Harry, Hermione, Ron ve Luna iksir dersinde masalarında oturuyordu. Profesör Slughorn'un dersiydi.
Donuk mavi gözleriyle, saçları dökülen, yaşlı bir adamdı. Harry ve Slughorn savaştan sonra çok iyi anlaşıyorlardı.
Hermione onun ilginç biri olduğunu düşünüyordu. Onu Snape'ten daha çok seviyordu. Ama tabii ki Severus Snape çok cesur ve aşık bir adamdı.
Hermione sevdiğin kişiyi başka biriyle görmenin nasıl olabileceğini sadece hayal edebiliyordu. O da Ron ve Lavender'ı görüp kıskanmıştı ama Snape'in aşkı daha güçlü ve ebediydi. Öldüğü güne kadar Lily'i tüm kalbiyle sevmişti.
O da böyle bir adam bulmak istiyordu, onu sonsuza kadar sevecek birini.
Profesör Slughorn ayağa kalkıp gürültülü bir şekilde boğazını temizleyerek herkesin dikkatini çekti.
"Artık ilginizi çektiğime göre, ödevleri toplamak istiyorum, lütfen masamın üstüne bırakın." dedi Slughorn ve dolaba doğru giderek içinde kayboldu.
Ron her zamanki tembelliğiyle ödevi masanın üstüne koymak için diğer insanların yaptığı gibi asasını kullandı.
Hermione iki sıra arkasında oturan Draco'ya baktı.
"Ne ödevi?" diye sordu Draco, Zabini'ye.
Zabini omuz silkti ve sırasını çizmeye devam etti.
Draco kafasını kaldırdı ve Hermione'yi kendisini izlerken yakaladı. Hermione arkadaşlarına baktı, hepsi konuşmakla meşguldü ya da sadece boşluğa bakarak bekliyorlardı.
Tekrar Draco'ya baktı. Draco gülümseyip göz kırptığında Hermione kalbinin durduğundan emindi... Sadece bir saniyeliğine. Kaşlarını çattı ve bir kağıda yazı yazıyormuş taklidi yaparken ağzını oynatarak, "Neden ödevini yapmadın?" diye sordu.
Draco omuz silkti, umursamıyormuş gibi görünüyordu.
Hermione Draco'nun kötü çocuk tavrını seviyordu... Bunu itiraf edeceğini asla tahmin etmezdi.
"Harry, Parvati, Luna..." Slughorn geri geldi ve ödev sahiplerinin isimlerinini okumaya başladı.
"Pekala... Bay Malfoy ve Bay Blaise'in ödevleri yok... Neden şaşırmadım acaba?" diye sordu Slughorn.
İki genç de omuz silkti, Draco sandalyesine yaslanıp bacaklarını öne doğru esnetti.
"Slytherin'den 50 puan gidiyor ve ödevlerin yarın sabah masamda olmasını istiyorum." dedi Slughorn, sert bir biçimde.
Daha sonra derse devam etti, karmaşık bir iksir yapmaları gerekiyordu. Ders bittikten sonra Draco Hermione'ye göz kırpıp kafasını salladı. Oldukça yavaş bir şekilde kitaplarını topluyordu.
Hermione mesajı almıştı.
"Çocuklar, sizinle bir sonraki derste görüşürüz, şey yapmam gerekiyor..." dedi Slughorn'u göstererek. Ona bir şey sorması gerektiğini söylemeye çalıştı ama yapamadı.
"Tamamdır." Harry ve Ron sohbet ederek çıktılar.
"Bay Malfoy, bu gece sizi görmek istiyorum. Bahane yok." dedi Slughorn, Hermione Malfoy'a ulaşmadan önce.
Draco kafasını sallayarak onayladı. Slughorn ikisine sınıfın dışını gösterdi, kapıyı kilitledi ve yürüyüp gitti.
Köşeyi döndüğünde Hermione Draco'ya döndü. Güzel gözlerine bakıyordu.
"Ödevini neden yapmadın?!" diye sordu Hermione, kızgınmış taklidi yaparak.
"Şey... Dün gece çok meşguldüm, seni öpmekle!" dedi Draco, elini kapıp onu boş bir koridora yönlendirerek.
Etrafta kimsenin olmadığından emin olduğunda onu öptü.
Hermione somurttu ve öpücüğüne karşılık vermedi.
"Sorun nedir?" diye sordu Draco, hafifçe yüzüne dokunarak.
"Derse gitmem gerek." dedi Hermione.
Draco kafa salladı ve onu yeniden öptü. Hermione onu geri öpüp elma tadını aldı.
"Mione..." dedi Draco, geri çekilerek, "İkimizin de dersi var... Bu gece benimle ortak salonda buluş."
"Bu gece cezan var." dedi Hermione ağzına doğru. Dudaklarını yalayıp onu yavaşça öptü.
"Ah, evet, unutmuşum..." dedi Draco, dudaklarından dolayı dikkati dağılarak. "Mm... Ben gitmeden önce buluş?"
"Elbette. Ama şimdi gerçekten gitmeliyim! Hoşçakal Drakie!" dedi Hermione ve bir sonraki dersine koştu.
Kapıdan içeri girdiğinde yüzü kırmızıydı ve saçları darmadağın olmuştu.
"Varlığınızla bizi onurlandırdığınız için teşekkürler, Bayan Granger." dedi Profesör Flitwick, alay ederek.
Hermione kızardı ve Harry ile Ron'un bakışlarını görmezden gelerek yerine oturdu. Dışarıdan kızarıyordu ama içinden gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco's Undying Love (Çeviri)
FanfictionDraco Malfoy ve Hermione Granger? Bazıları imkansız olduğunu söyleyebilir ama hiçbir şey imkansız değildir. Sonunda her zaman gerçek aşk üstün gelir ve umuyoruz ki bu hikayede de üstün gelecek. Savaş en sonunda sona ermiş, sıkı bir çalışma, zaman...