10. bölüm

16 1 1
                                    

Merhabaa. İyi okumalar size. Kimden geliyor bu mektuplar yahu!?

Multimedyada Nefes var.💕

"Adamım dediğine göre, erkek."

"Oha! Nerden bildin?"

Eflin yüzüme kötü kötü bakıp okula ilerledi. Ona dün olanları anlatmıştım. Çok romantik bulmuştu! Sonra da yürüyerek okula gelmeye başlamıştık. Hava soğuk olduğu için üşüdüğümden montumun fermuarını çektim boğazıma kadar. Eflin okula girerken Rüzgar da okuldan çıkıyordu, henüz bana sinirli bakışlar atmakla meşgul olduğundan birbirlerine çarptılar. Arkadan güle güle onları izlerken, saçma hareketlerini de göz önüne almıştım. Eflin ne kadar saldırgan bir maske takınsa da Rüzgar gardını düşürüyor, alttan alıyordu.

"Bana dokunma demiştim sana!"

"Bu bilerek olmadı ama! Kasten yapmadım."

"Bir de kasten yapsaydın! Bilerek olmadan da dokuma sen Rüzgar! Her halükarda dokunma! Uçurumdan düşecek olsam bile elini bana uzatma!"

Rüzgar bozulmuşa benziyordu. Başını eğip ayaklarına baktı, daha sonra başını kaldırıp Eflin'e baktı ve kısık ve aynı zamanda usul ses tonuyla konuştu;

"Peki Eflin. Nasıl istersen."

Merdivenlerden inerken benimle göz göze gelmişti. Omuzlarımı silkip kaşlarımı kaldırdım 'yapacak bir şey yok' der gibi. Onun için üzülüyordum ve kim olsa üzülürdü. Bana bir şey demeden geçip gitti yanından. Eflin ise onun arkasından üzülen surat ifadesiyle bakıyordu. O da bunları yapmak istemiyordu ama kendini korumak için de mecbur hissediyordu, onu anlıyordum.

Daha fazla soğukta beklemeyip içeri girmek için merdivenlerden çıktım. Eflin'in koluna girip okula girdim ve sınıfa çıktık. Sınıfta fazla kişi yoktu. Yine Kayra ile göz göze geldik. Neden hep bana nefretle bakıyordu anlamıyordum ama merak etmeye başlamıştım.

Yerime geçip oturdum ve çantadan ilk dersin kitaplarını çıkarıp masaya koyarken göz ucuyla Eflin'i izledim. Sabahki neşeli kız gitmiş yerine durgun mu durgun biri gelmişti. Kendinden bile haberi yoktu neredeyse. Eline aldığı kalemi çevirip düşüncelere dalmıştı. Onu rahat bırakmak istedim çünkü düşünceleri derin gibi duruyordu.

Başımı çevirip sınıfa baktım. Alya kendi yerinde oturmuş tıpkı Eflin gibi eline kalem almış önündeki kağıdı karalıyordu. Onunla en son konuşmamız iyi geçmemişti. Zaten o günden bu yana da konuşmamıştık. Beni gördüğü yerlerde yine o delici bakışlarını atıyordu ama tek kelime etmiyordu. Gerçi benimde pek konuşmaya niyetim yoktu çünkü anlamam gereken şeyi henüz anlamayı bırak aklıma dahi getirmemiştim.

"Hemen geleceğim."

Eflin'in omzuna dokunup haber verdikten sonra ayağa kalktım. Lavaboya gidecektim. Ellerimi dışarıdaki soğuk havadan dolayı koruyamamıştım bu yüzden yıkadıktan sonra çantamdaki kremi sürecektim. Sınıftan çıkıp koridorun başındaki kızlar lavabosuna ilerledim.

Kapıya elimi atmıştım ki içeriden gelen kahkaha sesleri duraksamama neden oldu. İki veya üç kişi katıla katıla gülüyorlardı. Biraz sonra ise gelen kız sesinin kurduğu cümle benim bile ağırıma gitmişti.

"Aptal işte. Bana aşık!"

Benim için aşık bir erkek baş üzerinde tutulmalıydı ama insanlar bunu yapmıyordu işte. Doğru erkekler yanlış kadına gidiyordu, belkide bu hep böyleydi. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım ve içeri girdim. İçerideki üç kızında sesi kesilmişti ve beni dikkatle süzüyorlardı. Birini tanımasam da diğer ikisini tanıyordum. Bunlar bizim sınıfa gelen ve midemi bulandıran Melis ile Eda ikilisiydi. Yanlarındaki kız da onlar gibi on kilo makyaj yapmış ve güzel olmasına rağmen kendini berbat etmişti. Onların bakışlarını umursamadan lavabonun önüne gidip suyu açtım ve ellerimi yıkamaya başladım.

AŞK ANTİDEPRESAN..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin