12. Bölüm

5 1 0
                                    

Kitap 30 bölümlük olsun diyorum.
30. bölüm final olsun.

İyi okumalar.

Nefes'ten;

Gözlerimi açmaya çalıştım yavaştan. Nefes almakta zorlanıyordum ve bir o kadar da gözlerim bana ihanet ediyor ve açılmıyorlardı. Nefes almakta bile zorlanırken nasıl gözlerimi açacaktım gerçi düşündürüyordu. Yumuşak bir yerde uyuyordum, sanırım yataktı. Ama benim son hatırladığım o korna sesiydi. Ve sağ tarafımdaki camın patmala sesi, yuvarlanmam, sarsılmam...
Peki neredeydim? Öldüm ve tabuttayım diyeceğim ama burası bir tahta parçasına göre bayağı yumuşak ve oksijen doluydu.

Korkmaya başlamıştım. Çok uzaktan sesler duyuyordum ama gözlerimi açamıyordum. Bende öylece beklemeye karar verdim, eninde sonunda gözlerimi açacak direnci bulacaktım kendimde.

Biraz zaman geçmiştiki, kulağıma bir kapı sesi geldi. Sanırım bir odada uyuyordum ve içeri biri girmişti. Ayak sesleri bile gelmiyordu. Başımda hissettiğim el tüylerimi diken diken etti ve daha sonra saçlarıma daldırılan parmaklar. Başımdaki kimdi bilmiyordum ama gözlerimi açamadığımdan çok korkuyordum. Bir kez daha gözlerimi açmaya çalışsam da gösterdiğim çaba nafileydi.

"Nefes'im..."

Başımda çok yakından gelen ses alabildiğim o ara nefesimi bile tutmama neden oldu. Bu oydu. Bu abimin sesiydi. Kağan gelmişti, buradaydı. Ya da ben öyle zannediyordum. Gözlerimi açamıyordum ama sol gözümden süzülen yaş tekrar nefes almama yardım etti. Tam o anda gözümün kenarından süzülüp saçlarımın arasına giden damlayı sildi eliyle.

"Ağlama abiciğim, ben burdayım. Yanındayım, korkma."

Aman Allah'ım bu abim! O burda! Yanımda. Gözlerimi tekrar açmaya çalıştım ama yine açamadım. Yanağımda hissettiğim sıcaklığın abimin dudakları olduğunu anlamam geç olmadı. Beni özlemişti. Bende onu çok özlemiştim. Şu an ayağa fırlayıp ona doyunca sarılmak istiyordum ama yapamıyordum ve bu da sinir kat sayımı yükseltiyordu.

Abim dudaklarını yanağımdan çekip elimi tuttu. Gözlerimi açamıyordum, onun elini tutmasına karşılık veremiyordum, ona sarılamıyordum. Sanki lanetlenmiş gibiydim.

"Özür dilerim, gittim. Ama daha fazla burada duramazdım. O gittikten sonra benim burda durmamın bir anlamı yoktu. Unutmam gerekiyordu, unutmadan geri dönemez, senin yüzüne bakamazdım. Hele o söylediklerinden sonra burda kalamazdım"

Kim ne demişti abime? Kim ne deyip de çekip gitmişti de abim benin yüzüme bakamıyordu? Kimi unutması gerekiyordu?

"Seni seviyorum Nefes'im. İyi olduğunu bildiğimden gidiyorum. Yine kimsenin haberi olmayacak nerde olduğumdan ama ben hep senin kalbinde olacağım."

Elimi bıraktığında anladım gerçekten gideceğini. Oynatmaya çalıştım vücudumu. "Gitme!" demeliydim. Bu defa gitmemeliydi. Gözlerimi açmaya çalıştım ama açamıyordum. Lanet olsun ki oynatamıyordum vücudumda hiçbir yerimi! Alnıma koyduğu öpücük belkide son öpücüktü ama ben sarılamıyordum ona!

Kapı sesi geldiğinde dahada gayret etmeye çalıştım ama nafileydi. Kapı tekrar kapandı ve gitti... Gitmemeliydi. Engel olmalıydım. Hareket edemiyordum ama sinirden ağlıyordum. Göz yaşım gözümden düşüyordu ama ben hareket edemiyordum!

Daha bir gayretle sol elimin işaret parmağını oynattım ama bir işe yaramamıştı. O gitmişti. Abim gitmişti ve benim parmağımı oynatmaktan başka yapacak bir şeyim olmamıştı.

******

Uzun bir zaman geçmişti. Ne gelen vardı ne giden. Bir süre sonra ağlamaktan başka bir şeyler yapamamış sonra uykuya dalmıştım. Şimdiyse odanın kapısının açılmasıyla uyanmıştım ve gözlerimi açabilmiştim. Karşımda annem ve babam duruyordu. Hiçbir şey diyememiştim ve sonra ağlamaya başlamıştım. Kollarımdaki ve bacaklarımdaki beyaz sargı bezlerinin üzerinde kanlar vardı. El parmaklarımla yara bantları vardı ve hepsi kanlıydı. Harabeye dönmüştüm. Her yanım kesik, yara beri içindeydi. Kaburgalarım ve sağ kolum o kadar çok acıyorduki hareket bile edemiyordum.

AŞK ANTİDEPRESAN..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin