cold sweat

708 105 6
                                    

[M]

••

Yoongi;

Göz kapaklarımı tembelce aralamış ve yanımda yatan bir Hoseok ile karşılaşmıştım.

İşte tam o an, hiç kapatmamayı dilemiştim gözlerimi.

Bedenimi ele geçiren acı beni yenene kadar onu izleyebilmeyi dilemiştim.

••

Yüzüme küçük bir gülümseme kondurup yaklaştım ona.

Ellerimi beline sardım ve bacaklarını bacaklarımın arasına alıp dudağına küçük bir öpücük bıraktım.

Uyanmasını istememiştim.

Beni bırakır diye, kızar diye, gitmemi ister diye.

Gözlerine bakamam diye.

••

İzledim onu, aradan ne kadar geçtiğini bilmiyordum.

Bir süre sonra uyanmış ve ellerini yüzümde gezdirmeye başlamıştı.

"Yoongi?"

"Buradayım güzelim."

"Canın çok yanıyor mu?"

"Yanmıyor, sen varsın."

"Aptal."

"Korktum, çok korktum buna hakkın yok."

"Bana bakmadın Hoseok, o adamlara gittin."

"Hazmedemedim."

Derin bir iç çekmişti.

"Yapma."

"Memnun muyum sanıyorsun?"

"Yapma lütfen."

"Ne yapmayayım?"

"Sevme beni."

"Sevmemi istiyorsun ama."

Başını elleri arasına almış ve saçlarını çekiştirmeye başlamıştı.

"Sana zarar verirler."

"Verecekler."

Gülümsemiş ve ellerini hapsetmiştim ellerimin arasına.

"Seviş benimle."

"Tam şuan."

Cevap verme gereği duymadan üzerime çıkmış ve gittikçe koyulaşan göz bebeklerini dikmişti kahve kürelerime.

"Beni koca bir enkaza çeviriyorsun."

"Piç."

Ensesine asılmış ve dudaklarımı esir etmiştim dudaklarına.

Ben alt dudağında oyalanırken o parmaklarını bedenimde gezdiriyordu.

Yakıyordu.

Üşütüyordu.

O an, dört mevsimi yaşatıyordu bana.

Dört mevsimin dört farklı hüznünü.

••

Son olarak dudağını ısırmış ve ağzımın içine bıraktığı boğuk inlemesinin tadını çıkarmıştım.

••

Kucağıma çektiğim çıplak bedeni süzdüm.

Hiç unutmamak adına öyle çok süzdüm ki nereye baksam onu görür oldum.

Elmacıklarına kadar uzamış siyah tutamlarını aldım parmaklarımın arasına ve taradım arkaya.

Sıcak nefeslerimizin ortada buluşup birbiriyle sevişmesini dinledim, dudaklarına yerleşmiş hüzünlü gülümsemesinden öptüm onu.

Yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve gözlerini kapatışını izledim.

Kucağıma biraz daha çekilişini ve bacaklarını belime sarışını sevdim bir kez daha.

Beni sevdiğini, beni deli gibi seveceğini kendine dahi itiraf edemeyişine bile tek bir kelime etmedim.

Kalçasını hafifçe kaldırıp erkekliğimi içine alışını izledim.

Utanmıştı.

Duvarlar şahidim olsun utanmıştı benden.

Belki de bana olan hislerinden.

Git gellerim hızlanırken ellerimi kalçalarına indirmiş ve acısını almak istercesine ovmaya başlamıştım.

Yüzümü boynuna gömüşünün,ensemdeki saçları çekiştirmesinin tadını çıkarmıştım.

İliklerime kadar sevmiştim onu.

İliklerine kadar karışmıştım tüm benliğimle.

Bir süre sonra ikimizde zirveye ulaşmıştık.

Ve yine öpmüştü beni.

Alnını alnıma dayamış ve burnunu sürtmüştü burnuma.

Ben ise cılız bedenini sarıp fısıldamıştım kulağına.

"Üşüyeceksin."

"Hayır, yakıyorsun beni."

"Üşümüyorum Min."

"Özür dilerim, senden uzak duramıyorum."

••

Starboy • SopeWhere stories live. Discover now