Okul bitikten sonra dedemin evine gidip Enil'e benim Ares olduğuma inandırmıştık. Oğlan nerdeyse FBİ gibi maşallah hiç çekinmeden ne bilmek istediğini sormuştu mübarek. Evde yalnızdık yani kısmen yalnızdık evin içinde üç tane çalışan vardı. Canımız sıkıldığı için Enil bizi şirin bir kafeye götürmüştü. Masalardan birine oturduğumuz da ben cam kenarına, Yağız yanıma ve Enil karşımıza oturmuştu. Siparişi almak için gelen kız bize çikolatalı pastayı önermişti ve bizde onu sipariş etmiştik. Yağız ve Enil konuşmaya başlamışlardı. Telefonum çalmaya başladığında kayıtlı olmayan bir numaraydı ikisi de susup bana dönmüşlerdi. Masadan kalkıp dışarıya çıktım ve telefonu açtım.
"Kimsin?"
"Donduk burada kızım nerdesin sen?"
"Tekin?"
"Yaaa Tekin. Okuldan sonra buluşacağın Tekin."
"Nerdesin şimdi?"
"Okulun önünde seni bekliyorum. Çabuk gel fazla zamanım yok." diyip telefonu yüzüme kapattı.
Telefonu arka cebime koyduktan sonra gene içeriye girdim. Masanın önünde durduğumda Yağız'ın omuzuna dokunup onun bana bakmasını sağladım.
"Ben Tekin ile buluşacağım. Arabanın anahtarını ver. Sen dönüşte motorumla gidersin." diyip motorun anahtarını masanın üstüne koydum.
"Ne yapacaksınız Tekinle?" diye sordu çatık kaşlarla.
"Arabanın anahtarını ver." dedim sakince gözlerinin içine bakarak.
Beni kolumdan tutup kendisine çekip tıslamaya başladı.
"Berrin. Tekinle ne yapacaksınız?"Enil aramıza girmek için konuşmaya başladı.
"Mhhh bu pastanın tadı mükemmel. Bence denemelisiniz."
"Biliyor musun bazen gerçekten fazla oluyorsun." dedim tıslayarak.
Kolumu kendime çekip gitmek için arkamı dönmüştüm ki Yağız konuşmaya başladı.
"Haklısın ben senin için kimim ki değil mi?" dedi. Benden cevap gelmediğinde konuşmaya devam etti.
"Bir 'arkadaşın'? Ya da dur 'kankan'? Haklısın Berrin ben senin hiçbirşeyin değilim. Senin için zaten ailenden hariç herkes gereksiz."
Kafenin girişine bakıyordum. Onun böyle düşündüğünü bilmiyordum. Kendimi biraz toparladıktan sonra. Ona dönüp baktığımda yere bakıyordu. Yüzünü görmek için eğildim ve gözlerinin hedefi benim olmasını sağladım. Yanağını öpüp geri çekildim.
"Sen benim Yağız'ımsın..." elimi yanağına koydum ve okşamaya başladım.
"Sana sevgimi gösteremediğime ve senin böyle düşünmene yol açtığıma üzgünüm, ama bana bir daha hesap sorar gibi olursan, o yakışıklı suratına bir morluk eklerim. Şimdi bana arabanın anahtarını ver." diyip elimi yanağından çektim ve anahtarı vermesi için uzattım.
-------------------------------------------------------
Tekin'i aldıktan sonra 10 dakika boyunca onu unuttuğum için bana dışarının ne kadar soğuk olduğunu, benim onu iki saatten fazla bekledirdiğimi hatırlatılıyordu. Benim onu takmadığımı görünce sustu."15 dakikaya varırız."
"Niye yanımdasın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karaer'ler
Teen FictionBir hayal et: Tek çocuksun, gençsin 16 sin, Annen birden sana birşey demeden kayıp oluyor, Babanı tanımıyorsun, Annenden hariç sadece deden var, yani bundan anlayacağın ortalık da kaldın! Nasıl hissederdin? Kötü değil mi?! Peki yeni bir okula başlam...