İyi okumalar. 😊🍃
Multimedya; Nefes BeyzadeKimi sevmeyi hak eder, kimi sevilmeyi. Kimi candan çok sevilir, kimi canından çok sever. Bu hayat böyledir. Sen değer vermezsen biri seni sevdiğinde, sende birini seversen o da sana değer vermez.. Etme bulma dünyası işte :-)
"Ne demek sen bunları hak etmedin?"
"Bilmiyorum işte kağıtta bunlar yazıyordu."
Eflin yüzünü buruşturdu. Okula gelmiştim sabah uyanıp. Dün gece o zarfı okuduktan sonra odada dört dönmüştüm neyi hak etmiyorum diye. Gözüme uyku girmese de sabah saatlerine doğru uyumuştum. Derslere beraber girip tenefüs arasında kantine inmiştik ve kahve içiyorduk. Bende bu vesileyle dün olanları anlatıyordum Eflin'e.
"Oldum olası gizli hayranlardan nefret ederim"
Düşününce bende nefretten çok korku vardı. Benim hak etmediğim neydi ki? Hangi olaydan bahsediyordu? Kim olduğunu geçmiştim oysa. Fark etmiyordu o, bu, şu. Benim için hayatım önemliydi ve bu kişi beni bilirken benim onu bilmemem çok büyük rahatsızlık oluşturuyordu bende.
"Ebru'ya sormadın mı kim verdi diye?"
"Ne bileyim ya? Kapının önünde buldum, adınız yazınca da getirdim dedi"
Ne ironiydi ama! Kapımızın önüne biri zarf bırakıyordu. Hem de evde onca çalışan varken! Gidip Ebru buluyordu, sonra da bana getiriyordu.
"E güvenlik kamerasından baksaydın ya kızım!"
Gözlerim kocaman ve ağzım açık kaldım. Gerçekten de bu kişinin benim ne olayımı bildiğini düşünürken kameraları unutmuştum. Ve şimdi Eflin söyleyince evimizin dört bir kenarında kameralar olduğunu hatırladım.
"Hay aklınla bin yaşa sen Eflin. Aklıma gelmedi hiç ya. Eve gidince bakayım"
Zil çalmıştı benim sevinç dolu cümlemden sonra. Dersimiz ayrı olacaktı. Sosyal derslerden benim sesim güzel olduğundan -yani öyle söylüyorlardı- müzik klübüne katılmıştım ve her salı ve cuma klüp vardı.
Sınıfa adım attığımda tanımadığım insanlar vardı. Tanıdığım sadece bizim sınıftan adının Deniz olduğunu öğrendiğim çocuk vardı. Bana karşı güler yüzlü olmuştu ama sınıftaki diğer çocuklar gibi değildi. Sınıftakilerin hepsi yavşak olsa da 3-4 kişi vardı bizimle pek ilgilenmeyen ve ben onların isimlerini öğrenmiştim.
İlk çocuğumuz Kayra. İlk sınıfa girdiğimizde öyle bir göz atmıştı ama daha sonra bakmamıştı hiç bize. Hep arka sırada oturup dersi dinliyordu. Siyah saçları ve mavi gözleri vardı. Bir de kendisini güzel gösteren gözlükleri...
İkinci çocuğumuz Deniz. Sınıfta çok bakmamıştı bize ama her göz göze geldiğimizde gülümsemişti. Onun da siyah saçları ve siyah gözleri vardı. Oldukça sevecen duruyordu, yani gülümsemesinden bunu çıkarıyordum ama yüz hatları sert ve gülümseyince eriyen biriydi...
Üçüncü çocuğumuz Rüzgar. Onun da bize baktığını çok görmemiştim. Genellikle Kayra ile birlikte oturuyorlardı ve sınıftan başka kişilerle çok zorunda olmayınca muhabbete girmiyorlardı. Onun kahve saçları ve kahve gözleri vardı. Cana yakın duruyordu ama insana uzaktı.
Müzik odasına girdiğimde ilk önce etrafı inceledim. Sınıf bayağı büyüktü ve arka tarafta sıralar varken ön tarafta sahne vardı. Kendime sıra ararken çoğu dolu olduğundan ve tek oturanlara güvenmediğimden Deniz'in yanı boş diye oraya ilerledim. Yanına giderken de arka sıralarda bir kızla buluştu gözlerim. Siyah saçları ve su yeşili gözleri vardı. Bakışları o kadar sert, keskin ve tanıdıktı ki daha önce gördüğüme emindim ama kim olduğunu çıkaramıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ANTİDEPRESAN..
Teen FictionHiç beklemediği anda, beklemeyeceği bir şekilde kendini aşkın içinde bulan kız.. "Antidepresanlar: depresif hastalıkların tedavisinde kullanımak için üretilmiş olan ilaçlardır. Amaçları, beyindeki, kimyasal bozuklukları düzeltmek ve hastayı daha iyi...