Harry'e hava almak istediğimi söyledim ve birlikte bahçeye çıktık. Biz girişteki banklara oturup konuşurken uzaktan gelen Nick ve Angela girişe doğru geldiler. Olamaz onların ne işi vardı burada?Üstelik el ele tamam sakin ol Martha sanane belki birisi hastadır demi yani....
Angela'nın yüzündeki gülümseme beni görmesiyle somurtmaya döndü. Nick ise bana dik dik bakıyordu. Olmuyor dikkatimi başka yöne veremiyordum. Harry elini omzuna attı ve ona doğru bakmamı sağladı. Şu an bu çok iyi olmuştu.
-Biliyorum Martha bu senin için zor ama o tarafa bakma.
-İnanmıyorum , ona o kadar güvenmiştim ki. Bunu atlatmak çok zor olacak ona her baktığimda aklıma o gün geliyor.
Hastanenin içine doğru giderlerken Nick hala bana bakıyordu. Bu rahatsız edici bir şey. Bir süre sonra biz de hastaneye girdik. Kevin hala çaresizce pencerenin kenarında Julie'ye bakıyordu. Onun yanına gittim.
-O kadar büyütülecek bir şey yok yani alt tarafı bir sinir krizi neden burada bu kadar uzun zaman tutuyorlar.
dedim bıkkın ve biraz da sitemli bir şekilde. Kevin ise gözlerindeki uykusuzlukla bana bakıp
-Bunu sana söylememi kesinlikle istemedi ama bu bir sinir krizi değilmiş yani o anlık öyleymiş ama aslında ona daha önce hastaneye yatması söylenmiş yani gerçekten sorunları var Martha ve bana bunu hiç söylemedi.
dedi. Ne yani bizim sürtük şimdi de sorunlu mu çıkmıştı. Acaba Harry'e bunlardan söz etmişmiydi. Biz konuşurken Julie yavaş yavaş kendine geldi ve Kevin de bunu fark eder etmez direk doktorun yanına gitti. Ben de bir kenara geçip oturdum. Zaten Harry de kahve almaya gitmişti. Omzuna dokunan elle irkildim. Dokunanın Harry olduğunu düşünüp yüzündeki büyük gülümsemeyle arkama döndüm ama yüzündeki gülümseme fazla sürmemişti gelen Harry değil Nickti. Bu daha hangi yüzle gelebiliyordu acaba benim yanıma. tam kalkıyordum ki bileğimden tuttu.
-Bak ben gerçekten ondan ayrılacaktım.
dedi.
-Lütfen bırakırmısın kolumu. Sana inanmamı da bekleme . şimdi bileğimi bırak.
dedim. O sırada ne ara geldiğini göremediğim Angela Nickin kolundan sıkıca tuttu ve kendine doğru çevirdi. Sonunda bu hareketin etkisiyle Nick bileğini bıraktı Tam oradan uzaklaşıyordum ki Angela'nın büyük bir sevinçle konuştuklarını duydum ve olduğum yerde durdum.
-Sevgilim gerçekten de bir aylık hamileymişim. Bu çok güzel bir haber değil mi?
Olduğum yere düşüp yığılabilirdim. O sırada farkında olmadan yüksek sesle "hamile mi" dedim. Nick kolumdan tutup beni kendine doğru çevirdi ve
-Ben de bilmiyordum Martha gerçekten
dedi yalvarış şeklinde. Ona bakmadan konuştum
-Ne yani bir de bebek mi vardı. İnanmıyorum bunu Angela'ya nasıl yaptım.
dedim ve küçük bir nefes aldıktan sonra
-Asıl ben değil bunu ona sen yaptın!
dedim ve oradan uzaklaşmaya başladım. Nick topuğunu yere vurdu ve
-Bak Martha onu aldırmayı düşünüyoruz zaten.
dedi. Olduğu yerde şaşkın şaşkın duran Angela yıkılmış bir şekilde
-Se....sen....na....nasıl böyle bir şey diyebildin?
dedi Nick ise ona dönüp kolidoru inletecek şekilde bağırdı
-Kes sesini!!!!Senden bir çocuğum olsun istemiyorum anladın mı!!!!
Angela yıklmış bir şekilde yere yığıldı. Bende geri dönüp Nick'e son derece kızgın ama bir o kadar da kırgın sesimle
- Eğer beni biraz sevdiysen ya da eğer şu kadarcık bir onurun varsa git ve hem o çocuğa hem de şu kıza sahip çık.
dedim ve gittim. Çok hızlı bir şekilde uzaklaştım.
Dışarı çıktım, Harry'e de buraya gelmesi için mesaj attım.
Zaten çok geçmeden yanıma gelmişti.Gelir gelmez boynuna sarıldım ve ağlamaya başladım. O da bana sarıldı ve bir süre o şekilde durduk.
Yavaşça geri çekildim ve elinin tersiyle göz yaşlarımı sildim. Onun şu durumda hiçbirşey sormaması çok güzeldi. bir kolunu omzuna attı ve hastanenin içine girdik. Kevin Julie'nin yanındaydı. Bizi farketmemişti. Bir köşeye geçip oturdum. Ardından Harry Julie'nin odasına gitti. Girmesinin üzerinden fazla geçmeden çıktı ve yanıma gelip.
-Hadi kalk gidiyoruz.
sesinde çok ciddi bir ifade vardı. Ona ters ters bakarak
-Kevin'i yalnız bırakamam.
dedim.O ise
-Ah hadi ama o iyi Julie de iyi.Aslında eğer gitmezsek asıl sen iyi olmayacaisın ve ben seni bu şekilde görmeye deyanamıyorum hadi yürü.
dedi. Sanırım haklıydı. Zaten artık Kevin'in moreli de iyiydi.
-Tamam bari bekle de Kevin'in yanına gidip gideceğimi söyleyeceğim.
dedim. Ve o beklerken ben de içeriye girdim. Julie'ye hiçbir şey demeden Kevin'e sarıldım. O da bana sarıldı ve ona
-Kendine iyi bak.
deyip odadan çıktım.Harry'nin elini tuttum. Birlikte arabaya bindik.
****
Çok geçmeden evdeydik. Direk odama çıktım. Üzerimi değiştirdim ve yatmaya çalıştım. Ama bir türlü uykum gelmiyordu. Aradan belki iki saat geçmişti ve yine Harry o rutini olan şeyi yaptı ve odama kapıyı tıklatmadan girdi. Ona dik dik baktığımda ise
-Sen daha uyumadan mı?
-Sanırım hayır.
dedim ona bakarak.
O ise yine yanıma gelip uzandı. Bunu alışkanlık haline falan getirmişti sanırım. Bana çok sıkı bir şekilde sarıldı ve
-Hadi uyu.
dedi. Bense ona bakarak
-Sen de burada uyumayı alışkanlık haline getirdin galiba tatlım.
dedim. O da yüksek ve bıkkın bir sesle
-Hadi uyu
dedi. Ve gözlerimi kapadım. Uyku yavaş yavaş bedenini ele geçirdi.
****
Uyandığımda gerçekten yatağa yayılmış bir şekilde yatan Harry ile karşılaştım. Yatağın büyük bir kısmıni o kaplıyordu. Tamam ben de belki biraz yer kaplıyor olabilirim. Ama o benim 2 katım yer kaplıyor. Yavaşça kalktım. Yatakta oturur pozisyona geçip onun yanağına küçük bir öpücük kondurmak için ona doğru eğildim. O ise aslında uyumadığını belli ederek benden önce davranıp o benim yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.
-Sen uyumuyor muydun?
dedim. O da bana çok komik bir şekilde bakarak
-Hayır aslında tam bir saat önce uyanmıştım.
dedi.Ardından bir küçük nefes alıp sözüne devam etti.
-Simdi nasılsın?
-Sanırım iyiyim.
dedim. O da bana uzunca baktıktan sonra kalktı ve
-Ben çok acıktım.
dedi.
Bu aç çocukla işim var....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BROTHER AND ME
Romance''Meraba ben Martha . Size hikayemi baştan alayım. Ben 18 yaşındayım. Bu da benim ağabeyim Kevin kendisi benden 2 yaş büyük yani 20 yaşında . Noel için İtalya 'ya gidiyoruz ve sanırım uçağı kaçıracağız....''