Selam, iğrenç bir bölümle daha karşınızdayım. Bu bölümden sonra bir daha okumak istemeyebilirsiniz, çok hak veririm. Ama ne yapayım bu boktan geçiş bölümlerini yapamıyom ki. Bu bölümümzde Nisan'ın Deniz'e attığı mesajın üstünden tam dört ay geçiyor. Ve yeni Deniz'i göreceğiz, tanıyacağız burada. Biliyorum iğrenç yazdım, söylemenize gerek yok. Bir de söylemeden geçemeyeceğim, Deniz Nisan'dan nefret ediyor.
Not: Yaz tatiline girdikleri günden başlıyoruz. Deniz'in bu dört ay içerisinde yaşadıklarından kesitler olacak ara sıra, daha iyi anlayacağız. Haydi okuyun :**
Multide Alper vaaar :D
Bölüm şarkısı : Teoman - Unutamadım
Kahkahalarım hala dinmezken Berat Hoca söze dalıyor hemen.
"Deniz Bey, sizi de göreceğiz son sınıfta. Bakalım nasıl çalışacaksınız sınavlara." Diyor alayla karışık gülerken.
"Hocam çok çalışacağım valla!" Diyorum bir yandan kahkaha atarken. İrem ise koluma yapışmış bir şekilde kahkahalarımıza eşlik ediyor.
"Ben bilmem Denizcim! Baksana, şimdiden boşlamışsın sen dersleri. Zayıflar boy boy!"
"Önümüzdeki maçlara bakacağız artık hocam."
Yeniden gülmeye başladığımızda bahçeye indiğimizi fark ediyorum ve bir yanımda İrem diğer tarafımda Berkay bahçeye iniyoruz. Berat Hoca'ya dönüp baktığımda birinci sınıflardan Hakan ile konuşuyor.
Okuldan çıkıyoruz ve ben direkt İrem'in elini kavrıyorum. "Ee, nereye gidiyoruz böbreklerim?" Diyorum muzip bir ifadeyle.
"Aşkım, ya sensin böbrek!" Diyor İrem gülmeye başlarken.
"Ben böbrek olmam canım benden olsa olsa pe-"
"Sus istersen su katılmamış salak." Diye sözümü kesiyor Berkay, bir yandan da omzuma tekme atıyor. Ciddiyim, yumruk değil tekme.
"Kız var burada!" Diye bağırıyor bana. Bense başımı sallıyorum ve İrem'in elini daha iyi kavrayıp kendime çekiyorum.
"Ee, ne yapyıoruz demiştim en son?"
İrem buruk bir şekilde gülümsüyor, "Ben eve gideceğim valla. Dilan'a alışveriş sözü vermiştim geçen gün. Zaten son zamanlarda görüşemiyoruz, ekmeyeyim onu." Diyor izin alırmış gibi.
Başımı sallıyorum, "Sen gidiyorsun o zaman?" Diyorum soru sorarmış gibi.
İrem başını sallıyor ve yanağıma doğru itiyor kendini, "Seni seviyorum, canım."
"Ben de seni." Diyorum ve onun yanağımı öpmesine izin veriyorum. İrem yanağımı öptükten sonra Berkay'a da el sallıyor ve hızlı hızlı bize ters yönden yürüyüp gözden kayboluyor.
Rahatlamış gibi bir nefes veriyorum ve Berkay'a dönüyorum. "Tek kaldık aşkım." Diyorum Berkay'a göz kırparken. Berkay ise beni kendinden itiyor ve iğrenir gibi bakıyor, "Top musun lan, siktir git."
Ben gülüyorum ve kolumu omzuna atıyorum.
"Ne oldu anlatacak mısın?"
"Ne olmuş ki?" Diye soruyor Berkay bana tip tip bakıp.
Gözlerimi deviriyorum ve kulağına eğiliyorum, "Ne öğrendin, dersteyken de bir şey söyleyeceğim demiştin, İrem geldi söyleyemedin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisan Kızı
Novela JuvenilBeni her zaman bıkmadan, usanmadan dinleyen anneme... O Deniz. Deniz Demirsu. Sıradan ve normal bir hayatı var, ama hayatındaki tek kusuru ilkokuldan beri tanıdığı kendinden bir yaş küçük arkadaşı olan Nisan'ın ona fazlasıyla aşık olması. O, ne kada...