Arkadaslar lütfen sondaki dipnotu okuyun🙏
Cafeden çıktığımızda kolumdaki saate baktım ve 4 saattir aralıksız konuştuğumuzun farkına vararak kısa süreli bir şoka girdim. Fakat şokum çok kısa sürdü çünkü yanımda Tuğçe varken şoka girmek bile zor oluyordu. Baya gezindikten sonra Tuğçe'nin ani duraksamasıyla bende olduğum yerde durdum.
" Oha kızım şuna bak. Yeşil bir gömlek! Aman Allahım!! Hemen almalıyım!!! " deyip bir dükkanın içine çekiştirdi beni. Hemen görevli kadına söyleyip çoktan deneme kabinine girmiş olan Tuğçe'ye görevli bedeni tek kalan mankenin üzerindeki gömleği çıkarıp verdi ve daha sonrada bize garip garip bakarak yanımızdan ayrıldı.
" Tuğçe gömlek bu kadar uzun giyilmez ki. Elbise değil bişey değil sonuçta!" dedim yine o sinirli ses tonumu kullanarak. " Off ben bunu giymeyi unutmuşum kızım ya. Dur hemen giyiyim."Ne??? "Allah tependen baksın sincap! Çabuk giy şunu!!" Bir 5 dakika sonunda Tuğçe kabinden çıktı ve çıkar çıkmaz "alıyoruz!" deyip kabine geri girdi. Gördüğüm o 2 saniyelik zaman diliminde Tuğçe'ye yeşilin ne kadar yakıştığına bir kez daha şait oldum. Aslında 2-3 hafta öncesine kadar gri rengine hastaydı. Ama Sübhan'ı gördükten sonra kararını değiştirdi. Çünkü Sübhan denen çocuk okulda hep yeşil bir ceket giyiyordu. Ve bizde ona 'yeşilli' diye hitap ediyorduk. Maksat kimden bahsettiğimiz anlaşılmasın. Oysa okulda sadece o çocuk yeşil giyiyordu fakat bundan Tuğçe'ye göre ' Tuğçe'ye ne'ydi.
Sonunda AVM den çıkıp arabamıza bindik. Eve gidene kadar hiç durmadan yeşil gömlek hakkında konusup duran Tuğçe'yi çekmek zorunda mıydım? Tabi ki zorundaydım. Tuğçe ailesinden izin alıp 2 günlüğüne bize taşınmaya karar verdiğinden arabayı bizim garaja bırakıp Tuğçelerin evine yürümeye başladık. Eşyalarını almak için.
" kediiii, sence burası fazla karanlık değilmi?" Bizim 2 sokak aşağımızda olan papatya sokağa gelmiştik ve burası Tuğçe'nin de dediği gibi normalden daha karanlıktı. " ay bilmem ki. Bana da biraz öyle geldi. Neyse hızlı yürüde gidelim bir an önce. 5 dakikalık mesafe kaldı zaten" Evet 5 yerine 10 dakikalık mesafe olsada az kalmıştı nihayetinde. Hem biz canımız her sıkıldığında bu mahallelerde 50 tur atartık yahu. Ne bu karanlık şimdi? Göz gözü görmüyor resmen. Arkama bakmak amaçlı arkamı döndüğümde arkamda bize doğru gelen 2 köpek görmemle depar atmaya başladım. " Tuğçe köpek geliyor kaç!!!!!"
" Burda bizi göremezler bence Açelya sence?" İkimizde soluk soluğa bir apartmanın girişine saklanmıştık. Köpekler bizi göremezdi fakat kokumuzu pekala da alabilirlerdi. " Bence o kadar emin olma. Tamam göremezlerde kokumuzu alabilirler" dedim ve bir kaç adım öne gidip sokağa çıktım. Sokakta görünen kimse veya bir hayvan yoktu fakat sesleri geliyordu. " ayyyy geliyolarrr" deyip geri Tuğçe'nin yanındaki yerimi aldım. Ve gözlerimi iki elimle kapattım. "Açelya ben çok korkuyom ya ha bizi ye, açelya gözlerini aç ve bağırmamaya özen göstererek karşıya bak" Ellerimi yavaşça gözlerimden çektiğimde 1 metre ötemde duran siyah-bizi kovalayan- köpeği görmemle çığlık atmam bir oldu. Tabi köpekte sola bakarak havlamaya başlayınca ayaklarım uyuşmaya başladı ve sonrada sertçe yere düştüm.
**************************************
"Kediiii. Öldünmü kızım! Bir tepki ver ya" Tuğçe ellerini yüzümün önünde sallarken ben gözlerimi açıp bi tokat yapıştırmıştım bile. "Al TEPKİ" Biraz doğrulduğumda diğer tarafımda bana tepeden bakan sıyah köpeği görmemle diğer tarafımda Tuğçe sandığım ama başka bir cisme sarıldım. Birden sarıldığım kişinin Tuğçe olmadığını, aynı zamanda o cismin, kişinin kucağında olduğumu anlayıp yavaşça ellerimi çözdüm ve çocuğun yüzüne bakmak için kafamı kaldırdığımda o tanıdık bir çift kahverengi gözlerle karşılaştım. Bu Berk'ti.Bir dakika ya! Apar topar ayağa kalkıp saçımı ve üzerimi düzeltip konuşmaya başladım.
" Ay pardon ya. köpeklerden korkarımda birazcık. Bayılmışım galiba. Bayılıncada öyle şey olmuş işte. Tekrar özür dilerim. Kusura bakma." Bunu Berk'e bakarak söylemiştim ve yanımdaki hayvanda hayvanca sırıtıyordu. Birden kolumdaki dürtüyle Tuğçeye baktım. " Kızım sus. Saçmalamaya başladın. Oysa saçmalamak benim işim. Aslında saç malanmaz taranır da neyse o ayrı bir konu. Eee nerde kalmıştık. Ha saçma.." ellerimi Tuğçe'nin ağzına bastırdım ve biraz ileriye çekiştirmeye başladım. Berk ve Sübhan'dan oldukça uzaklaştıktan sonra ellerimi Tuğçe'nin ağzından çekip konuşmasına fırsat verdim. " Ne? Kızım bakmasana öyle be!"
"Anlatmanı bekliyorum Tuğçe! Neler oluyor? Bunların burda ne işi var yahu?" Tamam bayılmış olabilirim ama Tuğçe'nin Sübhanı arayacağını nerden bilebilirdim. Bi dakika Sübhan'ın numarasını nerden buldu ki bu hayvan. Ay sincap! " Sakin ol kanka ya. O köpekler zaten onların köpekleriymiş. dolaşmaya çıkarmışlar. Bizde köpeklerden korkunca köpeklerde anlıyomuymuş neymiş ondan koşmuşlar peşimizden. Girdiğimiz apartmanda da Berk ve Sübhan oturuyolarmış. Sende bayılınca Berk gelip seni kaldırmama yardım etti. Başında çocuğun kucağında kaldı yani. Ha birde annen aradı bizi merak etmiş. Herşeyi anlattım. Ama 10 dakikaya evde olmazsak gelicekmiş yanımıza. Öyle yani" Bu kız nasıl bu kadar rahat olabiliyor ya! Kafam çocuğun kucağında kalmış bak bak bak. Annem gelicekmiş vay be. Bu kadar tesadüfte olamaz hadi ama! " haaa iyi o zaman Tuğçe'cim. Milli piyangoda bize vurdu de de şurda bir daha düşüp kalıyım!" "haa bak dur iyi hatırlattın bakıyım ben ona" dedi ve ilk önce telefonunu çıkarıp sonuçların olduğu sayfaya girdi. Sonrada " yanlız bişey sorucam. Bizim milli piyangomuz yokki Açelya!"
Arkamı dönüp Berk ve Sübhan'ın olduğu yere doğru yürümeye başladım. Aynı anda Berk'te bana doğru yürüdüğünden ortada buluşmuş olduk.
"İyimisin?"
" Evet iyiyim teşekkür ederim. Bizim eve gitmemiz gerekiyorda size iyi akşamlar. Tuğçe! hadi!" Tuğçe yanıma geldiğinde eve doğru yürümeye başladık. Bir kaç adım sonra Berk sağ dirseğimden tutup beni kendine çevirdi.
" Biraz konuşşak olurmu?" Berk benimle konuşmak mı istiyordu?
" Tuğçe.." diyebildim sadece. Çünkü Berk devam etmeme izin vermedi.
" Abi sen kızı evine bıraksana. Biz birazdan geliyoruz"
" Tuğçe. Onun bir adı var. Tıpkı seninde olduğu gibi.." kendimi tutamayıp söylemiştim nihayetinde. Ayrıca o hala kolumumu tutuyor ya. " Ayrıca kolumuda bırakırsan hani." dedim ve kolumu elinden kurtardım.
" pardon. Ben sadece seninle biraz konuşmak istiyorum." Ne konuşabilirdik ki? Bana bakarak neden gülüyorsun diye sorcak hali yok sonuçta.
" Bana bakarak neden gülümsüyosun Açelya?" Gerçekten sormuştu ya. Gerçekten. Aklımdan başka birşey geçirmek istemiyorum şuan. Öpmesini falan katiyyen istemiyorum zaten.
Birden dirseğimi tuttuğu eliyle belimden çekip bedenimi bedenine yaslamama sebep oldu. Sonra kulağıma eğilip " Benden hoslaniyosun bunun herkes farkında. Belki bende senden hoşlanıyorum dur kim bilir"Evet arkadaşlar yeni bölümü nasil buldunuz??
Bence bu bölümde baya büyük bir gelişme oldu.
Hepinizi çok seviyorum ve desteklerinizi gordukce de çok mutlu oluyorum. Beni desteklemeye, beğenmeye ve yorum atmaya devam edin canlarım. Hepinizi çok çok öpüyorum 😍😘😘😘😘Dipnot: arkadaşlar ben bu hikayemde bazi hayallerimide yazıyorum. Çünkü tamam bu hikaye gerçek hayatta yaşandı hatta ben yaşadım fakat hikaye olucak kadar çok şey yaşanmadı. Beni Gökyüzümsün adlı kitabimdan tanıyanlarıniz vardır ben şuan 9. Sinifin sonundayim ve gerçek hayatta bu serüvene başlayalı 8-9 ay oldu. Bazı günler hicbisey olmassada bagzi günler çok güzel şeyler oldu. Henüz kitap yapacak kadar çok şey birikmedi nihayetinde hayatımda. Bende bu yüzden biraz hayallerimide kattim işin içine. Fakat eğer gerçekten neler yaşadığımı merak ediyorsanız @tugba_srbtcgl hesabındaki pist yeşilli kitabını okuyabilirsiniz. Ortak yazıyoruz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzaktanda Severim
ChickLitLisenin ilk günlerinde çok ukala ve bi o kadarda cool gördükleri çocuklarla ilerleyen zamanlarda aralarında ne olucak. Aşk mı? Yoksa nefret mı?