Gözlerimi yavaşça araladığımda kendimi mavi ve müthiş derecede ilaç kokan bir odada buldum. Uyandığımı farkedince Büşra yağmur damlalarının yavaşça süzüldüğü pencereden başını çevirip bana baktı."İyimisin Gökçe?" başımı evet anlamında sallayıp kolumda yarısı bitmiş seruma baktım. "Büşra Kaan nerede iyimi?" Büşra derim bir nefes alarak önüme düşen bir tutam saçı alıp geriye attı. Soğuk elleri sıcak ellerimi sarıp gözlerime baktı. "Bak Gökçem Kaan'ın iyi olması için sabretmemiz gerek,yaşadığımız şeyle çok ağır bunun farkındayım ama şuan elimizden gelen tek şey sabır ve dua. Gözlerimden yavaş ve sıcak yaşlar süzülürken Büşra'ya sarıldım. Büşra sakin ol deyip sırtımı okşama ya başladığı sırada. Kapıdan içeri telaşla giren annemi gördüm.
"Kızım! İyimisin???" Annemin üzüldüğümü görüp üzülmesini istemediğim için kızarmış gözlerimin kenarında ki yaşları silip "İyiyim anne" dedim. Annem üzgün olduğumu çoktan anlamıştı ama fazla üsteleyip daha yeni ve derin olan yarama bıçak sokmadı. Yanıma gelip sıcak ve şefkatli kollarıyla beni sarıp alnımı öptü. O an sanki boğazıma tıkanan ve bi nebzede nefes almamı zorlaştıran taşların bazıları yavaşça aşağıya süzülmüştü...
Bir koltukta Büşra bir koltukta annem otururken sanki herkes nefes almayı unutmuştu. Kolumda ki seruma bakıp gözleri üstümde duran yorganın desenlerinde dolaşan anneme baktım. "Anne serum bitti." Annem "tamam" deyip hemşireyi çağırmaya gittiği sırada. Büşra'ya yavaşça seslendim. Ses vermeyince uyuduğunu anlayıp pek kurcalamak istemedim. Zaten oda bugün benimle yeterince koşturmuştu. "Gökçe hanım nasılsınız?" Hemşirenin nazikçe sorduğu soruya çok yapmacık olduğu belli olan bir gülümsemeyle "İyiyim" dedim. Koluma yaklaşıp serumu çıkarmak istediğimde."Bi dakika anne gelirmisin" Hemşire küçük yüzüne yakışan bir tebessümle anneme ve bana baktı. Annem yanıma gelince kafamı göğsüne yaslayıp,kolumu hemşireye uzattım. "Bitti geçmiş olsun,artık taburcu olabilirsiniz geçmiş olsun." Hemşirenin dışarıya çıkmasıyla annemin ellerini sıkıca tutup "Gitmeyelim anne lütfen" dedim. Annem kafasıyla Büşra'yı işaret edip "Kızım eğer eve gitmezsek Büşra'da gitmez. Hem bak ne kadar yoruldu. Bence azıcıkta olsa dinlenmeye ihtiyacı var. Yarın erkenden yine gelirsiniz tamammı."
Hiç istekli olmasam da annemin dedikleri doğruydu. Sadece kendimi düşünemezdim. Derin bir nefes alıp"Tamam anne"dedim.Annem montumu bana verdikten sonra Büşra'nın yanına gidip yavaşça omuzuna dokundu "Kızın kalk hadi gidiyoruz." Büşra uyku mahmurluğunun etkisiyle yavaşça gözlerini aralayıp etrafa bakmaya çalıştı. Annem montunu ona doğru uzatınca anneme ve monta birkaç saniye bakıp montu aldı. Uykunun verdiği mayhoşluk üstünden gitmemesine rağmen annemi ve beni bekletmemek için oldukça hızlı davranıyordu.
Annem danışmadan çıkış işlemlerini onaylatmaya giderken. Büşra ve bende Alp'i bulmak için yoğun bakım yazan koridora girdik. Her oturakta bitkin ve yorgun duran insanların arasından ilerleyip bi köşe sinip uzun ve hafif dalgalı saçlarını dizlerinin arasına koymuş Alp'i farkettik. Büşra'yla adımlarımızı hızlandırıp Alp'in yanına geldik. Alp geldiğimizi anlamamıştı. Büşra ile yere eğilip elimizi omuzuna koyduğumuzda. Yüzünü yavaşça kaldırıp bize baktı. Gözlerinin altına ağlamaktan mor bir halka yerleşmişti,normalde kızlara güzel görünmek için saçlarına bile tutmamıza izin vermeyen Alp'in saçları dağınıktı. Boynunda her zaman gevşemiş duran kıravat biraz daha aşağıya çekilmişti. Bu haldeyken onu konuşturup daha fazla üzmek istememiştim. "Alp bişey olursa bize haber ver tamammı?" Alp sessizce başını sallayınca Büşra'yla yavaşça kalkıp annemin yanına gittik. Taksinin içinde başımı cama yaslayıp cama vurup yavaşça süzülen su damlalarına baktım. Ne kadarda güzel süzülüyorlardı...
"Kızım kalk hadi geldik" gözlerimi yavaşça açıp arabanın tavanında duran sarı ışığın soluk ışığıyla etrafa bakıp Büşra'yı aradım. " Anne Büşra nerede?" Evinde kızım evinde. Ne kadar uyumuştum acaba? Montumun şapkasını kafama atıp. Hızlıca annemle apartmana doğru koştuk.
Evin kapısını yavaşça aralayıp montumu askıya asıp direk odama çıktık. Kafamı yastığın içine bastırıp yavaşça ağlamaya başladım. Daha sabah heyecandan öldüğüm çocuk için şuan acıdan ölmek üzereydim. Odanın kapısını yavaşça aralayıp içeri giren annemi farketmemiştim bile. "Kızım" kafamı yastıktan kaldırıp anneme baktım. Masamın kenarından aldığı sandalyeyi yatağımın kenarına koyup saçlarımı yavaşça okşama ya başladı." Kızım Kaan'a karşı ne hissettiğini biliyorum. Sen bayılınca Büşra bana haber etmek için anlattı. Şuan yaşadığın şey çok acı veriyor bunun farkındayım ama Kaan sizden göz yaşı beklemiyor hepinizin yapabileceği tek şeyi istiyor Dua...
Gözlerim yavaşça kapanmaya başlamıştı. Ama uyumak istemiyordum ya telefonum çalarsa ve ben duymasam?
Hemen mutfağa gidip 2-3 bardak suyu aralıksız içtim ne kadar içersem midem o kadar suyla dolar ve bende o kadar rahatsız olurdum. Tam 4. Bardağı doldurmak için bardağı musluğa uzattığım sırada cebimdeki telefonum titremeye başlamıştı. Bardağı hemen fanyasın üzerine koyup telefonu cebimden çıkardım.
Arayan Büşra'ydı
-''Alo büşra"
-"................"-"Büşra orda mısın?"
Büşranın telefonundan gelen garip nefes sesler hem sinirimi bozuyor hemde daha fazla meraklanma mı sağlıyordu.
"Büşra!" Büşra derin bir nefes alarak sesini sakinleştirmeye çalıştı. "Gö-Gökçe demin Alp aradı..."
Büşra sözünü tam tamamlayamadan onu güzelce soru yağmuruna tuttum. "Ne oldu?,Kaan'a kan filan mı lazım?,Hemen geliyorum?,Nerde buluşalım?""Gökçe!!!" Büşra'nın bağırmasıyla telefonum yere düştü. Hızlıca telefonu tekrar kulağıma götürüp " Tamam Büşra dinliyorum"dedim." Ben özür dilerim aslında sana bağırmamalıydım,ama şuan gerçekten hiç iyi değilim Gökçee Kaan" Büşra cümlesini tamamlamasada,yarım kalan cümlenin arkasından gelen hıçkırık sesleri cümleyi tamamlamıştı.
"Hayır!!!" telefonu sertçe yere atıp. Tezgahtaki yarı su dolu bardağı yere atıp tuzla buz ettim. Elime batan parçaların acısını hiç hissetmiyordum. Kalbimdeki olan acı tüm acıları bastırmakta kafiydi.
Sesleri duyan annem ve babam hızlıca aşağıya inince. Mutfağın halini ve benim bir kaç yerden kanıyan kolumu görünce telaşlanmışlardı. "Kızım?!" "Anne Kaan ölmüş!!!!!!,Anne!!!!!,İçim acıyor!!!!,Anne!!!"
Annemin de gözünden yavaşça yaşlar süzülmeye başlamıştı.Artık umut diye bişey kalmamıştı ortalıkta oda Kaan gibi ölüp gitmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki De.,
Teen FictionNasıl gittiklerini görmeyelim diye vardır belki de Göz kapakları...