KORKU HİKAYESİDİR. KENDİM YAZDIM. AMA BİLİYORUM HİÇ KORKUNÇ DEĞİL.
Kızımla odada oturuyorduk. Anne kız sohbet ediyorduk. Kızım telefonuyla da uğraşıyordu arada bir. Sonra telefonu elinden kaydı ve şans o ki koltuğa düştü. Kızım yani Melike telefonunu alarak " Teşekkür ederim." dedi. İlk başta koltuğa lafın gelişi söyledi sanmıştım ama sonra yanındaki tekli koltuğa bakıp el sallayarak "Görüşürüz. İyi geceler." deyip odasına gitti. Hiç bir şey anlamamıştım...
Diğer gün kızım ayaklarını uzatmış, üzerine yastık koymuş, ninni söyleyerek sallıyordu bacaklarını. Tıpkı bir bebek uyutuyormuş gibi görünüyordu."Kızım ne yapıyorsun?" diye sorduğumda eli ile susmamı işaret edip "Şşştt! Sessiz ol annecim. Bebeğini bana emanet etti. Onu uyutmaya çalışıyorum." dedi. Fakat gerçekten korkmaya başlıyordum. Şaka olsa olmaz çünkü kızım asla böyle saçma şeylerle uğraşmazdı.
Mutfağa gidip telefonumu çıkararak Melike'nin babasını yani eşimi aradım. Söyledim hepsini. Babası eve geldi. Bir kaç gün takipte kalacaktık. Aklını kaçırmış olasılığını düşünerek yüreğim ağzıma geldi. Fakat eşim beni yatıştırdı. Kızımın odasına kamera yerleştirdik.Sabah kalktığımızda kızımız çoktan uyanmış ve mutfağa girmişti. Kahvaltı hazırlıyordu. Ben de yardım ettim. Masayı kurduğumuzda bir şey farkettim ki kızım masaya üç tabak getireceğine dört tabak getirmişti. Nedenini sorduğumda ise "O da acıkmış." diye cevap verdi. Kızımı fazla takmadan okula gönderdim. Sonra kamerayı çıkarıp izlemeye başladık eşimle. İzlerken başımdan aşağı kaynar sular döküldü...
Kızım ne yapıyordu böyle? Başka görünmez biriyle görüşüyordu sanki. Kimliği belirlenemeyen bu varlık resmen kızımı etkisi altına almıştı. Eşim beni ne kadar durdurmaya çalışsa bile polisi aramaya kararlıydım. Aradım da. Eve geldiler. Kamera kayıtlarını izlettik. Ben ağlarken ve eşim de beni teselli ederken polisler akıl hastanesini aradılar. Yani aramışlar. Akıl hastanesinin arabası gelince farkettim. Kızım da okuldan 5-10 dk sonra falan geldi. Görevliler kızımın çabalarını yenerek arabaya bindirdiler ve hızla sürdüler. Bana da arkadan ağlamak düştü. 2 hafta sonra falan kızımın ziyaretine gittim. Yani akıl hastanesine gittim. Doktorlardan izin alıp psikologa götürdük.
Psikolog kızımın aklını kaçırmadığını söyledi. Bunu duyduğuma çok mu çok sevinmiştim fakat işin kötü yanı da psikologun son cümlesiydi:
KIZINIZ AKLINI KAÇIRMAMIŞ AMA ONLARLA İLETİŞİME GEÇMİŞ. GÖRDÜKLERİ VE YAPTIKLARI ÇOK DOĞRU...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Hikayeler (TAMAMLANDI)
Short StoryBütün kategoriler içinde aslında. Kısa kısa hikayeler var. Korku hikayesi az var. Romantizm de az var. Ama hepsi biribirinden güzel. Okumanızı tavsiye ederim. Hepsini bizzat kendim yazdım. Umarım beğenirsiniz. İYİ OKUMALAR... 📖📖📖