Sabah tekrar annemin ve Tuğçe'nin sesleriyle uyanmıştım. Ne ara kalkıp da, giyinipte bide gidip evden çantasını alıp aşağıya anneme kahvaltı hazırlamasina yardımda bulunuyordu? Bu kız bir acayip gerçekten.
Kalkıp banyoya doğru yönelip rutin işlerimi hallettikten sonra üzerime formami geçirip aşağıya indim. Aşağıda beni beklemeden kahvaltı masasına oturmuş olan annemi, Tuğçe'yi ve kamleya'yı gördüm. Tabi babamıda. Baya baya beni unutup kahvaltı masasına oturmuslardi. Bide baya gülerek kahvaltı yapıyorlardı. yanlarına gidip masadaki en sevdiğim şey olan salamdan 2-3 tane ağzıma tıkdım. Sonrada babama dönerek;
" Akşam sevgilimle dolaşıcam. Baya geç gelirim haberiniz olsun Bohem prens." Dedim ama babam hiç bir tepki vermeden sadece "tamam kızım sevgiline selam söyle." Demekle yetindi. Ne? Sevgilime selam mı söyleyeyim?Oha babama sevgilim olduğunu, onuda geçtim eve geç geleceğimi söylemiştim ve bana sevgilime selam söylememi istemişti. Bu benim babam olmayabilir miydi? Bir düşündümde evet olabilirdi. Böylesi saçmalıklar ancak benim babama yakışırdı. Ama neden böyle davrandığını aklım almıyordu. Pardon davrandıklarını. Normalde sevgilim olduğunu söylesem tepki verirdi her baba gibi ama az verirdi. Fakat eve geç geleceğimi ve bunu onun bilmediği sevgilimle yapacagimi söylesem bacaklarimi kırardı normalde. Mesela bi anormalde annem ve Tuğçe! Normalde benimle konuşmadan duramayan iki kişi bugun beni hiç görmüyorlar bile. Yada umursamiyorlar. Çünkü aksi taktirde mutlaka birşeyler söylerlerdi.
Kapıdan çıkıp arabamın yanına gittim. Çantamın ön gözündeki araba anahtarını çıkarıp arabamın kilidini açıp yerime kuruldum. Araba sürmeyi 7 yaşımdayken babam öğretmişti. Onun için pekala da sürebiliyordum. Çantamı yan koltuğa atıp arabayı çalıştırdim. Sonrada radyodan müzik açıp okula sürmeye başladım.
Okula vardığımda kapıda beni bekleyen bir adet Tuğçe'yle karşılaştım. Ne ara gelmişti bu kız okula? Büyük ihtimalle taksiyle gelmişti. Neyle olabilir?
" Günaydınlar Tuğçe hanım" dedim alayla ve bı o kadar da tripli çıkan sesimle.
"Sanada kedi. Bu arada sabah söylemeyi unuttum, bugün okulu ekiyoruz. Ben 5 dakika önce gördüm Sübhan'ı. Berk'te yanındaydı. Kaçırdın yani. Neyse hadi gel bir alışveriş merkezine gidip çılgınca para harcayalim!" Dedi mutlu bir şekilde.Ağzım açık bir şekilde Tuğçe'ye baktığımda çoktan yanima gelip elimdeki anahtarı almıştı.
"Seninle gelmek isteyen kim? Sabah beni umursama sonrada gel ve okulu asacagimizi söyle. Yokya! Anahtarimi verirmisin? Hiçbir yere gitmiyoruz Tuğçe hanım!" Dedim sesimi biraz yükselterek. Ellerimide iki yandan biraz yukarı doğru kaldırarak.
Yanıma gelip yüzümü avuçlarının içine alıp oksarken;
"Oy oy oy benim minik kedim bana tripte atarmış. Lan sen kedisin azcik kediligini bilip nankör ol!" Ellerini çekmişti." Hem asalim işte nolcak! Normalde sen tutturmuyomusun ' bir günde su okulu asalim' diye? Asiyoruz iste. Dediğini yapıyorum kedicigim."dedi ve ellerimden tutup arabaya doğru sürüklemeye başladı. Kendimi arabanın şoför koltugunun zıt yönde olan koltuğunun kapısının önünde bulunca zar zor kapıyı acmasini durdurup " Ne! Sen kullanmicaksin demi? Valla gelmem. Kusarim musarim arabami hiç kirletemem." Dedim şoför kapısına doğru giderken. Tuğçe anahtar olan elini dur işareti şeklinde kaldırıp " yaklaşma ve saçmalama kedi. O kadar da kötü sürmüyorum. Hadi ben kullancam. Tamam kabul kötü kullaniyor olabilirdim. Ama dim! Geçmiş zaman kankacim. Yani artık öğrendim iyi kullanmayı babam sağolsun. Hadi bin." Dedi ve şoför koltuğuna bindi. Bende istemeyerek onun yanına binip kuruldum. Arabayı çalıştırıp gaza bastığında " HII evet! Kaza yapmıştık geçen yıl hatırlatırım!" Ben bu ufak ama etkili ayrıntıyı hatirlattigimda büyük bir kahkaha attı. " O zaman pek bilmiyordum ama babam 3-4 ay önce öğretmişti. Neyse bizim kazada da sen sucluduydun. Ben hiçbir şey yapmadım." Gözlerimi devirdim ve elimi sallayarak " tabi tabi" dedim. Ve ikimizde güldük.Kazayı 8-9 ay önce yapmıştık. Ben bizim sincaba araba öğretmeye çalışırken kız gitti fren yerine gaza basıp duvara tosladi. Allah'tan fazla hizli degildikte arabadan sağlam çıkabilmiştik. O zaman da suçu bana atmıştı. Neymiş efendim ben fren yerine gaza bas demişim de o yüzden yapmisiz kazayı. Hiçte öyle birşey demedim. Ben ona yavaşla ve frene bas dedim kız gitti gaza basıp duvara tosladi. Ben sucsuzum valla. Hiç birşey yapmadim.
Tuğçe dediği gibi arabayı ve içindeki bizi sağ salim büyük bir alışveriş merkezinin otoparkına getirmişti. Baya baya okulu ekmistik. Ama neden?
Arabayı park ettikten sonra inip asansörle 1 kata çıktık. Oncedende okulu ektiğimiz olmuştu ve her defasında başımıza kotu kötü şeyler gelmişti. Mesela bir defasında Tuğçe'ye alışveriş merkezlerinde çocuklar için olan solucan şeklinde hareket eden bir araba gibi bişey olur ya o çarpmıştı. Büyük ihtimalle okul ektiğimiz ve izinsiz buralara geldiğimiz için Allah bizi cezalandırıyordu. Her defasında. Ama Tuğçe yinede uslanmayip okulu ekiyordu. Tabi benide peşinden sürüklemeyi ihmal etmiyordu. Kesin bugünde başımıza bı felaket gelicekti. Buna adım gibi emindim. Tamam Tuğçe biraz fazla çatlak olabilirdi ama Tuğçe'yi Tuğçe yapanda çatlak olma ozelligiydi işte.Birinci katta biraz ge,dedikten sonra Starbucks'a gidip oturduk.birseyler içip dedikodu yaptık. Dedikodu dedigime bakmayın, ben ağzımı bile açmadım hep Tuğçe konuştu. Konu ne mıydı? Tabikide okuldaki egoistler! Çocuklar her defasında Tuğçe'nin odak noktaları oluveriyorlardi.
" Ya ama çocuğun kirpikleri çok tatliiiii"
" Kızım o zaman gel benim kirpiklerime aşık ol amk. Nasıl olsa o çocuk sana bakmaz. Benden söylemesi." Dedim biraz üzgün gibi durarak.
" Kızım nasıl arkadassin ya. İnsan moral verir arkadaşına. Köstek olmaz!" Dedi biraz fazla bagirarak.
" Dost acı söyler kankacim. Ayrıca köstek ne alaka?" Gerçekten köstek ne alakaydi? Konumuzla alakası bile yoktu ama bu tugce. Mutlaka vardır!
" Ne biliyim kizim ya. Ağzımdan kaçtı. Neyse gerçekten bakmazmiydi ya?" Dedi. Ben de tam kahvemin son yudumunu içip ayağa kalkmistim.
" Bilmem hadi okula gidip öğrenelim bakar mı bakmazmi?" Dedim. Tamam çocuğu tevtise gitmiycektim tabiki. Sadece burdan başımıza birşey gelmeden gitmek istiyordum o kadar.
" Valla mı?" Dedi Tuğçe kulaklarına inanamiyormus gibi.
" Bilmem. Hadi okula gidelim" dedim ve ikimizde kafeden çıktık.Arkadaşlar. Bu bölümde fazla gelişme olmadı ama gelecek bölümde bomba gibi şeyler olucak.
Begenmeyi ve oy bırakmayı unutmayın kuzucuklarim.
Hepinizi seviyorum. Öpüldünüz 😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzaktanda Severim
Chick-LitLisenin ilk günlerinde çok ukala ve bi o kadarda cool gördükleri çocuklarla ilerleyen zamanlarda aralarında ne olucak. Aşk mı? Yoksa nefret mı?