamdı. Rüzgarda savruluyordum. Herkes gibi.
Gözlerimi aynaya çevirdim. Sakince kendimi izledim. Size hiç? Bedeniniz kendinize ait olmuyormuş gibi geliyor mu? Bana geliyor. 365 gün, 24 saat her saniye.
Melodi'nin küçük bir kıkırtısı kulağıma ulaştı. Anne kokusu çok değerliydi ama kardeş kokusunu bilir misiniz? Size küçük bir sığınmayla dünyalar sizin olur. Onun ikinci annesi oluverirsiniz."Hiç bir şey umurumda değil." Diye fısıldadım kendi kendime. "Canım acıyor." Sesim biranda yükselmişti. "Anne canım acıyor." Bir çığlık ağzımdan koptu, evin içinde dağıldı. Neden beni bulmuyorlardı? Ailem yaşıyorsa neredelerdi?
Bir gülme sesi duymamla gözlerimi aynaya çevirdim. Gülüyordu. "Aciz." Bir ses kulağımda yankılandı. "Yoksa güçlü Mısra Derin ağlıyor mu?" Gözlerimden akan su damlalarıyla kendime geldim.
"Ne o anneni mi özledin küçük kız?"
"Kapa çeneni." Diye fısıldadım. "Sen burada ağlarken, annen ve baban gülüyor. Sen acizsin!" Kulağıma uğultulu bir şekilde gelen sesle sinirlenmiştim. Ellerimi yumruk bir şekilde yaparak aynaya geçirdim. Gürültülü bir şekilde parçalar etrafa dağılırken, elimde bir acı oluşmuştu.
"Sana çeneni kapanı söylemiştim." Bağırdım. Kimsenin olmadığını bile bile bağırdım. Kimse yoktu. Hiç kimse yoktu. Ev boştu, benden başka kimse yoktu. Derin bir nefes aldım. Elimden akan kırmızı sıvıyı es geçerek yere oturdum.
Çok boktan yerdeyiz. Ve boktan olmasını sağlayan, iki ayaklı canlılar.
...
Tosttan bir ısırık aldım. Sade sucuklu bir tosttu. Kahvemden bir yudum aldım. Damla bir şeyler anlatırken, ara ara kafamı sallıyordum. Dinlemiyordum ama anladığım kadarıyla bir erkekten bahsediyordu. Telefonumun mesaj gelmesiyile, mesajı açtım.
^Patronun selamı var.^ Çağrı'nın mesajına göz devirdim. Ayağa kalkarken bende mesaj yazdım.
^Öptüğümü söyle.^ Yüzümde sırıtma oluşmuştu saniyesinde cevap verdi.
^Mesaj alındı bende seni öpüyorum hayatım.:)^ Göz devirdim. "Gerizekalı." Diye fısıldadıktan sonra kahvemi diktim. Soğumuş kahvem farklı bir tatla boğazımdan geçerken yüzümü buruşturdum. Okulun çıkışına doğru ilerlerken arkamdan homurdanan Damla'yı duymazlıktan geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan 'M' ●Yeşil Serisi 1●
Acción- KÜFÜR İÇERİR - - Yazım hataları var. Rahatsız olanlar okumasın! - ○● "Bir tükenmişliğin hikayesi." İki el silah sesi duyuldu. Soğuk karlı havada adamın kanlı kafası yere düştü. Ara sokakta, sadece sokağı aydınlatan bir sokak lambası. Soka...