~ 2 ~

64 5 0
                                    


Yetimhanede sabah kahvaltısında yanıma bir kız oturmuştu. Elinde yemeyi ile yanıma geldi.

- Boşsa oturabilimiyim?

-Evet, oturabilirsin boş

- Merhaba!

- Merhaba!

-İsmini sorabilirmiyim?

- Beste... Senin...

- Yağmur, tanıştığımıza memnun oldum.

- Bende.

- İçine kapanık bir kıza benziyorsun.

- Aslında tam olarak bilmiyorum. Çoğu zaman yalnız olduğuma göre galiba içime kapanığım.

- Biliyormusun, aslında aynı senin gibiydim. İçime kapanıktım ve birazda utangaçtım. İnsanları hiç takmıyorum bile. Sanki sadece kendim ve ailem varmış gibi yaşıyordum aslında bir ailem yoktu ama sürekli onlara kafa takıyordum ama bir süre sonra çok farklı açılardan düşünmeye karar verdim. Etrafımda insanlar var ve onlarla küçükte olsa konuşmaya başladım. Aslına bakarsan bende o yüzden senin yanına oturmaya tercih ettim. Eski bana benzememen için. Eyer seni görmeseydim şu arkamda ki büyük masayı görüyormusun? O kocaman masaya sığmasakta ben yinede bir sürü arkadaşım olsun, masaya dahada sığamayalım istiyorum. Çünkü arkadaşlık benim için bazen masaya sığamamak gibi bir şey. Yani kalbimde olan insan sevgisinin dolup taşması gibi bir şey. Eminim seninde bir yaşanmışlığın vardır. Yaşanmışlığı olmayanın yetimhanede işi olacağını pek sanmıyorum. Bence geçmişi boşver ve yeni bir hayatın her zaman için bir başlangıcı olduğunu asla unutma, çünkü bende öyle yaptım
-Şey tavsiyelerin için teşekkür ederim Ama... benim yüzümden yemeğini yiğemedin aç kalma sonra, ye hadi.

Kocaman gülümsedi. Çok tatlı bir kızdı. Onunla çoğu şeyimi paylaşmaya başladım. İyi bir arkadaş olmuştuk. Aynı o gibi arkadaşlarıda çok iyiydi. Galiba artık bir dostum olmuştu.

Ben Yağmur'a yaşadıklarımın hepsini anlatmıştım. Empati kurabilen ve herşeye olumlu yönden bakabilen bir kızdı.

Yağmur la tanıştıktan hemen hemen iki hafta sonra annemle görüşmeye gittim içimde bir korku vardı. Sanırım daha da kötüleştiyse düşüncesi yüzündendi. Kapıyı açtığında annem o kadar da kötü gözükmüyordu, iki hafta önce ki haliyle aynıydı. Hem küçüktüm hemde utangaçtım bu yüzden doktora "annemin durumu nasıl" diye bir soru sorma şansım yoktu. (Aslında vardı ama ben kullanamıyordum.)

Annem, yine bana çok güzel sarılmıştı. Yine sıcacık, yine sevgi doluydu ve yine sarılırken canımı çıkarmıştı. Onu bir gün görmemek çok zordu. Zor gülüyordum bazenleri. Kendi kahkahamı unutmuştum neredeyse ama göz yaşlarımın sesini çok iyi biliyordum.

Sadece annem için ağlamıyordum, en çokta olmayan babam için ağlıyordum ve onu çok özlüyordum. Hiç değilse öleceğine o da deli olsa diyorum bazenleri. Annemle özlemimi giderdiğimde yetimhaneye geri döndük. Ağlamak istemiyordum bugün, gülmek istiyordum, kahkahamın sesini tekrar hatırlamak istiyordum.

Bazen ufakta olsa çizdiğim hayalim yüzümde bir tebessüm gülümsemesi bırakıyor. Bazı geceleri ağlarken yanımda onun resmini görüyorum, birden neden ağladığımı unutuyorum. Bir resimde bile bu kadar güzel bakan bir insanı gerçek hayatta hayal ediyorum ve galibe tek onu hayal etmekten mutlu oluyorum.

***

Yağmur' la neredeyse yedi aydır tanışıyorduk ve ben hala ona bir hayalimin olduğunu söylememiştim. Çünkü ilk arkadaşım oydu ve kime güvenip ne söylemem gerektiğini tam olarak bilmiyordum. Öğrendiğinde belki biraz kalbi kırabilirdi ya da çok. Çünkü o bana olan biten herşeyi anlatıyordu. Benim kendi içimde yaşadığım olan, biteni anlattığımda nasıl bir tepki vereceğini tam olarak bilmiyordumda. Belki biraz daha geç kalırsam kalbi daha çok kırılabilirdi. Bu yüzden akşam yemeyinden sonra Yağmur yatağında kitap okurken yanına gittim.

"Yağmur sana bir şey söyleyebilirmiyim?" dediğimde." Bekle Beste , kitabın en heyecanlı yerindeyim. Önemli değilse sonra sölermisin lütfen" dedi. Tamam, diyip yatağından ayrılırken. Bidahaki sefere tekrar ona söyleyebileceğimi pek sanmıyordum. Bu yüzden vazgeçip geri yanına oturdum.

"Aslında önemli Yağmur" dedim. 10, 15 saniye kitapan gözünü ayırmadı ve biraz daha kitaba göz gezdirdikten sonra. Kıtabı hızlı ve ani bir şekilde kapattı. " Evet, eyer analtacakların senin için önemliyse sen kitabımdan daha önemlisin. Biraz geç cevap verdim" dedi. Onun bana değer verdiğini gördükçe, anlatmak ve anlatmamak arasında sürekli gidip geliyordum. Çünkü anlatığımda ona değer vermediğim için anlatmadığımı düşünebilirdi. Ama anlayışlı bir kızdı beni anlayabilirdide.

Yağmur kafasını kitaptan toplayıp, pür dikkat beni dinlemeye hazırlanıyordu." Anlatacakmısın yoksa parmaklarımı seni gıdıklarken bulabilirim" dedi. Ondan biraz korkuyordum çünkü şakasına dövüşürken bazenleri beni yere yatırıp pataklıyordu. (Aslında herzaman şakalaşırken, beni pataklıyordu.)

Derin bir nefes alıp anlatmaya başlamıştım." Yağmur, resim dersinde öğretmenimiz; kurduğunuz bir hayali çizin,demişti. Benim aklıma pek bir şey gelmedi. Aslında gelmemesi değil ama yanımdakilerden farklı bir hayalim olsun istediğim için biraz zorlanmıştım. Öğretmenimiz" gözlerinizi kapatıpta bir şeyler hayal edin" dediğinde birde öyle denedim. Ama oda uzun sürmedi çünkü uyuyakalmıştım. Rüyamda bir erekek gördüm"

Bunu söylerken heyecanlanmış, kallbimin ritmi artmış ve gözlerimin içi parlıyordu.

"Ve gerçekten paha biçilmez bir erkekti. Uyandığımda gördüğüm paha biçilmez erkeyi çizmek istedim, ve benim hayalimin o resim olduğunu fark ettim çünkü onu bir gün görmeyi hayal ederek çizmiştim. Bilmiyorum belki bir gün..." diyerek, yavaş tonda cümleler kurmuştum. Çünkü ne kadar geç biterse cümleleirim, belkide beni o kadar geç pataklamaya başlardı. Ya da bunu yapmaz anlayışla da karşılardı.

Ağzı açık, şaşkınlıkla beni izliyordu. "Beste bir hayalin vardi ve en yakın arakadaşına bu kadar geç mi anlatıyorsun." dediğinde üzülmüş bir yüz ifadesi vardı.

"Bilmiyorum, hayatımda ilk ve tek arkadaşım sen olmuştun. Ve ben ne yapacağımı ,daha yeni algılıyorum, özürdilerim. Gerçekten cok özür dilerim. Kırılma olurmu. Anla işte... Lütfen.."dedim.

"Evet, daha başka sakladığın bir şeyler varmı Bestecim?dediğinde kendimi pataklanmaya hazırlamaya başlamıştım." Ya bak Yağmur özür dilerim gerçekten. Anlamını beklemiştim ama..."dedim. (Aslında analmasını beklememiştim.)

" Beste şaka yaptım. Anlıyorum seni. Hem ortada özür dilicek kadar bir şeyde yok ayrıca. Bende olsam belkide bende aynısını yapardım. Ama bunu bana daha erken anlatsaydın daha mutlu olurdum. Neyse boşver şimdi anlatmanda bir şey" dedi gülümsiyerek.

Herşeyi olumlu karşılaması onun iyi yönlerinden birisiydi.

"Yağmur bu sefer ikimizinde bildiği bir şey söyleyeceğim."dedim. "Söyle..."
"Seni çook seviyorum..." diyerek ona kocaman sarıldım ve nefes alamaz hale geldi. "Beste... Beste.. tamam ,tamam beni bu kadar sevgiyle boğarsan ben ölürüm. Ölürsem sonra bi daha bana sarılamassın."dedi. Kollarımı boynundan çekip; "Tamam, öleceksen, ve sana bir daha sarılamıyacaksam şimdi sarılmasamda olur." gözlerimi pörtleterek ve korkunç sandığım ama komik bir sesle;"Ama bilki ölümün benim kollarımdan olacak" dedim. "Beste çok korkutuyorsunn yapmaa... " dediğinde dalga geçer bir yüz ifadesi vardı.
"Demek korkmadın" diyip kaşlarımı bir aşağı bir yukarı kaldırıp, parmaklarımı göreve geçirmiştim ve onu gıdıklamaya başladım. Kahkaha atmaktan yüzü kızarmış, damarları çıkmıştı. Durduğumda 1,2 dakika dinlendi ve gözleri kısılmış bir şekilde bana yaklaşmıştı ve beni gıdıklamaya başladı. Koskocaman bir kahkaha kopardım. En sonunda ikimizde durduğumuzda birbirimize uzun bir süre baktık daha sonra saçmalayarak gülmeye başladık. Hıç bu kadar güldüğümü hatırlamıyordum ve hiç bu kadar saçmaladığımı.

HAYAL ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin