Uzaktanda severim 1

95 10 0
                                    

Yeni okul, yeni hayat ve yeni bissuru dersler. Gerçekten okulu seviyordum ama sadece ilk ve ortaokulu. Lisede neyin nesi hala anlamış değilim. Kendini beğenmiş kaynıyordu resmen okul. Hepsi birer yaşayan ölülerdi benim için.
" Bu okuldan nefret ediyorum!" Dedim sitem ederek.
"Kızım sakin olsana biraz. Altı üstü liseli ergen kaynıyor burası" dedi Tuğçe. Ama ben bu okula bir türlü ısınamamıstım. Gerçi daha 1 hafta olmuştu ama sevmemiştim bu türlü.
 
  Sınıftaki herkes bana ucube gibi bakıyordu çünkü. Ben öyle cool cool takılan biri değilim, değildim, olmayı pek beceremem zaten. Ama diğerlerinin iyi becerdigine emindim. Kendi adımın  Açelya olduğu kadar.

17 yaşındaki ben, liseye başlamanın okulun ilk günü çok sevinsemde artık öyle düşünmüyordum. Şimdiden eski ortamımi özlemiştim. Hatta ondan tiksindigim Cenki bile! Çocuk en azından onu sevebilme ihtimalim yüzünden yapmadığı salaklıklar kalmamıştı. Buda benim yeri gelse canımı sıksada yeri geldiğinde gerçekten çok iyi geliyordu.

  Ders zili çaldığında edebiyatçının gelmesinin hüznüyle başımı sırama gömüp Tuğçe'ye beni idare etmesini söylemiştim. Oda tabiki benim isteğini geri cevirmeyerek hocaya "hocam başı ağrıyo" gibi klasik bir yalan uydurmuştu. Bende kafamı gömdüğüm sıradan kaldırıp hocaya gözlerimi devirerek geri eski yerime gömüldüm.
 
  Gerçekten 40 dakikanın nasıl geçtiğini anlamamıştım ve zil çaldığında bizim kizlarida alıp dışarıdaki çardaklara doğru yöneldik. Cardaklardan birine oturdugumuzda yanımıza gelen üst sınıflardan olduğunu anladığım 3 ergen tipli, bi o kadarda cool olan çocuklara baktık. Gerçekten de çok hoş görünüyolardi...   Herneyse.
" Hoşgeldiniz çömezler!" Dedi aralarından biri o alaycı gülümsemesini takınarak.
" Hoşbulduk bay ukala!" Dedim net ve bir o kadarda boğuk çıkan sesimle. Sonra pis ergenlere aldırmayarak kızlara yürüyün işareti yaptım. Canım arkadascagizlarim da beni kırmayıp pesimden geldiler. İlk haftalardan disiplinlik olmak istemiyorum çünkü.

  Sınıfa çıktığımızda hocaların toplantısı olduğunu öğrenmemle 'bos ders' tavırlarımı almıştım bile. Evet gıybet mode on zamanıydı. En azından eski okulumdayken öyleydi. Kim kimi seviyor? Kim kimle birlikte? Güncel kavgalar neler? Gibi bissuru saçmalık.... Aslında saçma olan asıl şey bunları konuşup 'biz gıybet yapmıyoruz. Sadece olanları analiz ediyoruz' dememizdi. Beni bu düşüncelerden bölen bi adet Didem'e içimden geçen en kötü küfürleri sıralamak istesemde, siralayamiyordum işte.
"Tenefuste yanımıza gelen çocuklar kimdi ya? O neydi öyle abi çok yakışıklıydılar ya" dedi ağzını yayarak. Tuğçe de ona katılarak kafasını aşağı yukarı sallamakla yetindi.
"Nerelerini beğendiniz ya. Kendini beğenmiş ukala, ergen tiplerdi işte. Ama sizin kararlarinizada karşı çıkmam tabi. İsterseniz Yusuf'a sorabilirim sizin için. Nasıl olsa biliyodur kim olduklarını?" Dedim gülerek.
Bizim kızlar önceden anlaşmış gibi hepsi birden "oluuur" demişlerdi. Son heceyi uzatarak. Ben niye karisiyosam diye sonradan aklimdan da gecirmedim değil hani.
"Yusuf!!" Dedim tam kapıdan çıkacağı sırada. Yusuf iyi çocuktu ama çift dikişti. Yani sınıfı geçememiş bir yılı ikinci kez okuyordu. Belkide o yüzden sınıfın en populerindendir?
"Efendim kanka?
"Biz senle kankamiyiz? Benim bundan neden haberim yok KANKAaa!?" Dedim. Kanka sözcüğünü vurgulayarak. Sonra konuştu.
"Şöyle ne istiyorsun kankaaaaa?"
"İyyyy iğrençlesme Yusuf! Bişey sorucaktim sadece. İstemiyosan başkasına da sorabilirim."
"Sor tatlı kız"
"Kes şunu yusufta beni dinle. Sen kesin görmüşsündur. Su tenefuste kızlarla yanımıza gelen ukalaları Kim onlar?"
"Hııı şu konu. Seninle konuşanın adı Berk. Bak iyi çocuklardir ha.
"Zirvalamayi bırak Yusuf! Diğerleri?
"Gözlüklü olan Sübhan, digeride Şehmuz. Bak onlarda iyidir. Ama Şehmu'un sevgilisi var sanırım. Çisem...."
"Tamam yeter. Aldım ben cevabımi. Sağol."
"Önemli değil kankaaaaa" diyip yanağımdan makas aldı.
"Yusuf git kusucam şimdi!" Dediğimde coktan gitmişti bile.

Uzaktanda SeverimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin