~6~

11 0 1
                                    

Gelecek, hayallerinin peşini bırakmayanlarındır ve artık 19. yaşıma giriyorum ve hala o yok. Ama bu kadar zamandan sonra hiç böyle bir hayalim olmamış gibi yaşıyamam. Çünkü 10 yılım onu hayal etmekle geçmişti. Belki birazdaha beklemeliyim ya da kendimi kandırıyordum öyle biri hiç olmıyacaktı. Ama ben seni seçtim mavi göz. Onun ismini bilmiyordum bu yüzden mavi göz diyordum ona.

Üniversiteyi kazandım ve İzmir'e iç mimar olmak için gelmiştim. Ne güzel bir şehir, deniz kokusunu ve nemli havasını içime çekiyor, denizin kıyaya vurduğunda çıkan sesine bayılıyordum. Gözlerimi kapatıp yine mavi gözü hayal ediyordum. Bana huzur veren İzmir onu hayal ettiğimde ondan vazgeçmemi engelliyordu. Deniz kenarında oturup onu hayal ettikçe dahada aşık oluyordum.

Yağmur da İzmir'i yazmıştı onada izmir çıktımı diye meraktan ölecektik. İnternet herkes girdiği için kasıyordu ama en sonunda siteye girebilmiştik. Gözlerimizi kapattık ve"Bakıyorum Beste" dedi gözünün birini yavaşça açar açmaz "İşte bu... diye bagırıp bana sorıldı olduğumuz yerde zıplıyorduk. Izmirin çıkması çok iyi olmuştu.

Sonunda izmire gitme zamanı gelmişti. İzmire adım attığımızda kocaman gülümsedik. İnternetten Izmirde'ki kiralık evlere baktık. En uygun olanı seçtik. Öğrenci evi olduğu içinde kira birazdaha düşüktü ve evde biraz küçüktü ama yatacak yerimizin olduğuna şükrettik. Hafta sonları çalışmamız gerekiyordu. Alsancak'ta haftasonu garsonluk yapabileceğimiz bir kafe bulduk. Ertesi gün işebaşladık. Kafeye bir sürü değisik insanlar girip çıkıyordu. Fahişesinden tut trevestisine kadar insanlar vardı. İnsanlar her yediği şeyin yanına mutlaka bir içki alıyordu. İçkileri katıyor masalara servis ediyorduk. Bazılarının kafası güzelleşiyor dengesiz, dengesiz hareketler yapıyorlardı ne konuştuklarını anlamak zorluyordu birde sanki karşısında biri varmış gibi konuşup kahkaha atıyorlardı.

Kafede ikinci haftam olmuştu. Pazar günüydü ,herkes gibi bende yatağımda uyumak isterdim. Ah , hayaler... hayatlar... hiç birbirine uyuşmayan iki kelimeden sadece bir tanesi.

Yine herzaman yaptığım şeyi yapıyordum. Içkileri elime aldım ve hangi masanın istediğini unuttum. Artık tek yapmam gereken masaları teker teker gezip sormaktı. 3,4 masaya sordum ama istemdiklerini söylediler hemen karşimda tek başına arkasını dönük bir adam vardı. Arkadan bile yakışıklı olduğunu anlamıştım. Önüne geçip içkile... sorumu tamamlayamamıştım. Mavi göz, kumral saç ufak tatlı burun, ona çok yakışan biraz ince dudakları. Bu bir insanmıydı yoksa bir melek mi? O benim hayalimdi uğruna yıllarımı verdiğim, umudumu hiç yitirmediğim hayalim. Yılardır bir kağıt üzerinde bakıyordum gözlerine ama o şimdi benim gözlerime bakıyordu. Onun bir bakışı yıllarca sabretmeye deyerdi.

Ben sözümü tamamlamadığım için önüne döndü ve ben hala ondan gözlerimi alamıyordum. "Çok çekici geldim galiba, ikisattir yüzümü izleye izleye bitiremedinizde." dedi. Kalbim kulaklarımdan çikacaktı. O kadar heyecanlandımki bacaklarım titremye başladı. Vücüdumun üstüne yük koyuyorlarmış gibi bir ağırlık çoktü. Gözlerim kararmaya başladı ve gerisini zorlasamda hatırlayamadım.

Gözlerimi araladığımda o kuzursuz insanı gördüm karşımda yine. Kalp atışlarım yine hızlansada kendime hakim olmaya çalıştım. "Iyimisiniz? "dedi. Herşeyi mükemmel olduğu gibi sestonuda mükemmeldi. O kadar mutluydum ki göz yaşlarımı artık tutamıyordum, yanaklarımdan teker teker göz yaşlarım süzülüyordu, bedenim titriyordu. Haylimdeki adam karşımda duruyor ve mavi gözleriyle bana bakıyordu. Bu benim için dünyada hiçbirşeye değişmiyeceğim bir keyifti. Ve tekrar düşündüğümde ben seni sevmemişim aslında, ben sana ölesiye değil sonzuzluk kadar aşıkmışım mavi göz. Seni buldum ve asla kaybetmem.

  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 25, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAYAL ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin