"Nasıl yapıyorsun merak ediyorum Min Yoongi." dedi fısıldar gibi. Sarı saçlı onu duymuş, ses çıkarmamıştı.
Namjoon muhafazanın etrafında dolaştı, tablonun içinden bir beden çıkmadığı barizdi. Ama nasıl? Nasıl tablodaki silüet yok oluyordu?
"Söylemeyecek misin?"
Yoongi'ye kısa süreliğine bakıp ondan tepki alamayınca dolabına yöneldi ve yumruğuna bir tişört sardı. Ardından muhafazaya geri dönmüş ve kalın cama attığı sert yumrukla çatlamasını sağlamıştı. Bir daha yumrukladı. Hala kırılmamıştı. Tatmin olana kadar yumrukladı. Sonunda bir kaç parça ayağının dibine düştüğünde uzanıp parçayı aldı.
Dıştaki tarafı klasik bir cam iken iç tarafında ayna vardı.
"Kutudan obje yok etme hilesi. Bir klasiktir."
Yoongi'nin ağzından dökülen cümlelerle gülümsedi. Bu kadar saf olduğuna inanamıyordu. Cam muhafazayı yere iktirdi ve tamamen parçalanışını izledi. Aradan seçip kaldırdığı tabloda sarı saçlı çocuğun silüeti öylece duruyordu.
"Bana anlatmayacak mısın gardiyan?" dedi sinirle Yoongi'ye bakarken. Onun aksine sarı saçlı ifadesizdi.
"Anlatmama gerek kalmamış. Seni öldürebileceğimden korkmuyor musun?"
Namjoon başını iki yana salladı.
"Hayır, hayır... Önce senden dinlemek istiyorum. Sonra öldürebilirsin."
Yoongi başını eğdi ve derin bir nefes çekti içine. O bunu yaparken Namjoon cebinden çıkardığı telefonu arkasında gizledi. Camlara değmemeye çalışarak odanın öbür tarafına geçmiş, Yoongi'ye yaklaşmıştı.
"Anlatılacak birşey yok. Seokjin bir dolandırıcı ve bende onun sizin gibi herifleri dolandırmasına yardım ediyorum."
Namjoon onu bir kez daha onaylamadı.
"Hayır sen, onları öldürüyorsun. Bu bir yardım değil."
"Haklısın." dedi Yoongi. Ayağa kalkıp cam muhafazanın yanına yaklaştı ve kırık parçalardan birini eline aldı. "Şimdi seni de öldürmeliyim."
Namjoon ona yalnızca gülümsemiş, yakınına gitmişti. Öldürmeyeceğini biliyordu. En azından polisler gelene kadar öldürmeyecekti.
"Gözlerimi sonsuza kadar kapatmadan önce, son bir kez seni sarı saçlı çocuk olarak sevebilir miyim? Ona gerçekten bağlanmıştım."
Yoongi kısa bir kahkaha patlattı Namjoon'u dinlerken.
"Seni bu sırada öldürebilirim."
"Aptal olma, elindekini bırakacaksın."
Yoongi'nin gülümsemesi hafifçe silinirken gözleri, sanki içini görür gibi Namjoon'a dikilmişti. Cam parçası parmakları arasından kayıp yerdekilere karıştı ve Yoongi, acele etmek ister gibi Namjoon'un dudaklarına kapandı. Hırsla öpüyor, farkında olmadan dişliyordu.
Geri çekildi. Nefes nefeseydi.
"Tekrar yatır beni."
Bir kez daha dudaklarını birleştirirken Namjoon kollarını beline sardı kısa boylu bedenin. Kolayca kaldırıp bacaklarını kendisine bağlamasını sağlamış ve yatağa yönelip Yoongi'yi usulca bıraktıktan sonra üzerinde konunlanmıştı.
Yoongi, o boynunu zevkle emerken kendini oldukça rahat hissediyordu. Sanki bütün günahları, Namjoon'un öpücükleriyle kayboluyordu. Ama asla ona bağlanmıyordu.
Üstelik rahatlaması, yaptığı en büyük hatalardan biriydi. Namjoon telefonunu arkasına sakladığında Jungkook'a polisi araması için mesaj gönderdiğini bilmeliydi.
Kollarını Namjoon'a dolayıp kendisine daha çok çekti. Hızlı nefes alıp verişleri ve bedenini zevkle hareket ettirmesi daha fazlasını istediğindendi fakat, alamayacaktı. İki dakikası kalmıştı.
Namjoon ondan ayrılıp doğruldu ve kıvrılan tişörtünü düzeltti. Ardından elini kulağına yaslamış ve mırıldanmıştı.
"Duyuyor musun?"
Yoongi duymayı denedi. Başaramadı.
"Neyi?"
"Seokjin'in polisler tarafından götürülüşünü."
Namjoon tatmin olmuşlukla gülümserken yataktan kalkan beden yerdeki cam parçasına yöneldi tekrar. Namjoon onu, alamadan engellemişti.
"On saniye. Gerçekten bırak artık. Birbirimizi bu güzel öpücükle hatırlayalım."
Yoongi bedenini yere bıraktı şaşkınlıkla. Yenildiğine inanamıyordu. Bugüne kadar ki onlarca insan, Namjoon'u tuzağa düşürmek için ayarladıkları onlarca kişi, hepsi ellerinde patlamıştı.
Kapıdan çıkıp giderken Namjoon, pencereden kaçmayı düşündü Yoongi ama bunu da yapamadı. Polisler çoktan gelmiş ve ellerine kelepçeleri takmıştı.
Namjoon büyük evin merdivenlerini indiğinde aşağıda bekleyen Jungkook ona gülümsemişti. Arkadaşının yanına gitti ve Namjoon'a sıkıca sarıldı.
"Sana Kim Seokjin'e güvenmemelisin demiştim." dedi sahte bir kızgınlıkla.
"Haklıydın."
Namjoon'un güvende olduğuna seviniyordu.
***
Bir sonraki bölüm final.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
norowareta shõnen #namgi
FanfictionYıldızlar bile senin için kayıyorlardır gökyüzünden. Sana yakın olmak için kim ölmeyi göze almaz ki? Başlangıç: 18 Aralık 2016 Bitiş: 6 Şubat 2017