Bir hayal et:
Tek çocuksun,
gençsin 16 sin,
Annen birden sana birşey demeden kayıp oluyor,
Babanı tanımıyorsun,
Annenden hariç sadece deden var,
yani bundan anlayacağın ortalık da kaldın!
Nasıl hissederdin? Kötü değil mi?!
Peki yeni bir okula başlam...
Duş aldıktan sonra havluyu vücuduma sarıp yatağa oturdum ve Yağız'ı beklemeye başladım. Yağız geldiğinde elinde iki tane poşet vardı. Birisini yüzüme bile bakmadan yanıma attı ve banyoya girdi. Acaba kıyafet alırken birisiyle mi tartıştı, yoksa niye sinirlendi ki bu şimdi? ------------------------------------------------------ Yağız banyodan çıkana kadar aldığı kıyafetleri giyip ve telefonumdan müzik dinlemiştim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Savaş bey bana arabanın otelin önünde olduğuyla ilgili bir mesaj atmıştı ve arabayı kesinlikle benim kullanmamamı istemişti. Yağız üstü giyinik ve saçları kurutulmuş bir şekilde banyodan çıktı.
(Yağız'ın giydiği kıyafet)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bana bakmamaya özen gösteriyordu ama kısık bir sesle
"Saçını kurut, ...üşüteceksin." dedi.
"İstemiyorum."
"İyi ne yaparsan yap!" diye bağırıp kapıyı çarparak gitti.
"Gerizekalı!" diye söylenip ona yetişebilmek için arkasından koştum. Asansöre binmişti bile kapılar kapanacakken sağ elimi kapıların arasına uzatım ve kapılar açıldı. Elim çok fena ağrıyordu ve kanıyordu. Yağız ellimi ellerinin arasına alıp incelemeye başladı. Asansörün içinde sadece ikimiz vardık.
"Ne diye ellini şu kapıların arasına sokuyorsun ki!"
Ellimi ellerinin arasından çekip onun bana bağırdığı gibi bağırmaya başladım.
"Ya sen niye birdenbire soğuk davranıyorsun! Alt tarafı bir Okula gideceğiz dedik diye!"
"Okul umrumda mı sanıyorsun!"
Asansörlerin kapıları açıldı ve dışarıya çıktık. Resepsiyonda dün geceki oğlanın yerine biraz daha büyük bir erkek vardı. Bize bakıp
"Günaydın." dedi
Onu başımla selamlayıp dışarıya çıktım. Savaş beyin gönderdiği araba acaba hangisi diye düşünürken yanıma benden 3-4 yaş büyük kumral bir oğlan yaklaşıyordu. Önümde durduğunda Yağız da yanıma gelip elimi gene inçelemeye başladı. "Elin kötü görünüyor. Ağrıyor mu?"
