5.Bölüm

69 8 0
                                    

İkinci talimden hemen sonra yine ekip toplanmış hem durum değerlendirmesi  yapıyorlar, hem de buradaki varlıklarını sonlandıracak son ve en önemli testi konuşuyorlardı.

Herkes Martin'i  parkurdaki başarısından dolayı tebrik ediyor ve Victor'u son anındaki hatasından dolayı teskin etmeye ve eğlendirmeye çalışıyordu.

Marcus'un hesaplarına göre kendisinin üçüncü Martin ve Victor'un ilk iki sırayı paylaşması gerekiyordu. Ama Marcus kendini bile şaşırtıp ikinci sıraya oturmuştu. Kendince birkaç hesap yapmıştı tabikide. Onunda açıkları vardı diğer öğrenciler gibi. Fakat o yetenekleri ile o açıklıkları kapatıcaktı. İkinci sınav onun zayıf ve gözden çıkarılabilir saydığı kısımdı. Birinci ve son bölümde kendisine güveniyordu. Ama bu onun için çok daha iyi olmuştu.

Burada yaptığı başarı onun rahatlamasına neden olduğu söylenemezdi. Çünkü Subaylık Talim Sınavlarını kabus yapan en büyük olay üçüncü turdu. Bu sınav ne bedenen ne de teorik bilgi birikimi ile alakası yoktu. Tamamiyle beyinde biten bir olaydı.

Marcus arkadaşlarından kopmuş bir halde bunu düşünüyordu.

Adayların hepsine "Boogeyman" adında bir ilaç vererek hepsinin bayılması sağlanıyor, ardından kafasının dört bir yanına elektromanyetik alıcılı kablolar döşeyerek bilgisayara 3 boyutlu şekilde resmediyorlardı.

"Boogeyman" denilen ilacın görevi sadece bayıltmak değil, ayrıca insanın en derinlerinde yatan korkuları ortaya çıkaran bu ilaç ; ilk başlarda konseye uymayan terörist gruplardan bilgi almak amacıyla üretilmişti. Ardından askerlerin psikolojik dayanıklıklarını sınama amacıyla orduda kullanılmaya başlandı.

"Kırılma Noktası" teste verilen isim buydu.
Her gemideki sınava giren öğrenciler bu testten geçmek zorundalardı. Ve bu sınav hakkında bundan fazlasını bilmiyorlardı. Tamamen simülasyon üzerine kurulu bu sınav insanın psikolojisiyle oynayan bir kabus gibiydi.

Bunları kafasında kurduğu sırada önündeki masaya ani bir "Pat!" sesi ile vurulmasıyla irkilen Marcus, kafasını kaldırarak karşısında sırıtan bir çift mavi göz gördü. Kusursuz sarı saçlarını elleriyle kulağının arkasına atan Martin, ellerini tekrar masaya koydu.

"Bu kadar üzüleceğini bilseydim kazanmazdım kardeşim. Sence de birazcık tebrik almayı haketmedim mi ?"

Marcus kafasını toparlayarak derin bir nefes alıp verdi. Dostunun masadaki kollarını iki eliyle kavrayıp;

"Senden beklenileni verdin asker birde kutlamamı bekliyorsun? Senin görevin parkurda hepimizi silmekti ve bunu hakkıyla yaptın."

Bu gurur okşayıcı sözler Martin'in hoşuna gitmişti. En yakın dostunun onu bu şekilde tanımlaması bütün ödüllere değerdi. Bu sözlerle keyiflenen Martin burnundan sesli bir nefes çektiği sırada işaret parmağıyla havalı olduğunu düşünerek burnunu yukarı kaldırdı.

"Doğru ya tam da dediğin gibi kardeşim! Hepinizi parkura gömdüm. Bazı mankafaları da bulmacada gömdüm." diyerek Victor'a sataştı.

Fakat Victor'un pek bir keyfi yoktu. Son anda liderliği kaybetmek pek de beklediği bir şey değildi. Tıpkı bir kedi yavrusu gibi sessiz sedasız köşesinde oturup parmaklarını oynatıyordu.

Martin keyifsiz arkadaşının dahada üzerine gitmemek ve keyiflendirmek için ona doğru yaklaşıp omuzlarını sıktı.

"Dert etme koca oğlan buradaki herkes senin çeyreğin kadar kuvvetli değil. Hepimizi bir lokmada yutardın. Sadece gününde değildin o kadar."

Victor arkadaşını elini sıkarak tebessümde bulundu.
Derken yemekhanenin kapısı açıldı. İçeriye giren adam Üsteğmen Kenan Türkbey'di.

Ölümden Sonra: Kaybolan RuhlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin