8. Bölüm

21 2 0
                                    

İyi okumalar.😃
Multimedyada Egemen var.😆

Aşk..
Aşk neydi? Kiminin acı çektiği, kiminin hep mutlu hissettiği bir duygu muydu? Aşk nedir bilmiyordum, tatmamıştım ama gördüğüm kadarıyla yanıtlayabilirdim.

Aşk, iki kişinin birbirine olan o sınırsız sevgisine verilen isimdi. Bir insan tek başına aşk acısı çekemezdi, çünkü aşk iki kişilikti.

Sevmek vardı bir de. İnsanları yıkan veya yücelten duygu. Karşılıklı sevginin ismiydi işte Aşk. Tek taraflı sevgi ise hep insanın ciğerini yakardı. Kendi kendine severdin birini ve o kişi bayılırdı seni değersiz hissettirmeye, değer verdin diye.

Kalbim yine parmak uçlarımda atıyordu. Gelen bu mektuplar ne içindi peki? Bir sevgi mi vardı ortada yoksa nefret mi? Ne amaçla yollanıyordu bu mektuplar?

Peki nasıl geliyordu bana? Gün boyu yanımda olan çantama kim, hangi cesaretle, nasıl koyabiliyordu aklım bile almıyordu.

"Eğer onu bulursam ağzıyla burnunun yerini değiştireceğim!"

Bendeki korku ve endişe başkalarında daha değişik duygular hissettiriyordu. Mesela Egemen sinirliydi şu an. Bunu kolumu sıkıca tutup beni yürütmesinden ve kendi kendine konuşmasından anlayabiliyordum.

Sabah olduğunda ona haber vermiştim ve kahvaltı ettikten sonra beni alıp, dün geldiğimiz alışveriş merkezine getirmişti. Ne yapacağını bilmiyordum ama bu sinirli hallerinden hep kormuştum. Yemek yediğimiz kata geldi ve sipariş verdiğimiz kasaya ilerledi, bende peşinden gidiyordum, hatta bir nevi sürükleniyordum.

"Buranın kamera kayıtları lazım, kiminle görüşmeliyim?"

Kasadaki bayan biraz tuhaf baksa da eliyle arka tarafı işaret etti.

"Müdürümüz arka tarafta. Ben çağırayım isterseniz?"

"İyi olur!"

Egemen çok sert konuşuyordu. Dün odasına girerken ki otoriter tavrı vardı üzerinde ve sesinde. Bu yeni halini sevmiştim. Eskiden çok abartılı bir şey olmadıkça bu şekilde konuşamazdı.

Görevli bayan arka tarafa giderken Egemen tek ayağıyla yerde ritim tutmaya başladı. Artık uyuşan bileğimi biraz kendime doğru çekerken Egemen'in bakışları bana döndü ve yeni fark eder gibi elini gevşetti ve daha sonra elini çekip cebine koydu.

"Üzgünüm, fark etmemişim."

"Önemli değil."

Bileğimi diğer elimin içine alıp ovarken görevli bayanın girdiği kapıdan önce kendisi ardından 50 yaşlarında uzun boylu bir adam çıktı. Yaka kartında Uğur Yetkin yazıyordu. Sanırım müdürleri bu adamdı.
Çok dik bir yürüyüşü vardı kendinden emin olan. Tezgahın arkasından gelip Egemen'in önünde durdu.

"Buyrun. Nasıl yardımcı olabilirim?"

"Ben buranın kamera görüntülerini izlemek istiyorum. Dün yemek yemiştik de."

Uğur bey başını sallayarak Egemen'i dinliyordu ama pek de kayda aldığını belli etmiyordu.

"Anlıyorum ama bu öyle kolay bir iş değil beyfendi."

Egemen üzerindeki kendisini 2-3 yaş büyük gösteren takım elbisesinin iç cebine elini attı ve çıkardığı bir kartı tezgahın üzerinden adama uzattı.

"Bakın, ben Beyzadeler şirketin ortağı Egemen Özdemir'im ve dün burada yemek yerken eşimin çantasına zarf bırakılmış. Kim ne cürretle yapar bilmiyorum ama öğrenmeliyim."

Egemen şirketin tanınmışlığından vuruyordu adamı. Zaten adını duyunca yerinde dikleşen Uğur beyin bakışları bana dönünce başımı salladım ve burnu havada bir görüntü yarattım. Eliyle yan taraftaki kapıyı gösteren Uğur bey kabullenmiş duruyordu.

AŞK ANTİDEPRESAN..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin