Hafta hemencecik geçti, dersler daha yeni başladığı için hiç ödevleri yoktu ama Hermione zamanını çoğunlukla kütüphanede geçiriyordu. Kütüphaneyi baştan sona okumak istiyordu ki bu çoktan çok fazla kitap okuduğu için ulaşılabilir bir hedefti.
Ron onun bu fikrinin aptalca olduğunu düşünüyordu. Harry Hermione'ye nerede olduğunu sorunca bununla ilgili kavga etmişlerdi.
"Kütüphanede," demişti Hermione, sıradan bir şekilde. Mürekkepli kalemiyle dikkatlice yazarken.
Ron şaşkınlıkla Harry'e baktı. Harry bir şey söylemedi, Hermione'nin kütüphanede olmasına alışmıştı. Oraya cevaplar, her şeyden uzaklaşmak, ödev yapmak ya da sadece oturup okumak için gidiyordu. Ona kalsaydı orada uyurdu da.
"Okul daha yeni başladı!" diye bağırdı Ron.
"Biliyorum... Sadece kütüphanenin tamamını okumak istiyorum, biliyorsunuz, buradan ayrılmadan önce," diye açıklamaya çalıştı.
"Dinle, Hermione, buradan çıktığımızda bir işimiz olacağının garantisini aldık. Gerçekten tüm kütüphaneyi okumana gerek yok! Hatta ders çalışmana bile gerek yok!" dedi Ron, sandalyesine yaslanarak.
''Ron, sadece yapmak istediğim şeyi yapmama izin ver!'' dedi Hermione kitaplarını toplarken, ''Beni kontrol etmeyi bırak,'' ve bununla birlikte ortak salondan çıkıp kütüphaneye doğru giderek arkasından donakalmış bir halde bakan bir Ron bıraktı.
Hermione, Ron, Harry ve Ginny dışarıda oturmuş, bir cumartesi gecesinde temiz havanın keyfini çıkarıyorlardı.
Sabah, çocukların satranç oynayıp kavga etmelerini izlemekle geçmişti. Bir kazanan belirlemek için birkaç oyun oynanmıştı.
Ve onlar, hava daha da kararır, ay daha çok parlayıp onlara ihtiyaçları olan ışığı verirken sadece dışarıda oturuyorlardı. Yıldızlar gökyüzünde küçük ampuller gibi parlıyorlardı.
Harry ve Ginny fısıldıyor ve sessizce kıkırdayıp ara sıra birbirlerini öpüyorlardı. Ron onlara arkasını dönmüş bir şekilde yanında oturmuş sessizce yıldızları izleyen Hermione'ye bakıyordu.
Ron düşüncelerini böldüğünde Draco'yu düşünüyordu.
''Üzgünüm, Mia.'' diye fısıldadı ona doğru yaklaşırken. Kolları birbirlerine değiyordu. ''Sadece seninle biraz vakit geçirmek istiyordum.''
Hermione gülümsedi, Ron'u tanıyordu, özür dilemeyi zor buluyordu.
Ron, memnun bir şekilde gülümseyip onu öpmek için eğildi. Dudakları buluştu ve gözleri kapalıyken birbirlerini yumuşak bir şekilde öptüler.
Ron geri çekildiğinde gülümseyip el ele tutuştular ve sessizce yıldızları izlediler. Sessizlik huzurluydu ve garip değildi.
''Hey, çocuklar!'' Sessizliği bozan Dean Thomas ve Seamus Finnigan'dı.
Hogwarts'a geri dönen insanlardan ikisiydiler.
''Selam, çocuklar,'' Hermione gülümsedi.
''Aaa, bu çok hoş görünüyor.'' Dean Ron ve Hermione'nin birleşmiş elleriyle, öpüşen Harry ve Ginny'i işaret etti.
Seamus Ron'a göz kırptı. Hermione bunu görmezden gelip sadece gülümsedi.
''Pekala, Hermione, McGonnagall'dan bir mesajımız var. Bu gece başkanların ortak salonunda onunla buluşman gerektiğini söylüyor.'' dedi Dean, elindeki kağıdı basit bir lumosla aydınlattığı asasıyla okurken.
''Tamam, ne zaman?'' diye sordu Hermione.
''9.30'da.'' dedi Dean, kağıdı cebine koyarken.
''Tamam teşekkürler çocuklar!'' dedi Hermione el sallayıp uzaklaştıklarında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco's Undying Love (Çeviri)
FanfictionDraco Malfoy ve Hermione Granger? Bazıları imkansız olduğunu söyleyebilir ama hiçbir şey imkansız değildir. Sonunda her zaman gerçek aşk üstün gelir ve umuyoruz ki bu hikayede de üstün gelecek. Savaş en sonunda sona ermiş, sıkı bir çalışma, zaman...