~ 5 ~

26 2 0
                                    

Beynimin en çok ihtiyacı olan şeyi; benim uyumam.
Bu yüzden herzaman ki benliğimle uyuyan bana bir işkence daha...

Bir el omzumu çürütüyordu; "Beste, Beste... kalksana okula geç kaldık." Yine bir el ve göz kapakladımı açan parmaklar. "Ahh... gözüm. Neyapıyorsun ya...". Pardon canım ya seni sabahtan beri kaldırmaya çalışıyorum da. Okula gitmeye niyetin yoksa baştan söyleseydin keşkede daha çok geç kalmasaydım." dedi, dalga geçer bir şkilde. "Üff, saat kaç?". "Saat 10".
"Peki... kalkmammı gerekiyor?
"Yatman gerekiyor. Yaa, beni deli etme kaalkkkk."
"Tamam, atarlanma. Zaten uykum var,birde senle uğraşamamam..

Ayağa sonunda kalkabildikten ve kendime gelebildikten sonra aceleyle üstümü giyindim aynı zamanda Yağmur'a yetişmeye çalıştım.

Okula geldiğimizde herkes bahçedeydi, 2. dersin tenefüsüne girdikleri için.
Sonunda derse girebildik ve hoca gelip sınıfa girdikten sonra;
" Gençler size özel yani 8. sınıflara özel parti düzenleniyor, son seneniz olduğu için. Gelmek isteyenler Dilara,ya ismini yazdırsın. Baloya bügünle beraber 6 gün olduğu için biraz acele edin. Bu arada açık büfede var." dedi.
Dilara;" Hocam Batu gelirse sırf açık büfe için gelir bunu söylediğiniz iyi oldu ya da iyi olmadı çünkü Batu'ya açık büfede yetmez bizide yemeye kalkar. En iyisi biz gelmeyelim Batu'ya yem olmak istemeyiz." Sınıfta Batu hariç ufak bir kahkaha tufanı.

Yağmur bana yaklaşarak;" Beste biz gitmiyeceğiz dimi?"
" Hayır, niye gitmiyelim? "
" Kızım bizim parti için adam akıllı kiyafetimizmi var."
"Yook mu...?"
"Yok tabi."
" Yağmur aklıma bir şey geldi."
"Beste senin aklına bir şey geldiğinde saçmalıyorsun, nedense fikrini hiç merak etmiyorum."
"Hayır, hiçtebile. Ben diyorum ki günlük bir işte çalışalım."
" Şey... okula gelirken (BAMTELI kafede günlük işçi aranıyor) yazıyordu. "
" Aa gerçektenmi ne güz..." lafımı tam bitirecekken hoca;
" Beste, Yağmur ayrılın. Yağmur başka sıraya geç. Ben anlayamıyorum konuşacaklarınızı dersemi biriktiriyorsunuz hepiniz."

Hoca arkasını döndüğünde onun özürlü hareketlerini taklit ettim. Ne gıcık karı yaa...

Okuldan geldiğimizde üstümüzü değiştirip akşam yemeyi için aşağıya yemekhaneye indik. Yemek yerken konuşmayı sevmiyordum ama bu işi bir an önce konuşmamız gerekiyordu. Yağmur' la bu konuyu uzun, uzun konuştuk ve en sonunda kararımız bizi kabul ederlerse o günlük işe girmek oldu. Bu işe girmeyi istiyorduk çünkü kazandığımız parayla kendimize elbise alacaktık.

Ertesi gün okulu asmaya karar verip cafeye gittik. Içeriye göz ucuyla baktığımda sandalyeler masanın üzerine dizilmiş ve kimse gözükmüyordu. Açık olan kapının camına bizi farketmeleri için tıkladım. 5,6 saniye kimse gözükmedi. Tam arkamımzı dönmüştük ki bir bayan, buyrun diye eslendi.

Elimi uzatarak; " Merhaba! Biz camda asılı olan günlük işçi ilanı için gelmiştik."
"Şey, patron odasında isterseniz götürebilirim. " dediğinde onu takip ettik ve patron kapısına geldiğimizde inanılmaz bir heyecan bastırdı. Çalışan, patronun kapısına tıkladı ve kapı aralanıp içeriye doğru baktığımda patronun erkek olmasını beklemiştim.(Sanırım dizi etkisinden). "Buyrun..."
"Şey... biz iş ilanı için gelmiştik "
" Yaşınız bu iş için uygun olduğundan eminmisin peki?" bunu yumuşak bir tonda söylemişti.

Yağmur ve ben ona kendimizi çok güzel bir şekilde acındırdık. Hemen, hemen 1,2 saat konuştuk ve sonunda ikna edip orada birimiz bulaşık birimzde garsonluk yapmaya başladık. Tabiki bu sadece iki günlük bir işti. Neden günlük işçi aradıklarını sorduğumuzda;İşçimiz rahatsız olduğunu ve işler çok yoğun olduğu için günlük işçi aramak zorunda olduklarından ilan astıklarını söyledi.
Yorgunluktan ölüyorduk ve sonunda ilk gün bitiyordu. Yağmur ve ben önlüklerimizi çıkardık. Yoruluyorduk ama ilk defa kendimize elbise alıcağımız için yorgunluğumuz azda olsa gidiyordu.

HAYAL ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin