Sabah....
Alarmın sesiyle birlikte isteksiz bir şekilde kalktım ve yatağıma oturdum. Gözlerimin kendiliğinden kapanmasına dayanamayıp kendimi tekrar sırt üstü yatağa attım. Beş dakika sonrası için hazırlamış olduğum alarmım tekrar çalmaya başladı. Elimi zorlukla kaldırdım ve yattığım yerden telefonu aramaya başladım. Sonunda alarmı kapamayı başarmıştım. Başım ağrıyordu. Gözlerimi kapalı tutarak banyoma doğru yürümeye başladım. Soğuk suyun verdiği etkiyle biraz kendime gelebilmiştim. Banyodan çıkıp üstümü değiştirdim. Saçlarımı tararken aynadan saati görmemle birlikte hızlanıp çantama bir defter koydum ve aceleyle evden çıktım. Kapının önünde Selim Abiyi aradım ama yoktu. Onu bulmak için evin garajına doğru giderken babamın verdiği ceza aklıma gelmişti.
"Kahretsin geç kalıcam!"
Babam şu saçma cezayı vermese olmazdı zaten. Üstelik boşu boşuna da yapmamıştım. Daha doğrusu yapmamıştık.
Geçen gün babam okuluma durumumu öğrenmek için gelip müdirenin odasına geçmişti. Kapı kapalı olduğu için rahatça konuşulanları dinleyebiliyorduk. Ama bu işte bir gariplik vardı. Görüşme hiç beklediğim gibi gitmiyordu. Müdiremiz Neriman Hanımın konuşmalarında bariz bir farklılık vardı. O tüylerimi diken diken eden ses tonunu bilmesem içerde konuşanın başkası olduğunu düşünürdüm. Babam derslerime çalışmadığımdan şikayetçiyken Neriman Hanım gayet rahat bir şekilde okuldaki derslerimde başarılı olduğumdan ve öğretmenlerime olan saygımdan bahsediyordu. Bu da ne demek oluyordu şimdi? Beni neden durduk yere övsün ki. Hiç normal bir veliyle konuşur gibi değildi. Tabi ki babam bunu anlayamıyordu çünkü dışarıdan biri için bu konuşma ona gayet normal geliyordu. Ama müdiremizin sert bir yapısı vardı ve çok otoriterdi. Kiminle konuşursa konuşsun hiçbir zaman bu kadar alçak ve kibar bir tonda konuşmazdı. Defne'yle bakışmalarımızdan ikimizin de durumu garipsediğimizi anlamak pekte zor değildi.
"Yine de siz hiç merak etmeyin İhsan Bey. Ben okulun rehberlik servisiyle konuşup Batuhan için bir randevu alırım. Madem öyle diyorsunuz o da bir görüşsün. Sonuçta onunla son senemiz. Başarısız olsun istemeyiz."
" İyi olur Neriman Hanım. Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim." dediğinde artık babamın dışarıya çıkacağını anladık ve hemen koridordan uzaklaştık.
"Bu kadın ne yaptığını sanıyo ?"
"Belli değil mi Defne? Niye bana soruyorsun?" diyerek istemsiz olarak bağırdım. Ona karşı ilk defa sesimi yükselttiğim için kırgın bir şekilde baktığını fark ettim.
"Özür dilerim. Bir an çok sinirlendim."
Bunu söylerken az önce indiğimiz koridora bakıyordum.
"Batu ben de sinirlendim ama sakin olmalıyız. Sırf bu yüzden saçma sapan bir şey yapmaya kalkamayız değil mi? "
"Benim bu kadına bir şey yapmadan sinirim geçmeyecek. Hayır yani babam kim sen kim?"
"Tamam gel şimdi dışarıya çıkalım biraz hava al, kendine gel. Etrafta bu şekilde gezme."
Kadının konuşmaları kulağımda çınlarken hızla etrafa bakınıyordum. O çirkin yüzü ve ben buradayım diye bağıran büyük topuzu gözümün önünden gitmek bilmiyordu. Gerçekten fazla sinir bozucu bir durumdu. Üstelik her an beni yanına çağırma olasılığı vardı. Gözlerim çıkış kapısıyla buluştuğunda aniden karar verdim.
" Al çantanı gidelim hadi."
"Ne yani okuldan mı kaçıcaz?"
"Vazgeçtim sen gelme. Ben gidiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİMDE SAKLI
Teen FictionBen hayatımın en kötü hatasını işledim. Büyük bir yanlışı sevip onda aşkı yaşamak istedim. Ne yapma diyen yalvarışları gördü gözüm, ne de ondan başkasını. Bir hayaldi gözlerime bakması, bana gülümsemesi, elimi tutması... Bir melek vardı gözlerimin...