bölüm-5-

767 27 0
                                    

-Martha aslında bu akşam ikimiz takılabiliriz. 

-Aslında iyi olur .

-Hazır olduğunda mesaj at . Seni almaya gelirim.

Ona tekrar sarıldım ve odama çıktım. Hazırlanmaya başlasam iyi olacakltı....

Üzerime rahat birşeyler giydim ve saçlarımı her zaman ki gibi serbest bıraktım. Ve her zaman ki gibi sade, hafif makyajımı yaptım. Hazır gibi görünüyordum. Nick'i aradım. Telefon iki çalıştan sonra açıldı.

-Selam Nick, ben hazırım.

-Selam tatlım o halde 10 dakikaya oradayım.

Yılbaşına 2 gün kalmıştı ve ben ne giysi ne de hediye alışverişi yapmamıştım. Aslına bakarsanız giysiden çok kitap alışverişi yapmasını severim. Kevin eğer yılbaşını da o kızla birlikte geçireceğimizi söylerse onu kırmadan nasıl hayır diyebilirim diye düşündüm. AMA cevap çok açıktı bunu onu kırmadan söylememin bir yolu yoktu. Ben böyle kara kara düşünürken telefonum çaldı. Arayan Nick di.

-Aşağıdayım. 

-Tamam geliyorum.

Bildiğiniz gibi ayağım artık iyileşmişti yani bu da demek oluyordu ki tek başıma merdiven çıkıp inebilecektim. Apar topar dışarı çıktım. Kevin'e gittiğimi söylemek için odasına girmek istedim ama kitliydi. Haber vermeden gitmişti. Aşk bunun gözünü fena boyamıştı.

Aşağıya indiğimde Nick beni bekliyordu.

-Selam.

diyerek boynuna sarıldım.

-Selam. Söylesene gecenin karanlığını neden sen aydınlatıyorsun? Bırakta bunu ay yapsın.

yüzümde bir gülümseme oluştu. Her zaman dediğim gibi siz ne kadar kötü hissedseniz de Nick sizi mutlu etmeyi bilir.

-Eee nereye gidiyoruz?

-Aslında ben de bilmiyorum kaybola kaybola gideriz işte .

-Şaka yapıyor olmalısın. 

-Tabiki de şaka yapıyorum ben her şeyi ayarladım.Hadi gidelim.Ama biraz uzak.

Bunları dedikten sonra bir taksi çağırdı.

Taksiye bindikten hemen sonra telefonum çaldı arayan Kevin'di. Sonunda aklına bir kız kardeşi olduğu gelmişti.Telefonu açar açmaz bana 

-Ah Martha nereye kayboldun seni küçük böcek?

-Nihayet aklına gelebildim. 

-Ya soruma cevap versene.

-Of Nick'leyim biraz takılıcaz.

-Dikkat edin.

Hiçbirşey demeden telefonu yüzüne kapattım.

''Sonunda aklına gelebildim. Kibirli şey'' diye sesli düşündüm.

Nick gülerek bana baktı

-Bayağı özlemişim seni.

-Ya sen ne zamandan beri abim ile Julie arasındaki ilşkiyi biliyorsun?

-Bu günden beri.Ben de daha bu gün öğrendim ve şok oldum.Ama bu anun kararı bizim karışmamız doğru olmaz.

-Beni korkutan asıl şey o kızın abimin kalbinde derin izler bırakabileceği.Yani bilirsin Kevin çok duygusaldır.

-Sana katılıyorum fakat bu akşam eğlenmek istiyorsak bunları düşünmemeliyiz.

Nick bunları der demez araba durdu ve biz çok güzel bir restorantın önünde duruyorduk.

Anlaşılan sadece yemek yiycektik.

-Ne yani sadece yemek mi yiycez?

-Ah tabiki hayır Martha sadece acıktığım için buraya geldik.

İçerideki masalardan birine oturup siparişimizi verdik.Aslında pek iştahım yoktu. Telefonum çaldı ve arayan annemdi. Bu kadında bir tuhaflıklar var ama neyse. Normalde evde yüzümüze bakmayan kadın tutmuş gece vakti beni arıyordu.Telefonu açtım tabiki.

-Sadece paraya ihtiyacınız var mı ve ne zaman dönüyorsunuz diye aramıştım.

-Ben de tahmin etmiştim neden aradığını. Hayır hiçbir şeye ihtiyacımız yok.

diyerek telefonu yüzüne kapattım.

Kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki. Sebepsiz yere yorulmuştum. Yemekleri yedikten sonra biraz dolaştık.Aslında Nick daha farklı şeyler planlamıştı ama ben dolaşmak istedim.

-Aslında bu akşam pek de istediğim gibi olmadı ama bununla idare edicez artık. 

-Bence bu akşam da bu günde güzeldi sonuçta uzun süre sonra birlikte vakit geçirdik.

Suratım birden asıldı.

-Keşke Kevin'da bizimle birlikte olsaydı.

*******

Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra Nick üşüdüğümü görünce beni otele bıraktı.

Taksiden inerken 

-Görüşürüz 

diyerek boynuna sarıldım. Osırada Nick

-Yarına bir işin var mı?

-Ah hayır sadece yılbaşı için birkaç giysi ve hediye bakıcam .aslında bana eşlik edicek bir arkadaşa hayır diyemem.

-Giysi konusu beni aşar ama hediyede yardım edebilirm.O halde öğlen buluşalım ben seni alırım.

-Bana uyar.

diyip kapıyı kapattım.

Odama çıkmamın hemen ardından kapım çaldı gelen Kevin'di. Kapıyı yavaşça açtım.

-Ya saat kaç oldu neredeydin. 

Saate baktığımda saat 12'ye geliyordu ve ağbim yine sorumlu ağbi kılığına bürünmüştü.

Ah Kevin keşke merak etmeseydin en azından yanımda Nick vardı.

Bunları söylerken yüzümde alaylı bir gülümseme vardı.

Kevin hafif öfkelenmiş bir şekilde odamdan çıktı. Ben ise o gider gitmez yattım.Yarın eğlenceli geçicek gibi....

BROTHER AND MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin