Kimyacının yanında çocuğa okkalı bir tokat attım. Yaptıkları onca şeyden sonra bu ona azdı bile. Sonra ağlayarak lavaboya gittim. Bu çocuk benden ne istiyordu? Oysa ki ben ona hiç bir şey yapmamıştım. Ondan nefret ediyordum, şimdi daha çok nefret ediyorum. Neden benim çantama uyuşturucu koymuştu? Neden disipline gitmemi istiyordu. Müdüre hanım çanta kontrolü yptığı zaman çantamdan uyuşturucu çıktığında çok utanmıştım. Herkes
"Oooo! Ece disipline postalandı!
" Nasıl yani Ece uyuşturucu mu kullanıyor?"
"Şimdi inkar eder bak gör! Ahh! Şapşal Ece!!!" gibi sesler çıkardı.
Ama o uyuşturucu benim değildi. Sonradan kameradan bakılınca Efecan'ın olduğu anlaşıldı. Müdüre hanım Efecan'ı odasına çağırmıştı. Ama ne olursa olsun bunu Efecan'a ödetecektim.Hızla lavabodan çıkıp sınıfa gittim. Efecan hala müdürenin odasındaydı. Herkes bana acıyormuş gibi bakıyordu. Utancımdan kimsenin yüzüne bakamıyordum ve tüm sınıf bunu Efecan'ın yaptığını bilmiyordu. Dersimiz ise coğrafyaydı. Dersi dinlemiyordum. Aslında hiç kimse dinlemiyordu. Herkes beni konuşuyordu. Artık çok sinirlenmiştim. O sırada Efecan sınıfa girdi. Gayet de huzurlu görünüyordu. Nisa adında bir kız kaşınıp "Efecan biliyor musun? Ece disiplinlik artık. Çantasından uyuşturucu çıktı. Ama neden hala burada onu bilmiyorum. Hangi yüzle geliyor acaba?" deyince tabi ben sinir küpü oldum. "Biliyorum Nisa. Zaten olması gereken de buydu." deyince kalkıp Nisa denen sür*üğü Efecan'ın kucağına attım ve önündeki suyu ikisinin de üzerine boca ettim ve hocanın yüzüne bile bakmadan sınıftan çıktım.
Hoca her ne kadar arkamdan "Ece! Ece! Ece!" diye bağırsada dönüp bakmadım bile. Merdivenlerden inerken kimyacıyla karşılaştım. "Nereye ve neden?" dedi. Bana hesap soruyordu. Hangi hakla? "..." tabiki de cevap vermedim. "Gel benim odamda konuşalım." dedi üstüne. Ahh! Klasik öğretmen yatıştırma lafları!.. "Kusura bakmayın hocam. Ben bu okulda bir saniye dahi duramam" dedim. Aptal ya bu hoca! "Peki. Nereye gideceksin?" deyince sinirlerin tavan yaptı. "Orası bana kalmış hocam!" deyip yoluma devam ettim. Zaten çok gıcık oluyordum bu kimyacıya. Eve kesinlikle gitmezdim. Okuldan çıkıp bir çocuk parkına gittim. Banklardan birine oturdum ve gözlerimi kapatarak müzik dinledim. İşte en sevdiğim şey de buydu...
Gözlerimi açtığımda depo gibi bir yerdeydim. Ne olmuştu bana? En son müzik dinliyordum. Saate baktım. Saat akşam 7'ydi. Ben neden buradaydım? Burası neresiydi? Kim beni buraya getirmişti? Neden getirmişti? Ailem kimbilir beni nasıl merak etmiştir? Her geçen dakika sorularım artıyordu. Yoksa kaçırılmış mıydım? Ama ellerim bağlı değildi. Karşımdaki kapıya doğru ilerledim. Çok halsizdim. Kapıya vurarak bağırdım. "Kimse yok mu? Lütfen yardım edin!" ama nafile. Kimse yoktu. Duvarın köşesine çöküp ağlamaya başladım. Sonra kapının kulpunu zorladım. Lanet olsun kapı kilitliydi. Off yaa! Zaten çok travmatik şeyler geçiriyordum bu aralar. O sırada bana gelen ayak seslerini duydum. Boş olan bu depoda ayak sesleri yankılanıyordu. Ağlamayı kestim. Gelen her kimse kapını kilidini açtı. Gelenin kim olduğunu görmek için yavaşça ayağa kalktım. İki adım öne gittim. Kapı gıcırdatılarak açıldı. Karşımdaki şahısı görünce başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ama bu...
Ama bu Efecan'dı. Yani beni Efecan mı kaçırmıştı? Bana yine o şeytani bakışlarını attı. Bir kaç adım bana doğru geldi. Ben de, o bana her yaklaştığında geri geri gidiyordum. En son duvara çarptım. İyice yaklaştığında konuşmaya başladı. "Ne o? Beni gördüğüne sevinmedin galiba?" dedi. Gözlerimi devirip "Bir de sevinmemi mi bekliyorsun?" "Ah tabi ki de hayır! Ben de olsam bana yapılan o kadar şeyden sonra karşımda onu görsem sevinmem doğrusu. Mesela babanı! Ama yaptıklarını da ödetirim." dediğinde korkmadım değil. Titrek sesimle "N-nasıl yani?" dedim. "Baban... Babamı öldürdü... Onu öldürmeyi düşündüm ama seni öldürürsem daha çok acı çekeceğini düşündüm. Yani baban yaşarken ölecek..." deyince kan beynime sıçradı. Hayır! Bunu yapamazdı değil mi? "Zaten kül olmuş birini ateşle korkutamazsın!!!" dedim. Kaşınıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Hikayeler (TAMAMLANDI)
ContoBütün kategoriler içinde aslında. Kısa kısa hikayeler var. Korku hikayesi az var. Romantizm de az var. Ama hepsi biribirinden güzel. Okumanızı tavsiye ederim. Hepsini bizzat kendim yazdım. Umarım beğenirsiniz. İYİ OKUMALAR... 📖📖📖