YÜRÜYENLER VE YAŞAYANLAR

BUZ

Hayatta her insanın öldüğünü sandığı bir an olmuştur. Nefesini tutar ve ne zaman karanlığa gömüleceğini beklersin. Bölüm başkanı Murat bey cam kapağı açtığında hepimize bu olmuştu sanırım. Kapak açılır açılmaz kapağa yaslanan zombi yere devrildi. Biz ağzından kanlar saçılarak bize bakan zombiye hareketsiz baktık. Yıllardır araştırmalarda eskittiğimiz aklımız kaçmayı düşünemiyordu sanki. Fakat zombi bize doğru koşacağına kutunun hemen yanındaki    murat beye döndü. O an murat beyin nasıl bu kadar sakin olabildiğini anlayamamıştım. Fakat murat bey hiç oralı değildi. Zombiye aynı boş gözlerle bakiyordu. Zombi tam hamle yapacakken kulakları çınlatan bir patlama sesi duyuldu. Biz farketmeden içeri giren bir güvenlik görevlisi silahını ateşlemişti. Mermi milisaniyeler içinde zombinin kafasındaki yerini buldu. Her yer kan olmuştu. murat bey ise balmumundan bir heykelmişcesine hiç hareketsiz bakıyordu. Sonunda konuştu: " evet beyler, verdiğim örneği nasıl buldunuz? Dedi. Herkes örneğin ne kadar etkili olduğunu anlamıştı. Konuşmaya devam etti. " artık yeni dünya düzeninde tek kural var. Öl ya da öldür.  Para yıllardır oturduğu tahtı kana bırakacak. Devletler mantıksız politikalar uygulayarak insanları kamplarda toplayacak. Potansiyel bombalarla dolu bir yer ve etrafı tellerle çevrili yerler olacak kamplar bir nevi. Kesinlikle biri virüsü kapacak ve kamplar zombi kaynayacak. Annesinden masal dinleyerek uyuyan çocuklar zombi dişleri arasında kaybolup gidecek. Hükümetler filmlerdeki gibi radyolardan her şey kontrol altına alınacak gibi türlü türlü yalanlar söyleyecekler. Sonra onlarda susacaklar. Çünkü dünyada hic bir devlet bu olaylardan sonra ayakta duramayacak. Küçük koloniler kurulacak ve onlara ne olacağını biliyor musunuz peki.. daha büyükler tarafından yutulacak. Ve en son dostlarım.. Dünya zombilerin inlemeleriyle dolacak. Allahın belası bir göktaşı gelip dünyayı ortadan ikiye biçene kadar bu böyle sürecek. Bunları görmek çok zor değil dostlarım. Insan neredeyse bu zombi illeti orada olacak. Neden peki ? Bu ani soru dinleyenleri şaşırttı."Küresel ısınma,savaşlar,nükleer santral sızıntıları,deneylerde yapılan hatalar vb. hatalar neden olmuş olabilir. "dedi bir profesör gözlüğüyle oynarken.Eliyle durmasını işaret etti murat bey :" bunu bizler yaptık"...
Dünya sağlık örgütünün organize ettiği beyin tümörü çalışmasını hepiniz bilirsiniz. Çalışma 8 ay sürmüştü. Toplu çalışma sonucu 1000 denek üzerinde denenen bir tedavi yöntemi bulmuştuk. Bu şimdiye kadarki en hızlı tedavi olarak görülmüştü. Maliyeti düşüktü. Fakat onay alması için son bir şey kalmıştı: İnsanları denek olarak kullanmak...  bunun için çeşitli ülkelerden çeşitli yaş gruplarinda insanlar seçtik. İlk başlarda çok iyi sonuçlar aldık. Fakat 2. Haftaya geldiğimizde deneklerde saldırganlık başgösterdi. Hafıza kayiplari ortaya çıktı. Dünya sağlık örgütü prestijini kaybetmemek adına hemen projeyi kapadı ve denekler ailelerine teslim edildi. Kamuoyunun haberi bile olmadı. Geri gönderilen çoğu denek ailelerine saldirdigi için denekleri toplayip kuzey kutbundaki bir araştirma merkezine sürdük. Deneklerin çoğu yolda öldü ve ölüleri kuzey kutbuna varınca gömdüler. Bu cok buyuk bir hataydi ama kimsenin umrunda değildi. Sağ kalan denekler araştırma merkezinin araştırmalarinda kullanıldı. En son aldiğim habere göre de hepsi öldü. Fakat gömdükleri denekler  hala virüsü taşıyordu. Amoc ve benzeri hava akimlari bu virüsü bir cok insana hava yoluyla bulaştirdi. Fakat virüs 1 yil kadar insanlarin vücudunda pasif olarak kaldı.  Ta ki bu haftaya kadar ... virüs uyandı ve tasiyici beden öldüğü zaman kendini gösterdi. Ve gördügünüz zombileri oluşturdu. Bugün gördüğüm, duyduğum her şeyin rüya olmasi için neler vermezdim. Aklıma yeğenim gelmişti. Beni aramisti fakat toplantida olduğum için açamamistim. Ben böyle düşünürken koca göbekli bir profesör tedirgin bir şekilde sordu: murat bey bunlari nerden biliyorsunuz.dedi. hepimiz merakli gözlerle murat beye baktık.
Murat bey konuştu:
Çünkü virüse dönüşecek tedaviyi ben buldum.......