texting olmadan yazamıyorum... salak salak tabirler yaptım azıcık ergenlik içeren bir bölüm üzgünüm***
Jennie'den~
Jisoo'nun okuldayım mesajını aldıktan sonra çevreme bakınmaya başladım. Neredeydi benim pamuk şekerim? Neden gelmemişti yanıma? Düzgün yazmazdı o, noktalama işareti kullanmazdı. 'okuldayım.' yazmıştı bana. Bir şey olduğundan emindim, ama nerede olduğunu bilmiyordum. Ağzıma bir iki yemek parçası attıktan sonra bugün yemekhanede verilen muzlu pudingi yanıma aldım. Benim küçük bebeğime bir şey olduysa onu neyin mutlu edeceğini biliyordum. Umarım onu bulabilirdim.
İlk 11.'sınıfların olduğu kata gidip Jisoo'ların sınıfına baktım. Orada değildi, sınıf boştu. Sonra tuvalete gittim. İki tuvaleti de aradıktan sonra yine bulamadım. Öğle tenefüsünün bitmesine yarım saat kalmıştı. Son olarak aklıma okulda kayıp eşyaların ve anahtarların konulduğu küçük bodrum katı geldi. Bodruma indim ve kapıyı açtığımda yerde oturmuş çikolata yiyen Jisoo dolu gözlerle bana bakıyordu.
'Benim pamuk şekerimi kim üzmüş?'
'Jennie'
'Söyle bebeğim'
'Sadece yanıma otursan biraz olur mu?'
Jisoo'dan~
Sesimin boğuk çıkmamasına özen göstererek söylemiştim bu cümleyi. Sadece onun gül kokusunu hissetmek, başımı omzuna koymak için. Sadece ağlamak istiyordum, onunla.
Jennie yanıma ,yere, oturdu. Başımı omzuna koyduğum anda sanki hiç ağlamamışım, hiç üzülmemişim ve kendimden şüphe etmemişim gibi bir hisse kapıldım. Bana huzur veriyordu. Yanındayken kendimi iyi hissediyordum, onu ikinci kez görüyor olsam bile. Kokusunu aldığımda ve saçıma dokunduğunda kalbim göğüs kafesimi parçalamak istercesine hızla atıyordu. Nedenini belki biliyordum, belki de biraz daha zamana ihtiyacım vardı. Ama onu bir haftadır konuştuğum bir yabancı olarak görmediğim kesindi. Yeni bir arkadaş olarak da...
'Hey, seni dinliyorum, ne olduğunu anlatacak mısın yoksa ben burada meraktan öleyim mi?'
Jennie'nin sesiyle düşüncelerimden uzaklaşabildim. Kokusu bile başımı döndürürken onu bu kadar yakınımda hissetmek bana tuhaf geliyordu. Tanrım, ne hissettiğimi tam olarak bilsem anlatacaktım her şeyi. Jennie bana hadi artık dermişçesine bakıyordu. Artık konuşmaya başlamalıydım.
'Jennie'
'Efendim bebeğim?'
'Ben, konuşamıyorum. Heyecanlanıyorum ve kendimi anlatamıyorum, sen böyle yanımda otururken ben sana mesaj atsam da öyle konuşsak. Elim ayağım dolaşıyor ve dilim tutuluyor. Hem yanındayken konuşmak istiyorum seninle, hem de konuşamıyorum. En iyisi bu'
'Mesajlaşabiliriz tabii ki, başlangıcımız gibi'
öbür bölümde itiraflar geliyor**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with me|| girl x girl
Short Storyjisoo: nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum jisoo: ben galiba sana aşık oluyorum, Jennie.