Telefonumun alarm sesiyle birlikte hızlıca kalktım. Üstümü giyinip tam çantamı hazırlıyacağım sırada annem kapıyı açıp bana baktı. 'Kızım iyimisin,sen uyanmışsın' anneme yalandan bir gülümsemeyle 'evet' deyip çantamı hazırlamaya devam ettim. Aklıma notun Kaan'da kaldığı geldikçe sanki boğazım biraz daha daralıyordu. Çantamı omuzlarıma takıp derin bir nefes aldım.
Aşağıya indiğimde annemle babam kahvaltı etmeye başlamıştı tabi annem benide bu kahvaltının içine dahil etmek istediğini bildiğimden sessizce kapıyı açıp ayakkabılarımı giydim. 'Kızım!' babamın bana seslenmesiyle hemen sus işareti yapıp mutfakta ki annemi işaret ettim. Babam gülerek tamam anlamında kafasını sallayıp kapıyı kapattı.
Hızlı adımlarla servis yerine gitmeye başladım,aslında geç falan kalmamıştım ama servise hızlı yürümek alışkanlık gibi bişey olmuştu. Ali amca daha gelmemişti. Bende kaldırımın kenarında ki banka oturdum. Kaan'ı ilk gördüğümde ne yapmalıydım? Yada ne demeliydim? Derin bir nefes alıp Kaan'ı düşündüm. Gözlerinin hizasına inen düz siyah saçları vardı. Gözleri kahverengiydi,gözlerinin etrafında ok gibi uzunca dizilmiş kirpikleri vardı. Burnu yüzüyle gayet orantılıydı gülünce ortaya çıkan keskin çene hatları ona o kadar çok yakışıyordu ki. Hafif esmer teninde sadece bir beni vardı. O da tam olarak boynunun sağ tarafındaydı. Korna sesini duymamla birlikte irkilerek servise baktım. Erken gelmeme rağmen yine geç kalmıştım. Servisin kapısı açılınca Ali amca gülerek bana baktı. 'Ali amca gerçekten kusura bakma erken gelmiştim oysa ki, yemin ederim.' 'Önemli değil kızım geldiğimde seni o bankta görmek bile gözlerimi yaşarttı.' servisteki herkez gülerken bende gülerek Büşra'nın yanına oturdum. 'Günaydın Büşüşüm' Büşrada bana günaydın deyip Banu teyzenin ona zorla yemek yedirdini ve şuandada midesinin bulandığını söyleyip pencere tarafına döndü. Bende Büşra'nın penceresine dönüp dışarıyı izlemeye başladım.
Büşranın koluna girip bahçeye baktım. Bahçede Kaan'ı göremeyince rahat bir nefes aldım. Büşra bana bakıp güldü. 'Kanka nasıl bir nefes almaktı?' Büşra'nın hiç bişeyden haberi yoktu aslında ona dün gece haber vermeyi düşünmüştüm. Ama o saatte çoktan uyuduğunu bildiğim için aramamıştım. Şimdiyse o kadar olayı bu stresli halimle anlatamayacağımdan dolayı Büşraya cevap olarak sadece gülümsedim. Dersimiz resimdi,resim atölyesinin kapısına geldiğimizde titreyen ellerimle kapıyı açtım. Sınıftada Kaan'ı göremeyince daha çok mutlu olmuştum. Çantamı sıraya koyup Alp'in yanına gittim.
'Günaydın Alp naber?'
'Sanada günaydın, iyi'
'Alp Kaan nerde? Yanında göremeyince şaşırdım doğrusu'
'Dün karnı ağrıyordu ya geç yatmış,o yüzden geç kalktı az sonra gelir ama'
Öğretmenin gelmesiyle Alp'e tamam deyip yerime geçtim. Resim dersi boş ders gibi bişey di,herkes ses çıkartmamak şartıyla her şeyle ilgilene biliyordu.Büşra'nın yanına giderek boyadığı tuvale baktım. Büşra benim geldiğimi görünce fırçayı bana uzatıp,'Boyamak istermisin? diye sordu. 'Evet' deyip fırçaya uzandığım an fırça hırkamın koluna sürtüp yere düştü. Siyah hırkamın üzerine düz bir çizgi gibi inen beyaz boyayı görünce sinirlerim bozuldu. Hızlıca öğretmenden izin alıp kolumu yıkamak için tuvalete gittim. Bir iki defa ovuşturmamla boya hırkamdan çıkmıştı. Tuvaletten çıkıp sınıfa doğru yürüdüğüm esnada koridorda Alp'i gördüm. 'Alp elinde telefonla nereye' Alp elindeki mavi boyayı gösterip 'Elim boyandı' diyerek güldü. 'Anladım' deyip. Sınıfa doğru gitmeye devam ettim.
"Şarkıyı burada dinlemeye başlamanızı öneririm😊"(Soner Avcu/Yalnızlıklar)
Sınıfa gittikten 5-10 dakika sonra Alp sınıfa hızlıca girip çantasını aldı. Öğretmen Alp'in çantasını izin almadan alıp kapıyı döndüğünü görünce 'Alp!' diye bağırdı. Alp tuttuğu kolun kapısını yavaşça bırakıp öğretmene döndü. 'Efendim hocam' sesi çok sert çıkmıştı öğretmen çatılmış kaşlarını biraz daha çatarak Alp'e baktı. 'Ne bu edepsizlik,ne yaptığını sanıyorsun bakalım!!!' Tüm sınıf öğretmenin ve Alp'in konuşması karşısında nefes bile almazken tüm bu sessizliği Alp'in hıçkırıkları bozmuştu 'Kaan'ın yanında olmalıyım, kardeşimin yanında olmalıyım' Alp'in Kaan demesiyle hızlıca ayağa kalktım oturduğum sıra sertçe yere düşerken Büşra elimden tutup beni sakinleştirmeye çalıştı. 'Kaan'a ne oldu Alp!!!' Alp'in gözlerinde ki yaşlar yavaşça yeryüzüyle buluşurken bana hiçbir cevap vermemişti. 'ALP!!!' Alp uzun saçlarının altında ki kızarmış gözleriyle bana baktı 'Kaan'a araba çarp..' Alp sözünü tamamlayamamıştı bile sözünü kesen hıçkrıkları dahada kuvvetlenmişti. Olduğum yere çakılı kaldım ne bir göz yaşı akabildi gözlerimden,nede bir çığlık kopabildi ağzımdan sadece sustum. En son hatırladığım şey Alp'in hıçkırıklarıydı.
Her bir damlası kana benzeyen hıçkırıklar...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki De.,
Fiksi RemajaNasıl gittiklerini görmeyelim diye vardır belki de Göz kapakları...