Yumurtalar Ve Kemikler

92 2 0
                                    

BU BİR KORKU HİKAYESİDİR. İYİ OKUMALAR... 📖📖📖

Kardeşimle beraber, büyütüp ağaç yapacağımız fidanları dikmek için bahçeye çıktık. Kardeşim kürek ve çiçek sulama kabını getirdi. Beraber toprağı kazmaya başladık.

5 dakikanın sonunda küreğimiz sert bir şeye çarptı. Tabi benim salak kardeşim

"Hazine bulduk hahahaha! Hazine! Yaşasın! Korsan olduğğkk!!!" diye bağırdı.

"Üff! Saçmalama be! Salak salak hareketler yapmayı da kes Efe! Gel şunu çıkaralım." dedim. Efe hiç istifini bozmadan küreğiyle yanıma geldi. Beraber çıkarmaya başladık. Beyaz bir renkti. En sonunda çıktı. Elimize aldık fakat ne olduğunu çözemedik. Bahçenin suyuyla yıkadığımızda bir kemik olduğunu gördük. Şaşırmamıştık. Yani sokak köpeklerinin koyduğunu düşündük.

Başka bir yer kazdık. Oradan da kemik çıktı. Bu sefer şüpelenmiştim. Bahçede bazı yerleri kazdık. 14 yer kazdık ve 8 tane kemik çıktı. Bahçemizde kemiklerin ne işi vardı? Bunu babama söylemeliydim. Ama önce kemikleri bir çuvala koymalıydım.

Hemen eve gitim. Tam babama söyleyecektim ki annem bana kümesteki yumurtaları getirmemi söyledi. Koşarak kümese gittim. Yumurtalar yoktu. Gidip anneme söyledim. Annem de

"Nasıl yok?" dedi. Sonra kendisi gitti. Ben de onunla gittim. Kümese girdik ama yumurtalar vardı. Nasıl olur? Kendi gözlerimle gördüm. Yoktu. Acaba bunun kemiklerle bir ilgisi var mıydı?

Şoktan çıkıp -BİM'e girdim. Hahaha! Espri yaptım!- babamın yanına gittim. Babama heyecanlı heyecanlı anlattım. Babam da benimle birlikte bahçeye çıktı. Çuvaldaki kemikleri gösterdim. Kazdığım yerleri de gösterdim. Babamın yüzündeki şüpheyi sezebiliyordum. Sonra aklıma gelen yumurta olayını da anlattım. Babam ceketini de giyip arabaya bindi. Bu da neydi şimdi? Nereye gidiyordu?

Yarım saat sonra babamın arabasını gördüm pencereden. Arabada bir başka adam da vardı. Babam zili çalmadan ben kapıyı açtım. Babam adamı içeri buyur etti. Babamla adam odada oturdular. Biraz sonra bahçeye çıktılar. Babam adama kemikleri ve yumurtaları söyledi.

Adam bir sandalyeye oturdu. Daha sonra çantasından bir kitap çıkardı. Bir sayfa koparıp babama uzattı.

"Buradaki şeyleri her gece saat 3 te yapın 10. günün sonunda tekrar gelicem. Kontrol edicem. Umarım giderler..." dedi ve tek kelime bile etmemize izin vermeden gitti.

Gecenin sessizliğinde saat 3'e vurduğunda aldığımız mumları büyük bir daire şeklinde dizdik. Hepimiz (Dedem, babaannem, babam, iki amcam, halam, annem, ben ve kardeşim) o dairenin içine geçtik. Dedem duaları okumaya başladı. Aynı zamanda herkes gözlerini sıkıca kapatmış olacakları bekliyordu. Korku hepimizin bedenini ele geçirmişti.

Dua bittikten sonra dedem ayağa kalkıp mum dairesinin içinde fakat bizim etrafımızda dönmeye başladı. Ortadaki tuzdan hepimizin üzerine -kendisi de dahil- dökmeye başladı. Sonra bir kaç parmak su damlattı.

Herşey bittikten sonra yataklara girip uyuduk. Başka odalarda korktuğumuz için hepimiz aynı odada yattık.

10 gün sonra...

Tüm gözler kapının önünde duran arabaya çevrildi. Yine o hoca gelmişti. Arabadan indi. Babam da koşarak bahçeye çıktı. Ben ve kardeşim pencereden bakıyorduk babam ve hoca konuştular. Ondan sonra adam yine o kitabı çıkarıp bir sayfa açtı. Ve okudu. Gülümseyerek babama ve bize doğru baktı.

"Gitmişler..." dedi.

Kısa Hikayeler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin