2.Bölüm

167 20 6
                                    

Akdeniz açıkları
Koçbaşı savaş gemisi
Sabah 06:15
Tarih 16 Mart 2030

Marcus dün gece gördüğü kabusu geride bırakmış, arkadaşlarıyla birlikte kendi önderliğinde sabah antrenmanına çıkmıştı. Rüyanın kalbine verdiği sancı hala devam ediyor, ama eskisi kadar acıtmıyordu.
Alışmıştı artık. Her hafta bilincine kazınan anılar onu yokluyor, tıpkı eski bir dost misali ziyarete geliyordu. Gecmişini asla unutamayan Marcus, hayatının cehenneme döndüren bu yılları haftada en az iki gece yaşıyordu.

Bu gün bu gemide son antrenmanları,son günleri ve son eğlenceleriydi. Artık öğrencilikten tamamen çıkmaya başlayan belirli sorumlulukların bilincinde olan bir grup askerdi onlar.

Marcus elini havaya kaldırıp yumruk biçiminde sıkarak arkasındaki gruba durması gerektiğini işaret etti. Hiç bir yorgunluk belirtisi gözükmeyen çocuklar sıraya geçti. Ardından karşılarına geçen Marcus onlara baktı. Hepsi hazır ol komutunda Marcus'u bekliyordu. "Rahat" komutuyla bacakları açılan elleri arkada birleşen çocuklar oldukça ciddi tavırla Marcus'un yüzüne bakıyorlardı. Marcus bir konuşma yapması gerektiğini biliyordu. Ama böyle işlerde pek iyi sayılmazdı. Ama yine de arkadaşlarına bunu borçlu olduğunu hissetti.

Kalın ve tok bir sesle konuşmaya başladı.
" Dostlarım bu gemideki son günümüz, son antrenmanımız ve son saatlerimiz. Koca bir dört sene bir sabah antrenmanı kadar hızlı geçti. Bu süre zarfında sağlam dostluklar, arkadaşlıklar edindik. İnsanlığa hizmet etmek için en iyi eğitimleri alıp bir çok zorluğa göğüs gerdik. Ancak bu eğitimimizi ve kapasitemizi insanlığa umut olmak için kullanmalıyız. Sizlerle geçirdiğim dört yılı güzel anılarla hatırlıyorum. Yarınki sınavda da size güvenim sonsuzdur. Benim gözümde hepiniz subaysınız. Konsey sizinle gurur duyuyor, Koçbaşı savaş gemisi sizinle gurur duyuyor."
Son olarak arkadaşlarına selam durdu ve karşılık olarak hepsi birden selam durdu. Marcus'un paydos komutuyla birbirine bakıp sarılmaya başlayan gençler  duygusal bir ortam oluşturdular. O sırada Martin Goodrich'in yüzündeki gururlu ifade belli oluyordu. Eski dostunun yanına gelip ona büyük bir gülümsemeyle baktı.
"İyi bir konuşma oldu kardeşim."
dedi ve birbirlerine sarıldılar.

O sırada grubun en kalıplı ve takma adı "Panzer" olan Victor Hernandes şaşkın ve heyecanlı ifadeyle grubun aynı yöne bakması için parmağıyla işaret etti.

"Millet herkes köprü üstüne baksın-gemideki kaptan bölümü- yanlış mı görüyorum yoksa ordan bize bakanlar Yarbay Tarık Demir ve Binbaşı Andrew Carter' mı ?"

Herkes sessiz ve pür dikkat köprü üstüne bakarken Andrew Carter ve Tarık Demir onları izliyordu.

Marcus ve diğerlerinin gözleri parladı ve heyecandan kalpleri hızlı atmaya başladı. Marcus cevabını alamayacağını bilesede boş bir soru ortaya attı.

"Burada ne işleri olabilir hemde subaylık talim sınavlarının arefesinde?"
Victor sorusuna herkesin güleceği bir cevap verdi.
" Belkide bizi izlemeye gelmiş olabilirler ne dersiniz ?"
Grupta kısa bir kahkaha oldu ve Martin alaycı tavırla Victor'un omzuna elini koyarak dalga geçti.

"Kasların kadar kafanda kalın anlaşılan dostum. Kariyer gemileri varken konsey üyeleri bizi neden izlemeye gelsinler ki ?"

Bahsettiği kariyer gemileri diğer on üç gemiden ilk ikisiydi. Tam anlamıyla muhteşem savaşçılar yetiştiren ve okulları bittiğinde konseyde yönetime dahil olan çocuklardı. Bu iki gemi Mareşal Constantin Diaz'ın gözdeleriydi. Her zaman ön planda onlar olurdu. Ve subaylık sınavlarında gözler onların üstünde olurdu. Yani Koçbaşı gemisine onları izlemeye gelmedikleri kesindi.

Ölümden Sonra: Kaybolan RuhlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin