Kalbi huzur bulmuştu. Daha iyi hissediyordu. Herkesle vedalaşıp dışarı çıktı.
Eve gitmeye koyuldu.
Yolda telefonu çaldı. Arayan Choi'ydi.
"Neredesin sen bugün sınav var unuttun mu?"dedi.
Ali biraz düşündüğünde gerçekten de sınav olduğunu hatırladı.
"Geliyorum."deyip telefonu kapattı.
Hızlı bir şekilde bir taksi bulup okulun yolunu tuttu. Yarım saate okula varan Ali, ikinci derse yetişebildi. Sınavsa üçüncü derste başlayacaktı. Hemen çalışmaya koyuldu. Hiçbir şey bilmiyordu. Çünkü bütün gece Sarah'la uğraşmıştı. Ayrıca çokta yorgun hissediyordu. Bir saat sonra
sınav gelip çattı. Ali artık baktıklarıyla yetinecekti.
Zilin çalmasıyla sınav bitti. Derin bir nefes alıp kağıdını teslim etti. Bahçeye çıkıp biraz hava aldı. Choi'de onunla birlikte bahçeye çıktı. Ali'yi düşünceli görünce:
"Merak etme ikinci sınavdan geçersin, bu kadar takma Ali."
"Sadece ilk defa bir sınava hiçbir şey bilmeden girdim ve bu biraz canımı sıktı."
"Bak sana ne diyeceğim. Bugün bir kaç arkadaşımla toplanıp bir şeyler içeceğiz eğer istersen sende gel. Hem kafanı biraz dağıtmış olursun ne dersin?"
"Olur gelirim."
"O zaman ben akşam seni ararım."
"Tamam."dedi.
Okul çıkışı Chris kapının önünde durmuş Sarah'yı bekliyordu. Chris Ali'yi görünce yolunu kesti.
Ali durup sordu.
"Birşey mi oldu?" Chris:
"Evet oldu."deyip sözlerine devam etti.
"Bak dostum Sarah'la nasıl bir arkadaşlığın var bilmiyorum. Ama bir daha kız arkadaşımla seni yanyana görürsem fena yaparım." deyip Ali'yi açıkça tehdit etti.
Ali Chris'in sözlerine karşılık verecekti. Fakat uzaktan Sarah'nın yaklaştığını gördü. Ve hiçbir şey söylemeden oradan uzaklaştı.
Ali eve gelir gelmez hazırlanıp Choi'le buluşmaya gitti. Kafede Choi ve arkadaşları Ali'yi bekliyorlardı.
Selam verip yanlarına geldi. Choi tek tek masada oturan herkesle Ali'yi tanıştırdı. Oturur oturmaz Choi
"Ne içersin?"diye sordu.
"Meyve suyu."
"Tamam." deyip garsonu çağırdı.
Choi'nin kız arkadaşı Ali'yle sohbet etmeye başladı.
"Demek Türksün..."
"Evet."
"O güzel ülkeye ne zaman gitsem buralara geri dönmek istemiyorum biliyor musun? Çok güzel bir ülkeye sahipsiniz."
"Evet kendimi çok şanslı hissediyorum."
Sohbet ilerledikçe ilerledi. Vakitte geç olmuş, bu güzel sohbet son bulmuştu. Herkesle görüştükten sonra evinin yolunu tuttu. Beş on dakika sonra eve varan Ali ortalığı biraz topladıktan sonra yattı.
Sabah kahvaaltıdan sonra okula gitmek için çıktı. Merdivenlerin başında telefonu çaldı. Arayan kişi ablası Zehra'ydı.
"Günaydın abla."
"Günaydın Ali, nasılsın?"
"İyim abla okula gidiyorum sen nasılsın?"dedi.
Bir kaç dakika konuştuktan sonra telefonu kapattı. Kapıdan çıktıktan sonra Sarah'yı gördü. Bahçe duvarına yaslanmış birini bekliyor gibiydi.
Ali hiç birşey söylemeden yoluna devam etti.
Sarah;
"Günaydın." diyerek yolunu kesti.
"Günaydın Sarah."
"Bende seni bekliyordum."
"Neden bir şey mi oldu?"
"Hayır belki okula beraber gideriz diye düşündüm, tabi işin yoksa?"
"Hayır yok."deyip birlikte yürümeye başladılar.
Sarah Ali'ye sanki birşeyler söyleyecekmiş gibi bakıyordu.
Daha fazla uzatmadan
"Teşekkürler."dedi. Ali:
"Ne için?"
"Geçen gün ki olay için, bana yardım ettiğin için, kısacası herşey için teşekkürler."
"O yaptığım şeyi emin ol ki kim olsa yapardı."
Sessizce biraz öyle yürüdüler. Bu sessizliği Ali bozdu.
"Hangi bölümü okuyorsun?"
"Resim bölümü geleceğin ressamı karşında duruyor. Sen anlar mısın?"
"Neden anlar mıyım?"
"Resimden, sanattan... Ne bileyim işte çizimden anlar mısın?"
Ali biraz düşündükten sonra:
"Sanırım bir çöp adam çizebilirim."
Sarah bu söze gülümsemesiyle cevap verdi. Bu o kadar tatlıydı ki, Ali bu gülüşe herşeyini sığdırabilirdi. Sarah'ya kimseye hissetmediği duyguları hissediyordu.
Sohbet çok güzel sarmıştı. Okula vardıklarını bile anlamadılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Ben Seni Buldum
Teen FictionMüslüman bir ailenin oğlu olan Ali gittiği Newyork Üniversitesi'den hristiyan bir kıza aşık olur..